Düşmandım ben balkanlara. Henüz ne anlama geldiğini bilmediğim ve balkonlar gibi bir şey zannettiğimden değildi bu düşmanlık. Her şey televizyon denen aletin eve gelmesiyle başlamıştı üstelik. Ajans diyordu büyüklerimiz haber bültenlerine o zaman. Güleceğim diye ödü ağzına gelen TRT spikerleri hava durumuna geçince olmuştu olanlar. Yurdumuza tüm kötülükler Balkanlar’dan geliyordu bu bültenlere göre. Balkanlardan gelen soğuk hava, balkanlardan gelen yoğun kar yağışı filan.. Hele bir de yüksek basınç, ani hava değişimi filan gibi anlamadığım şeyler olmuyor muydu, “bu şeref ve haysiyet düşmanı Balkanlar bizden ne istiyor?” diye söyleniyordum. Niye yolluyorlardı soğuk havayı üzerimize? Daha önemlisi, niye bunu önlemek için kimsenin kılı kımıldamıyordu? Balkonlardan sarkan çamaşırlar esprisi yapmayacağım merak etmeyin…
Kimdi ya da neresiydi tam olarak bu Balkanlar bilmiyordum ama her türlü melanet bunlardan geliyor. Madem öyle neden önlem almıyor sadece vatandaşı uyarmakla yetiniyordu yetkililer: Balkanlardan gelen alçak basınç sebebiyle oluşacak tipiye karşı vatandaşları uyardı yetkililer!
Ne yapacaktık, elimize kap kacak, kepçe sopa, kazma kürek alıp köşe bucak Balkanları mı arayacaktık?
Kendi kendime söz vermiştim, bir gün güçlendiğimde Balkanlara haddini bildirecektim ve bir daha oradan yurduma soğuk hava, alçak basınç filan gelemeyecekti! Nedir ula, yolgeçen hanı mıdır canım memleketimiz?!
Bizzat genel kurmay başkanının kendi yazılı ifadesiyle, darbeyi bildiklerinin, öne aldıklarının, yönettiklerinin ifade edilmesinden sonra enişte baldız hikayelerinin tutulacak tarafı kalmayınca bizim balkanlardan gelen soğuğa benzer bir icraat başladı.
Ki Allah var, haklarını teslim etmek lazım, düşman üretme ve anında tornistan etme konusunda yeryüzü tarihindeki hiçbir iktidar ve kitle AKP’liler ve tepesindekiler kadar maharetli ve hızlı değildir olamaz.
Bir de protesto yöntemlerimiz var biliyorsunuz.
Gofret reklamından darbe mesajı çıkaranların, dizi ile intikam almasına artık aşinayız. Koyuyoruz Diriliş Ertuğrul’a bir ‘hain Kostak’ karakteri, pıçakladıkça içimiz soğuyor millet olarak!
Ondan sonra portakal pıçaklamak kolaylaşıyor, gerçi bunu yaparken elini kolunu kesen vatan kahramanları da var ama bu gazilerimizi başka sefer kaleme alırız. Sarayda gücümüzü duşakabinoğulları tiyatro kostümüyle gösteren bir nesil, elbette bizi çıldırırcasına kıskan, alçak(!) Almanlardan intikamı elbette, Mercedes’e vergi ekleyerek alacaktı. Böylelikle hem de FEtö’ye ceza verilecekti. Bir taşla kuş sürüsü Maşallah!
Yanlış okumadınız Bakanlar Kurulu Karar aldı ve Resmi Gazete yayınladı, Afrika’dan gelen Mercedes CV serisine yüzde 10 TOKİ vergisi konmuş. Niye Afrika, neden TOKİ, niye yüzde 10 gibi saçma sorular aklınıza gelmesin lakin. Şu açıklamanın muhteşemliğinden sonra hangi hain bir tek soru sorabilir ki?
“Böylelikle otogar yapmamızı kıskanan ve cemaate kucak açan Almanlar’a da ceza verilmiş olacak, böylelikle f.tö ile mücadele kararlılıkla sürdürülecek!”
Ben iktidar yandaşlarının yerine olsam cemaate haddini bildirmek için bi koşu gidip Mercedes C serisi alırdım. Görsünler günlerini alçak hain vatan düşmanları! Böylelikle içi yana yana Mercedes pıçaklamak isteyen yandaşlarımıza da kolaylık olmuş olur.
Aslında bu zihniyete her şey şahane biliyor musunuz? Ne yaparlarsa bir şekilde terör ile mücadele edilmiş, ülkeyi kıskanan üst akıl ve dış mihraklar ile mücadele edilmiş olur.
Af buyurun yarın bir partiliden ulu orta yerde gaz salınsa, hele bir sor niye yaptım’ dedikten sonra meseleyi F.tö’ye bağlar rahatlıkla emin olun.
Buna yandaş medyanın çakalları da iştahla sarılırlar hadi hep beraber zortluyoruz F.tö ile mücadele ediyoruz.
Sen söyle Ergüncüm haksız mıyım?