Meselelerinizi bir dünya meselesi haline getirmelisiniz

Prof. Dr. Osman Şahin

Prof. Dr. Osman Şahin

23 Ağu 2024 14:30
  • Allah yolunda hizmet ederken yapılan işlerin ihlaslı ve samimi olması, başarıya ulaşmak için çok önemli olmakla beraber, aynı zamanda yapılanların meyve vermesi, verimliliği ve kalıcılığı için bilgi, tecrübe ve mantıktan da istifade edilmesi çok büyük bir öneme sahiptir:

     

    Mesela şiddet kullanmak insanî/İslâmî olmadığı gibi, dini tebliğde şiddete başvurmanın da hiçbir mantıkî yanı yoktur. Bugün birileri tarafından yapılan ve maalesef İslâm’a nispet edilen terör saldırıları, canlı bombalar bütünüyle dinin ruhuna aykırı olduğu gibi, bunların hiçbir mantığı da yoktur. Zira terör ve şiddetle hiçbir yere varılamaz. Bir yere ulaşılsa bile orada kalıcı olunamaz.

     

    Çünkü bu tür eylemler geride kin, nefret, gayz ve öfke bırakır. Gün gelir bu öfke, ona sebep olanları da boğar. Eğer yapılan işlerin insanlar nazarında kabul görmesi ve kalıcı olması isteniyorsa, hem güzel niyet ve düşüncelerle yola çıkılmalı hem murad-ı ilâhîye uygun hareket edilmeli hem de akıl ve mantık sonuna kadar kullanılmalıdır.(Zamanın Ruhuna Uygun Hareket Etme) 

     

    SEBEPLERİ YERİNE GETİRMEK

     

    Kâinat kitabı da Allah’ın kitaplarından bir kitaptır ve bu kitabın da doğru okunması ve ona uygun hareket edilmesi çok önemlidir. Allah’ın (CC) Hakîm ismi de Müminlerin işlerinde sebeplere itaat ederek, bilgi, tecrübe ve mantıktan istifade etmelerini zorunlu kılmaktadır:

     

    “Siz, bir taraftan insanlığın sulh ve selameti adına durma bilmeden koşturmalı fakat diğer yandan da ortaya koyduğunuz güzelliklerin heba edilmemesi adına bütün sebeplere riayet etmelisiniz.

     

    Bizim Cenab-ı Hakk’ın inayetine, hıfz u himayesine itimadımız tam olsa da, projelerimizi bu gibi ekstra lütuflar üzerine bina edemeyiz. Her zaman söylediğimiz gibi, dinimiz bize, esbaba riayette âdeta bir esbapperest gibi davranmayı, Allah’a tevekkülümüzde de âdeta bir “cebrî” gibi düşünmeyi öğretir. Her şey Rabbimizin yaratmasıyla, O’nun inayetiyle, lütf u keremiyle meydana gelir.” (Zamanın Ruhuna Uygun Hareket Etme) 

     

    Müminler işlerindeki başarılarını, Allah’tan gelecek ekstra lütuflara bağlamamalı, her şeyden önce sebepler açısından kendilerine düşenleri yerine getirmelidirler. Hizmet insanları, Allah Resûlü’nün (SAV) de yaparak gösterdikleri gibi, hizmetlerinin korunması ve kalıcılığı adına her türlü tedbire başvurmalıdırlar:

     

    Mütecavizler size engel olmak istediğinde, sizi başkaları savunmalı

     

    Eğer ortaya koyduğunuz güzel işlerin kabul görmesini veya en azından bunlara ilişilmemesini istiyorsanız, meselelerinizi bir dünya meselesi hâline getirmelisiniz. Öyle ki dünya üzerinde hegemonya kurmak isteyen, çatışmadan beslenen veya kin ve nefretlerinin kurbanı olmuş bir kısım zalim ve mütecavizler size engel olmak istediğinde, sizi başkaları savunmalı, “Hayır, bunlara ilişmeyiniz, bunlar insanlık adına çok güzel işler peşinde koşuyorlar.” demeliler…

     

    Evet, insanlığın faydası adına gerçekleştirilen projelerin korunması, binbir emekle ortaya konulan birikimlerin heder olmaması, yarın birileri tarafından zayi edilmemesi, insanlığa sunulan hizmetlerin kalıcı olması adına bugünden ne kadar tedbir alınsa değer. Cizvitlerin, Urartuların yaptığı gibi iç içe surlar örülmelidir ki, kötü niyetlilerin elleri oraya ulaşmasın, Allah’ın inayet ve keremiyle başlamış ve devam etmekte olan bir açılıma halel gelmesin, dünyanın dört bir tarafında cihanpesendâne hizmet veren güzel insanların emekleri zayi olmasın.

     

    Bu güzel açılımın hiç durmadan yoluna devam etmesi için bir araya gelmeli, beyin fırtınası yapmalı, aklı eren insanlara danışmalı, en makul ve realist yol ve yöntemler nelerse onları bulmaya çalışmalıyız. Bu konuda herkesin fikrinden istifade etmesini bilmeliyiz. Ufkumuzu aydınlatacak, yürüdüğümüz yolda bize önemli doneler verecek ve hareketimizi hızlandıracak alternatif düşüncelere, farklı yol ve yöntemlere açık olmalıyız.” (Zamanın Ruhuna Uygun Hareket Etme) 

     

    Hizmet insanları bulundukları bölgelere entegre olarak kendilerini, niyetlerini ve insanlık ve o ülke adına olan projelerini o yerin insanlarına tam olarak anlatmalıdırlar. Çünkü, her zaman her yerde kan ve irinden beslenen, kin ve nefretten beslenen insanlar ve gruplar vardır. Bunlar Hizmet insanlarına cephe aldıklarında o yerin sağduyulu sahipleri bunlar karşısına çıkıp onları savunmalıdırlar ki en etkin ve verimli savunma şekli bu olacaktır.

