Hz. Mevlana Celaleddin Rumî Hazretlerinin Yıldırım Beyazid’in sıhrî bir bağı vardı. Şöyle ki: ‘Hz. Mevlana’nın oğlu Sultan Veled… Onun kızı Mutahhara bide Hatun, Germiyanoğlu Mehmed Bey ile evlendi. Oğulları Süleyman Şah Çelebi… Onun kızı Devlet Hatun, Yıldırım Bayezid ile evlendi. Onların oğulları Şehzâde Mehmed Çelebi… Onun oğlu II. Murad… Onun oğlu Fatih Sultan Mehmed…
Yıldırım Bayezid’in, Mevlana torunu Devlet Hatn un ile evlilikleri, Osmanlı Sultanlarının Mevlevîleri “akraba” olarak tanıma ve kabul etmelerine vesile olmuştur. Tahta yeni geçen Osmanlı Sultanlarına, Edirne kapısı dışında düzenlenen muhteşem merasimlerle Mevlevî Şeyhî tarafından “kılıç kuşatılması” geleneği bu tarihi bağa dayanmaktadır.
Mevlevîlik, Osmanlı İmparatorluğunun pây-ı tahtı olan İstanbul’da ilk dergâhını Fatih Sultan Mehmed zamanında, kiliseden camiye çevrilen ve daha sonra Kalenderhâne Zâviyesi olarak dervişlere tahsis edilen binada, tam mânasıyla bir Mevlevî Dergâhı şeklinde açılmıştır. Buranın vakfiyesinde, ‘ lim, dindar, dünyadan el-etek çekmiş bir şeyhin ve bir nâzırın, Cuma günleri namazdan sonra semâ meclislerinde Mesnevî ve ardından Kur’an-ı Kerim’den cüzler okuyacak bir hâfızın, semazenlerle birlikte sema yapacak dört mutribin’ görevlendiği yazmaktadır.
Mevlevilik, İstanbul’a girmesiyle birlikte tarikat yapısı, gereği üst seviye yöneticilerden ve entelektüel çevrelerden yüksek teveccüh görmüş ve İstanbul tekkeleri bu kesimler tarafından sürekli görüp gözetilmiştir.
Mevleviliğe ilk destek veren Padişah Sultan II. Murad (1421-1451), Edirne’de Büyük bir Mevlevî Dergâhının açılmasını sağlamıştır. Sultan II. Bayezid (1481-1512), Mevlana Türbesindeki sandukları yenilemiş ve üzerlerinde örtülmek üzere değerli kumaşlar göndermiştir. Sultan II. Bayezid’in oğlu Yavuz Sultan Selim (1512-1520), Konya’daki Mevlâna Dergâhı için vakıflar tahsis etmiş ve türbeye su getirerek şadırvan inşa ettirmiştir. 1514 senesinde İran ve 1516 senesinde Mısır seferlerine giderken Konya’ya uğrayan Yavuz Sultan Selim, Mevlânâ Türbesini ziyaret etmiştir. Kanunî Sultan Süleyman (1520-1546) da Mevlâna Türbesi içindeki semâhâne ve mescidi yaptırmıştı. Ayrıca Mevlana ve oğlu için bir mermer sanduka yaptıran Kanunî, Mevlâna’nın sanduklarını babasının üzerine naklettirmiştir. 1534 senesinde Irak Seferine giderken Konya’da mola veren Kanunî, Mevlâna’nın kabrini ziyaret ederek ordusunun zafer kazanması için dua etmiştir. Kanuni’nin oğlu Sultan II. Selim (1566-1574), Mevleviliğe meyilli olduğundan saray erkanı ve kalem efendileri de bu tarikata girmişlerdir. Mevlâna Türbesi karşısındaki Selimiye Câmii’ni Mimar Sinan (1490-1588)’a inşa ettirmiştir.
Osmanlı Sultanlarından IV. Selim, II. Mahmud, Abdülmecid ve Mehmet Reşad Mevleviliğe intisap etmişler; II. Süleyman, II. Ahmed, II. Mustafa, III. Ahmed, I. Mahmud, III. Mustafa, IV. Selim, II. Mahmud, V. Murad ve V. Mehmed Reşad Mevlevî Şeyhleri elinden kılıç kuşanmışlardır.
Osmanlı Sultanlarının Mevlâna ve Mevleviliğe duydukları ilgi ile saygı, Osmanlı Devletinin parçalanıp dağılmasına kadar devam etmiştir. Her Padişah, Mevlevî eserlerini onartmış, giderlerini karşılamak üzere vakıflar kurmuş, onlara muâfiyetler tanımış, temlikler yapmıştır.