“Mavi olan denizdir, suyu değil” Yani her görünen gerçek değildir. Eğer öyle olsaydı sizin mavi olarak gördüğünüz denizin suyu da mavi olurdu… Hiç mavi su gören var mı peki ? Aynen öyle de… Sizin siyasette gördüğünüz şeylerin aslında farklı olduğunu görenler var, göremeyenler ise sanıyorum ileriki zamanda olayların gerçek yüzünü anlayacaktır.
Mayıs 2023 seçimleri siyaset zemininde ciddi şekilde fay hatlarının kırılmasına neden oldu. Ne Cumhur İttifakı’nda ne de Millet İttifakı’nda hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Yani anlayacağınız Ankara’da kartlar yeniden karılacak… Hatta karılmaya başlandı bile… Bu süreçte kimin eli güçlü olacak kim blöf yapacak ya da kim kazanacak kim kaybedecek bunu zaman içinde göreceğiz. İki gündür Ankara kulislerine uzanmaya çalışıyorum… Onun için sırayla gideceğim. Önce Cumhur İttifakı…
AKP VE ERDOĞAN: 2021’de kurulan AKP, Türk siyasetinde iktidarda en uzun kalan parti olma unvanını yakalamak üzere. CHP’nin 1923’den 1950 yılını kadar iktidarda kaldığını düşünürsek AKP’nin bu rekoru yakalayabilmesi için daha 4 yıla ihtiyacı var. Yani AKP, bu dönemin sonunda CHP’nin iktidar dönemini yakalayabilecek. Tabi ki aralıksız iktidar dönemini kastediyorum, yoksa inişli çıkışlı da olsa CHP, 1960’dan sonra da iktidar oldu. Ancak AKP Lideri Erdoğan’ın durumu farklı. Erdoğan Mart 2023’den beri Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak aralıksız görev yapıyor. Yani 20 yılı devirdi Erdoğan. Yani Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Celal Bayar, Adnan Menderes’i geçmiş durumda! O artık padişahlarla yarışıyor. En çok gündemde tuttuğu 2. Abdulhamid’in 33 yıllık saltanat süresine ulaşabilecek mi? Şimdilik zor, zira Anayasa gereği yeniden seçilemiyor, başbakanlık da olmadığa göre… Belki de ancak AKP’nin başında kalarak bu rekoru kırabilir… Ya da Anayasa’yı değiştirir beldi de Milli Şef olur!
Ama bütün bu beşeri okumaların yanında Erdoğan’ın sağlık durumunun hiç de olmadığı ortada… Onun için hani siyasette görünmez denilen güçler var ya; şimdiden Erdoğan’ın bir yıl içinde sağlık nedenleri ile görevi bırakmak zorunda kalacağına ilişkin tezvirata başlamış durumda. Bizden söylemesi… AKP’nin içine değinmek istemiyorum. Adeta kaynayan kazan. Hulusi Akar ve Süleyman Soylu konusunu açmak bile yeterli… Buna bir de Mevlüt Çavuşoğlu sorunu eklendi…
MHP VE BAHÇELİ: MHP lideri Bahçeli, 1996 yılından bu yana MHP’nin genel başkanı, gerçi çok kısa bir ayrılık dönemi oldu ama o sayılmaz… 27 yıldır MHP liderliği koltuğunda Bahçeli. Yani bu yönüyle Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bütün liderlerin önünde. Rahmetli Demirel, Ecevit, Türkeş ve Erbakan… Belki de 40 yıl siyasi partilere liderlik ettiler ama hiçbiri aralıksız ve isim değiştirmeden bir partinin liderliğini yürütmediler. Ama Bahçeli’nin sağlık durumunu da TBMM açılış törenlerinde gördük, yürümekte zorluk çektiği gibi algı sorunu da yaşıyor sayın Bahçeli. Ancak onun en çok canını sıkan iki olay var; Birincisi hiçbir zaman yan yana gelmem dediği Hüda-Par ile aynı çizgide buluşmuş olmak. İkincisi de 2016 yılından bu yana cansiperane destek verdiği Erdoğan’ın kendi yerine Sinan Oğan’ı hazırlıyor olması. Bahçeli, Oğan’ı MHP’den göndermiş. Şimdilerde Oğan’ın MHP liderliği için hazırlanıyor olması Bahçeli’nin canını çok sıkıyor. Hani şöyle rest çekecek de Sinan Ateş cinayeti de elini kolunu bağlıyor. AKP cenahında yayılan dedikodu ise şu: Bahçeli yıl sonunda görevini bırakıyor!
