Uzun bir aradan sonra bazı duyduklarım, gördüklerimi aktarmak için klavyemin başına geçtim. 13 Ekim 2016 da, neredeyse bir yıl önce son yazıyı yazdığımda ‘
Yaptığının karşılığını görürsün’ yazımı sizlerle paylaşmıştım.
Neden bugüne kadar yazı yazmadım? Hemen anlatayım...
O günden itibaren Türkiye’de her şey daha kötüye gitmeye başladı. Ceberrut bir idare insanlara daha çok zulmetmeye, sebepsiz yere hapse atmaya, kadınları hatta çocukları ve bebekleri de hapse atmaya başlamıştı. Vicdan azabı içerisinde yazılarımın bir katkı sağlamayacağından dolayı bir de ben insanları tahrik etmeyeyim diye düşündüm.
Peki şimdi ne oldu diyor gibisiniz...
Evet Reza Zarrap ABD‘de hapiste, devletin başındaki de onu kurtarmak için bütün kozlarını oynadı. Ama kurtaramadı.
Hizmet Hareketi üzerine yıkılmaya çalışılan 15 Temmuz kontrollü darbeyi, Saray sakini Türkiye’de kendisinden başka dünyada kimseye inandıramadı.(Kendisi yaptığı için kendisini inandırmış gibi görünmek zorunda ki bir sürüyü inandırabilsin). Bütün dünyada sözü sazı dinlenen istihbarat örgütleri darbenin arkasında Gülen hareketinin olmadığını açıkladılar.
Bylock kullandı diye saçma sapan bir iddia ile insanları hapse atanlar, böyle bir uygulamayı kullanmanın suç kabul edilemeyeceğini ciddi araştırma ve raporlarla dünyaya deklere ettiler. Son olarak da MİT bizzat kendisi Bylock raporunun hatalı olduğunu itiraf etti.
Hizmet Hareketi okullarında öğretmenlik yapmak ya da öğrenci olmanın suç olmadığını (dünya zaten inanıyordu) Türkiye’dekiler de inandı ve anladılar. Eğer suç olsaydı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çocukları okumazdı bu okullarda.
Adil Öksüz diye birisini çıkardılar, bu insanın MİT tarafından kullanıldığı ve özel seçildiği ortaya çıktı. Bu arada Hüseyin Gülerce’nin de MİT‘e çalıştığı açıklandı. Hizmet Hareketi içerisinde MİT’e çalışıp içeriden yıkmaya çalışanlar bakalım daha kimler var? Onları da önümüzdeki günlerde duyarız herhalde.
Bank Asya‘ya para yatırmanın suç sayılamayacağı da, -yine AKP‘lilerin içinden çoğu insanın da hesabı olduğundan olsa gerek- bu saçmalığı öne çıkaramayacaklarını anladı savcılar.
Ülkenin ekonomisi de... Artık dışarıdan dolar getiremeyen idare, 'olmayan para'yı da tüketince ve çökecekleri başka holding de kalmayınca suyun dibi görüldü.
Bunların hepsi ve daha yazmadığımız bir çok gelişmeden daha da önemlisi, hatta direkt insanı ilgilendiren kısmı hizmet insanlarına hakaret eden, zulmeden insanların artık yavaş yavaş pişmanlık göstererek ‘Biz hata ettik. Yanlış yaptık. Bizi affedin’ demesi ve günden güne sayılarının artıyor olması.
Fethullah Gülen Hocaefendi de bir sohbetinde; ’Köprüleri tahrip etmeyin. Gelecekler özür dileyecekler. Sizler de affetme erdemliliğini göstermelisiniz’ tavsiyesinde bulunmuştu bundan aylar önce.
Bir baba evlatlarını reddediyor ve hakaret ediyor, aylarca konuşmuyor evine almıyor, Hizmet Hareketi’nin masumiyetini anladıktan sonra evlatlarına kendini affettirmek için büyük çaba sarf ediyor.
Efendimiz (sav) rüyalara teşrif edip hakaret eden bir anneye ‘Beni de üzüyor ve kırıyorsun, çocuklarını da) buyurmasının ardından çocuklarına yeniden sarılan anne.
Ben onlarca misal duydum. Belki artık yüzlerce, binlerce bu ve benzeri olaylar yaşanıyor Türkiye’de ve Avrupa’da.
Herkes ellerinin arasına başının arasına alsın ve bütün bu yaşananları düşünsün. Bu süreçten kim ve kimler faydalandı, neler tahrip edildi, kimler kimlere düşman edildi, 250 insanımızın canına mal olan darbeyi kim ‘Allah’ın lütfu’ olarak gördü.
Ulusalcı, masonik görünümlü Perinçekgillerden medet umarak, yamanarak, Rusya’ya, İran’a yaslanmaya çalışan Saray sakini, bu şeytan üçgenine paçayı kaptırdı. Türkiye’yi de hızlı bir şekilde tepetaklak götürürken, bir yerde Türk insanına 'ne haliniz varsa görün bana elveda' diyecek. Geride birbirinden uzaklaşmış insanlar, ekonomisi dibe vurmuş bir devlet kalacak.
Pişmanlık için geç kalmayalım. Vatan toprağında yaşayan insanlar olarak şucu-bucu ayrılıkları geride kalsın, yeniden vatan millet için bir araya gelelim.
Hapisteki binlerce suçsuz masum insanlar çıksın, hele 668 çocuk ve 18 bin kadın hemen çıkarılsın. Artık Schröder'in aramasını beklemeyelim.
Vicdanlar artık görevini yapsın.
Son pişmanlık fayda etmez.
Mehmet GÖKSU