Hani 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili çok güzel iki önemli tespit vardı. İlki, “15 Temmuz en çok kimin işine yaradıysa bunu o yapmıştır” diğeri de “15 Temmuz bizim için Allah’ın lütfu oldu.” Şimdi bu iki cümleyi yüreklerimizi dağlayan hain Taksim saldırısıyla ve son günlerde yaşananlarla analiz etmeye çalışalım.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan G20 zirvesi için Endonezya’nın Bali şehrine gitti. G20’nin yoğun bir gündemi var. En önemlilerinden biri de Türkiye. Erdoğan zirve öncesi ev ödevine çok iyi çalıştı. Hatta fazladan problemler üretip, çözdü! Erdoğan’ın çantası dolu.
NATO eski gücüne kavuşmak ve Rusya tehlikesine karşı genişleme hamleleri yapıyor. Bu çerçevede İsveç’in NATO’ya üyeliği için Türkiye’nin de onayı gerekiyor. AKP’li Erdoğan’ın uluslararası dosyası çok kabarık ayrıca cumhurbaşkanlığı seçimleri de yaklaştı. Rusya’yla kapalı kapılar ardında iş tutan Erdoğan, NATO’ya ve üyelerine karşı ciddi bir hazırlık yaptı. Uzun süredir göçmenleri koz olarak kullanan Erdoğan’ın bu kez daha güncel ve yeni parametrelere ihtiyacı vardı. Son birkaç ayda ortaya çıkan bu parametrelerden bazılarını hatırlayalım.
1-Rusya Ukrayna savaşında ikili oynayan Erdoğan, Tahıl Koridoru Anlaşmasını askıya alan Rusya Lideri Putin'i arayarak bir telefonda iş bitiriciliğini dünyaya göstermiş oldu. Dünya liderinin yaptığı bu hareket milyonlarca insanı açlıktan kurtarmıştı! Seçim öncesi içerdeki yandaşlara ikram edilen bu soslu yemek dışarda da Erdoğan için G20 zirvesinde önemli parametrelerden biri oldu.
2-Öncelikle havuz medyasında çalışan elemanlarını Avrupa’ya gönderdi. Hizmet Hareketi’nin kamuoyunda popüler olan gazetecilerini takip ettirip yalan-yanlış haberler yaptırdı. Herkes bunları tartıştı, tepki gösterdi. İkinci yemeği ocağa koydu ve ateşin altını açtı. Sonra İsveç Başbakan’ı Türkiye’ye geldiğinde kimsenin beklemediği hamleyi yaptı. Daha önce manşetlere koydurduğu gazetecilerden biri olan Bülent Keneş’i tüm dünyanın takip ettiği basın toplantısında dile getirdi. Bir taşla kuş katliamı yapma hedefindeydi. Hizmet Hareketi üzerinden yaptığı şantajla NATO’yu dize getirmeye çalışıyordu. G20 zirvesinde önemli diğer parametreyi de hazırlamış oldu.
3-Türk Devletleri Teşkilatı 9. Zirvesi'ne katıldığı Özbekistan ziyareti sonrasında Erdoğan, açıktan Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden’i hedef aldı. Çünkü her zaman yaptığı gibi ilk yumruğu o vurmalıydı! Erdoğan açıklamasında, Hizmet Hareketi’ni yine hedefe koydu; “Şu anda bunlara kim sahip çıkıyor? Başta Yunanistan. Kaçıp Yunanistan'a gidiyorlar, kaçıp Avrupa'ya gidiyorlar. Hep buralara kaçtılar; Almanya'da, Fransa'da, Hollanda'da, Danimarka'da, İngiltere'de, Amerika'da yaşıyorlar. Ve bu adamı Amerika saklıyor. Kim saklıyor? Biden saklıyor. Kendilerine Pensilvanya'da devasa bir kaşane verdiler, orada bu adam yaşıyor. Bana terörün merkezi neresi diye sorarsanız; işte ben size şu anda bunu söylerim.”
4-Mersin'in Mezitli ilçesinde kameralara aldırış etmeden polisevine yönelik yapılan hain saldırının failleri kıskıvrak yakalandı. PKK mensupları oldukları iddia edilen şahıslar üzerinden Kürtlere, HDP’ye ve CHP’ye suçlamalarda bulunuldu… Özellikle sosyal medya başta olmak üzere birçok mecrada bu olay sorgulandı. Çünkü olay, 2015’te seçim öncesi başlayan ve seçimden sonra biranda biten şiddet sarmalını akıllara getirdi. Ciddi tepkiler oluşunca birileri sanki frene basar gibi durdu ancak planların 1-2 ay ötelenmiş olduğunu hain Taksim saldırısından anlamış olduk. Türkiye Mersin’den sonra ikinci ciddi saldırıyla İstanbul’da karşılaştı. Saldırgan eylemini yapıp 1200 kameraya görünerek evine gidip uyuması ilk ilginç detay. Mersin’de olduğu gibi kıskıvrak yakalandı. Saldırıyı yaptığı iddia edilen Suriye uyruklu Ahlam Albashır'ın ilk sorgusunda PKK/PYD/YPG’ye bağlı olduğunu belirttiğini yazdı bugün havuz medyası ve devletin haber ajansı. Hain saldırıda dikkati çeken önemli ikinci detay 3 örgütün aynı anda ifade edilmesi. Bu çok ilginç. Diğer önemli detay ise bombacının Suriye uyruklu olması... Hem Türkiye'deki örgütler hem Suriyeliler işin içine sokulmuştu. Suriyelilerle ilgili provokatörlere de gün doğdu... Yine bir taşla kuş katliamı…
Konunun bir başka dikkat çekici yönü ise saldırıdan hemen sonra ne emniyet müdürü ne vali ne de İçişleri Bakanı Soylu… İlk açıklamayı yapması gerekenler yapmadı. İlk bilgiyi büyük bir soğukkanlılıkla AKP’li Erdoğan verdi. Önüne konulan ve daha önceden hazırlanmış kâğıdı okuyan Erdoğan metnin dışına çıkınca her zaman olduğu gibi saçma kelimeler sarfetti; “Böyle çizikti şuydu buydu...” Metindeki en dikkat çekici ifade ise “Türkiye’yi terörle teslim almaya çalışmak” cümlesiydi. Koskoca 15 Temmuz’u atletlerle bertaraf etmiş bir ülkeyi hain bir Taksim saldırısı mı teslim alacaktı? Erdoğan 15 Temmuz gecesi havaalanında yaptığı soğukkanlı basın toplantısı gibi kendinden çok emin bir şekilde basın açıklamasını yaptı ve uçan sarayına binip G20 zirvesine gitti. Şimdi sıra orada aslanlar gibi kükremeye gelmişti!
Haince ve sinsice planlanmış Taksim saldırısında hayatını kaybeden insanlara rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Tüm Türkiye'ye geçmiş olsun.