     

    Projelerinizin ve sizin kabulünüz, zamana ve entegrasyona bağlıdır

     

    Gidilen toplumlarda hizmet verebilmek ve verilen hizmetlerin uzun soluklu ve kalıcı olabilmesi için, öncelikle o toplumların sizi tanımaları, size güven duymaları ve sizin o toplumun bir parçası haline gelmeniz gerekir ki bütün bunlar zaman isteyen işlerdir:

     

    Her şeyden önce muhataplarınıza güven vaat etmelisiniz. Bunun için de içinde yaşadığınız toplumun bir parçası hâline gelmeniz, bünyenin içine girip onunla bütünleşmeniz gerekir. Eğer içinde yaşadığınız toplumda, bünyenin içine girmiş yabancı bir cisim gibi kalır, entegre olamazsanız, bir gün oradan sökülüp atılırsınız. Onlar sizi benimsemeli ve kendilerinden kabul etmelidirler ki size tepki duymasın ve mesajınızın doğruluğundan şüphe duymasınlar. Evet, bir topluma entegre olma, onun bir cüz’ü haline gelme, eğreti durmama, zamana vabestedir.” (Zamanın Ruhuna Uygun Hareket Etme) 

     

    İnsanlığın ihtiyaç duyduğu şeyleri onlara ulaştırmak için yapılacak hizmetlerde realitelerin, gerçeklerin ve konjonktürün farkında olmak çok önemlidir. İçinde bulunulan toplumların gelenekleri, öncelikleri, hassasiyetleri, psikolojileri, olaylara bakış açıları ve yaklaşımları ve toplumun sosyal yapısı gibi hususlar hesaba katılmadan yapılacak hizmetlerin ve projelerin başarısız olmaları kaçınılmaz olacaktır:

     

    Acele edilmemesi, konjonktürün müsaade ettiği ölçüde hareket edilmesi gerekir. Bazen birdenbire amudi yükselmeler tepki toplayabilir. Özellikle kendi geleneklerine, dinlerine bağlı toplumlar, yabancı gördükleri kimselerin ortaya koydukları projeleri hazmedemez ve reaksiyon gösterirler.

     

    Mesela bir ülkede sizin birdenbire onlarca okul açmanız oradaki güçlü lobileri rahatsız edebilir. Sizin hiçbir şekilde idareyle, siyasetle işiniz olmasa da, onlar bunu bilmedikleri ve henüz sizi tanımadıkları için endişe duyabilirler. Kendi hesabınıza bazı şeyler yapacağınızı zannedebilirler. Onların öteden beri yaptıkları bir kısım hesapları vardır. Hesaplarının karışmasını istemezler.” (Zamanın Ruhuna Uygun Hareket Etme)

     

    Gidilen toplumlar Hizmet insanlarını bilmedikleri ve tanımadıkları için onların aleyhinde daha baştan birtakım negatif düşüncelere sahiptirler. Özellikle de bütün dünyada Müslümanlar aleyhine oluşturulmuş negatif algıların çok güçlü olduğu bir zamanda onlar hakkında ciddi endişeler taşımaktadırlar.

     

    İçinde yaşadığımız toplumun çıkar ve faydalarını gözetmeliyiz

     

    Dolayısıyla önce bu algıların düzeltilmesine ihtiyaç vardır. Hizmet insanları ortaya koyacakları projelerde o toplumun çıkar ve faydalarını da gözetmeli ve yaptıklarının o toplumun genel politikalarına aykırı olmadığını onlara göstermelidirler:

     

    “Bu bakımdan sadece kendi projelerinize ve ideallerinize odaklanmamalı, her hamle ve açılımınızda içinde bulunduğunuz toplumun çıkarlarını, sizden beklentilerini ve dünya adına onların yapmak istediklerini de hesaba katmak zorundasınız. Ortaya koyacağınız faaliyetlerin bunlarla uyum içinde olmasına dikkat etmelisiniz.

     

    Yani fasl-ı müşterekleri çok iyi belirleyerek buradan hareket etmelisiniz. Yürüdükleri yolda bir engel teşkil etmediğinizi, dünya üzerindeki genel politikalarına zıt yanlarınız olmadığını görmeliler. Yoksa kendi ülkenizde bile size rahat verilmediği gibi yabancı ülkelerde hiç rahat vermezler.

     

    Hâsılı; düşünce ve aksiyon iç içeliğiyle çıktığımız bir yolda, ideallerimizin peşinden koşarken, yukarıda zikrettiğimiz hususların da çok iyi hesap edilmesi gerekir. Böyle hassas dengeler üzerine kurulu bir dünyada her şeyi düşünebilmek, doğruyu bulabilmek ve başarılı olabilmek gerçekten çok zor. Allah yanıltmasın ve istikametten ayırmasın” (Zamanın Ruhuna Uygun Hareket Etme)

    23 Ağu 2024 14:30
    YAZARIN SON YAZILARI