CHP-KILIÇDAROĞLU: “Dimyata pirinci giderken evdeki bulgurdan olma” derler eskiler. İyi bir insan olmasına iyi bir insan ama CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun durumu tam da bu… İktidara geleceğim planıyla Millet İttifakı’nın ortaklarına bol kepçeden milletvekilliği vermesi şimdilerde başını çok ağrıtıyor. Muhalefet şimdi her konuda üzerine geliyor. Kılıçdaroğlu, Erdoğan karşısında aldığı neredeyse denk oyun arkasına sığınmaya çalışıyor… İBB Başkanı İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu’na “çekil” teklifi yakın süreçte bir baskıya dönüşebilir! Ama İmamoğlu’nun da durumu net değil, hakkında siyasi yasak kararını içeren ceza İstanbul böyle İstinaf Mahkesi’nde onandı. Normal şartlarda İmamoğlu dosyasının Yargıtay’da en az bir yıl sonra çıkması gerekiyor. Kim bilir belki de İmamoğlu bu süreç içinde CHP lideri olmak istiyordur. Şimdi veya sonra her ne olursa olsun İmamoğlu Türk siyasetinde var olacak isimlerden birisi… Kılıçdaroğlu bence yavaş yavaş çekilmeli. İYİ Parti Lideri Akşener’in 2018’de Cumhurbaşkanlığı adaylığında ısrar ederek nasıl ki Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesini sağladı, benzer durum aynen Kılıçdaroğlu açısından 2023 seçimlerinde oldu. Geçmiş olsun! CHP’den yeni bir parti doğar mı? İnanın her şey mümkün.
İYİ PARTİ-AKŞENER: Türk siyasetinde lider olarak tek kadın siyasetçi olan (HDP’li Pervin buldan eş genel başkan) Akşener, Kılıçdaroğlu’nun aday olmaması için çok bastırdı, neredeyse masayı devirecek duruma geldi. Hem Akşener hem de çevresi tam anlamıyla “biz demiştik” durumunda. Akşener’e yönelik partide ciddi bir tepki yok. Muhaliflerin Akşener’i devirmesi zor. Ama kulislere yansıyan bilgiye göre Akşener, siyasi dizayn eden o güçlerle masaya oturmuşa benziyor. Kim bilir Akşener, Bahçeli sonrası MHP ve İYİ Parti’nin birleşmesini istiyordur ve bu şekli ile MHP’ye lider olmak. Belki de birileri böyle bir formülü Akşener’in önüne koymuştur. Süleyman Soylu mu dediniz… Hayır hayır! Kimse Soylu’nun Türk milliyetçiliğinin başına geçmesine izin vermez. Çünkü Soylu çok düşman biriktirdi.
DEVA-GELECEK// BABACAN-DAVUTOĞLU: AKP’nin iki evladı durumundaki iki lider belki de Mayıs 2023 seçimlerinde en karlı çıkanlar oldu. İki parti birleşirse TBMM’de grup kurma sayısına ulaşabiliyor. DEVA Lideri Babacan, partisini kurduğu günden bu yana merkez sağ çizgisinde siyaset yapmayı tercih etti, Davutoğlu da siyasal islam çizgisinde. Şimdi kadar önlerine bir fırsat sunuyor. İki partinin birleşmesi söz konusu olabilir. Şundan eminim ki Türkiye siyasetinde merkez sağın boşluğunu gören çevreler Babacan ve Davutoğlu üzerinde baskı oluşturmaya başladı bile… İki partinin birleşmesi bugünden yarına olacak bir şey değil… Ama benim arzum Babacan liderliğinde yeni bir oluşum söz konusu olabilir. Ancak bu arzumun yanında en büyük rezervim Abdullah Gül… Babacan, Türk siyasetinde bir anlam ifade etmeyen Gül’ün gölgesinde kurtulmalıdır. Başka türlü olmaz…
SP-DP// KARAMOLALAOĞLU-UYSAL: Hiç olmayacak oldu, bu kadar az oyla TBMM’de temsil edilen iki partinin lideri durumundalar Temel Karamollaoğlu ve Gültekin Uysal. SP lideri Karamollaoğlu’nun durumunu anlıyorum, Necmettin Erbakan’ın mirası var. DP Lideri Gültekin Uysal ise Türk siyasetinde hiçbir şeyi temsil etmiyor. Ama adam sabretti ve o masaya oturdu ve TBMM’de temsil edilebildi. Bravo! DP bir yana SP lideri Karamollaoğlu’nun yaş haddinden siyaseti bırakması kuvvetle muhtemel. Ama burada asıl tehlike SP’nin tabanının (Cumhur ittifakı içinde yer alan ve Erdoğan tarafından her türlü maddi destekle donatılan) Yeniden Refah Partisi’ne kaymasıdır. Tayyip Erdoğan’ın sanırım oğul Fatih Erbakan’a vereceği ilk görev bu olacak yakın zamanda; SP’yi devde dışı bırak!
HDP-DEMİRTAŞ: Her partiyi lideri ile yazdım ama HDP’nin durumu farklı. Her ne kadar iki eş genel başkan tarafından yönetilse de HDP’nin artık bir anlamda doğan lideri Selahattin Demirtaş olmuştur. Demirtaş’in tutuklu olması veya aktif siyasi bıraktığını açıklamasının şimdilik karşılığı olabilir ama yakın gelecekte bunların hiçbir anlamı olmadığı ortaya çıkacak. Demirtaş, Kürt hareketi ve siyasetinin en dominant isimlerindendir.
Kürt siyaseti ve Demirtaş için çok şey söylemek istiyorum, hatta Kürt siyaseti konusunda… Hatta HDP’nin bu seçimlerde oyunu neden düşürdüğü konusunda ama bu konuyu gelecek hafta ele almak istiyorum. Hem de Erdoğan-Öcalan-Demirtaş üçgeninde…
Bir de TSK’nın durumu var… Hulusi Akar, Yaşar Güler, Musa Avsever. Milletçiler, ulusalcılar, Kemalistler... NATOcular ve Avrasyacılar. Bu da başka bir yazı konusu olsun artık.