Siyaset hiçbir zaman günlük yapılmaz, derin siyasi analizlerin bir sonucudur çoğu defa. Türkiye’de siyaset yapıcılar bir yandan 14 Mayıs seçimlerine hazırlanırken bir yandan da seçim sonrası Türkiye'yi siyaseten yeniden şekillendirmenin planlarını yapıyorlar. Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığını kazanması halinde kısa vadede olmasa bile orta vadede CHP liderliği konusu Türk siyasetinin en önemli gündem maddelerinden birisi olacak. Ancak seçim sonrasında yeniden yapılanma içinde olacak olan asıl partiler Cumhur İttifakı içeresinde yer alıyor. İki yazı öncesinde bu siyasi güç odaklarının MHP Lideri Bahçeli sonrası için hazırlık yaptıklarını yazmıştım. Benzer bir durum AKP için de geçerli. Ancak AKP’nin seçim sonrası bir anlamda yeniden yapılanması bu güç odakları tarafından değil bizzat AKP içindeki klikler tarafından yapılıyor.
TBMM eski Başkanı Bülent Arınç’ın ısrarla AKP içinde gelmesinin nedeni bu. Hatta şu konuda emin olabilirsiniz Bülent bey, 2022’de oğlu Mücahit Arınç üzerinden bir huruç harekatı yapacaktı. Oğul Arınç’ın getirdiği 17 AKP milletvekilini ağırladı Bülent bey evinde. Hepsi de Bülent beye sadakatlerini bildirdiler. Bu sadakat gösteresi sonrası çıktı Bülent bey o ünlü “kral çıplaktır dememin zamanı gelmiştir” açıklamasın yaptı. Bir süre sonra da Saray’a gitti Erdoğan’dan AKP genel başkanlığını istedi. Gerekçesi ise “Siz bağımsız Cumhurbaşkanı olarak devam edin ben sizin istediğiniz şekilde partiyi toparlarım” teklifinde bulundu ama bu tabi ki Erdoğan tarafından kabul görmedi. Arınç pes etmedi, AK trollerin bütün hakaretlerine rağmen partide kalmayı sürdürdü. Arınç’ın buradaki temel motivasyonu Erdoğan sonrası AKP’nin başına geçmek. Arınç bir süre önce Saray’da Erdoğan ile bir görüşme yaptı, oğul Arınç için Manisa birinci sırayı talep etti ama istediği olmadı oğul Arınç 4.’sıradan aday gösterildi. Arınç buna da kızdı ama bir şey demedi zira sabretmesi gerekiyordu. AKP genel başkanlığına o kadar motive olmuş bir Arınç var karşımızda o kadar ki Hizbullah’ı destekleyen Hüdapar’ın pürü pak bir parti olduğunu söylemekten çekinmedi.
AKP’de seçimlerin kaybedileceğinden hareketle Erdoğan sonrası bir hazırlık yapıldığını anlamak için biraz parti içi dinamiklere bakmak gerekiyor. Kuşkusuz AKP’de Tayyip Erdoğan’ın liderliğini parti içinde sorgulayabilecek bir karşı aday bulunmuyor. Ancak potansiyel aday bulunmaması Erdoğan’ın partinin birliğini sağladığı anlamına gelmiyor. Berat Albayrak gibi aile fertlerinin de siyasete girmesiyle AKP aile partisine dönüştü. Bu durum partiyi bir arada tutmayı zorluyor. 2011 seçimlerinden sonra kademeli olarak aile partisine dönüşen AKP’de kararlar ağırlıklı olarak Erdoğan ailesi çevresinde alınmaya başlandı. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ve kızı Esra Albayrak, bakanlıklardaki bürokrat atamalarında etkin olmaya başladı. Esra Albayrak’ın eşi Berat Albayrak’ın hükümete bakan olarak girmesi ile birlikte aile partisi görüntüsü daha da güçlendi. Birçok önemli kararın partinin yetkili kuralları yerine Erdoğan ailesi tarafından alınması partinin kurumsal yapısını olumsuz etkiledi. AKP’nin kurumsal yapısı zayıfladıkça da güç odakları ya da klikler diyebileceğimiz yapılar türedi. AKP içindeki birinci ve en etkin güç odağı Erdoğan ailesi oldu.
Bunun yanında eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, Milli görüş çizgisini temsil eden Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu gibi isimler partide kendi ekibini oluşturmaya başladı. Tarikat ve cemaatler de (Menzil grubu, Erenköy Cemaati, Süleymancılar Cemaati, İskenderpaşa cemaati (Hakyol Grubu)) kendilerine yakın isimlerin milletvekili olmasını sağlayarak AKP içindeki diğer güç odakları oldu. Sağlık eski Bakanı Recep Akdağ, enerji eski Bakanı Taner Yıldız Menzil cemaati, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile eski adalet bakanı Abdülhamid Gül İskenderpaşa (Hakyol Grubu) cemaati, AKP İstanbul Milletvekili Fatih Süleyman Denizolgun Süleymancılar cemaatine bağlı milletvekillerinden.
Berat Albayrak, Tayyip Erdoğan için önemli bir isim. Kasım 2020’de Berat Albayrak’ın Maliye Bakanlığı’ndan istifası sonrasında yaşanan kriz büyük oranda aşıldı. Erdoğan’ın güvenini kazanan Berat Albayrak parti içindeki etkisini yeniden kazandı. Erdoğan, 13 Ocak 2022’de yılın ilk AKP Grup toplantısı sonrası bir grup milletvekilini Meclis’teki odasına çağırarak sorunları dinledi.
Milletvekilleri bazı bakanlardan şikayet ettiklerinde Erdoğan “Ne yapayım elimde 20 tane Berat yok ki” dedi. Bu cümle Erdoğan’ın Albayrak’tan vazgeçmeyeceğinin en önemli göstergesi. Berat Albayrak, Erdoğan’ın desteği olmadan AKP’de bir çıkış yapamayacağını biliyor ve onun için tüm stratejisini Erdoğan’ın desteğine bağlı olarak yürütüyor. Bunun yanında kuşkusuz ikinci damat Selçuk Bayraktar’a da odaklanmak gerekiyor. Türkiye’de savunma sanayinin tüm önemli projeleri neredeyse Selçuk Bayraktar’a emanet edilmiş gibi. Erdoğan, damat Selçuk Bayraktar’ın sürekli olarak parlatılmasını istiyor, belki de yeni dönemde Erdoğan ailesi için yeni isim Berat Albayrak yerine Selçuk Bayraktar olabilir. Bu ihtimal göz ardı edilmemeli…
Erdoğan sonrasına hazırlanan bir başka isim olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şimdilik kendi pozisyonunu korumaya çalışıyor. Soylu’nun tek derdi seçime giderken görevinden alınmamak. Son dönemlerde popülist-ırkçı söylemlerini arttıran Soylu, Kürt siyasetine karşı da kutuplaştırıcı bir üslup kullanıyor. Soylu’nun Kürt siyasetine yönelik bu söylemi AKP’ye oy veren milliyetçilerde taban buldu. Ancak Soylu’nun en büyük açmazı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından da istenmiyor olması. Erdoğan’ın Soylu’ya olan tepkisi nedeniyle AKP milletvekilleri Soylu ile birlikte görünmemeye çalışıyor. Nitekim AKP’de birçok önemli isim Soylu’nun karşısında bulunuyor. AKP’de eski Meclis başkanları Bülent Arınç, Cemil Çiçek, Mehmet Ali Şahin, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AKP Genel Başkanvekilleri Numan Kurtulmuş ve Binali Yıldırım, AKP Sözcüsü Ömer Çelik, AKP Grup Başkanvekili Bülent Turhan açık bir şekilde Soylu’ya karşı olan isimlerin başında geliyor. AKP’de sevilmemesine rağmen Soylu’nun bakanlıkta kalmasının iki nedeni var. Birinci neden Bahçeli’nin verdiği açık destek, ikinci neden ise Soylu’nun 15 Temmuz 2016 darbe olayı olmak üzere Erdoğan ailesi ile ilgili elinde tuttuğu bilgi ve belgeler. Soylu’yu Erdoğan ailesinin açıklarını en iyi bilen adam olarak tanımlamak mümkün.
Numan Kurtulmuş da AKP’deki siyasal İslamcıların doğal lideri olarak yeni döneme hazırlanıyor. Liderlik yarışında Erdoğan’ın desteğini almayı önemsiyor ve bu nedenle Erdoğan’a yakın olmaya ve aykırı politika üretmemeye çalışıyor. AKP’de TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Adalet eski Bakanı Abdülhamit Gül ve AKP eski milletvekili Şeref Malkoç, Kurtulmuş’a açık destek veriyor.
Hasılı şu… Türkiye, eğer 14 Mayıs seçimlerini kazasız belasız atlatırsa, partilerde yeni bir mücadeleye şahit olacak. En büyük mücadelede de yazının başında söylediğim gibi AKP ve MHP’de olacak. Bekleyip görelim…