Seçilmiş bir Başbakan Davutoğlu vardı bir zamanlar , hatırlayanınız var mı ? Üniversitede hocalık yapmış ve bir çok da kitabı olan Davutoğlu, ne oldu ona?
Konuşmalarını hatırlayın ‘Kimse sabrımızı sınamaya kalkmasın’ cümlesini en kritik zamanda ve özellikle büyük olayların akabinde ekranlara çıkar söylerdi Davutoğlu, Başbakanlığı döneminde.
Sayın Davutoğlu başbakanlıktan afaroz edildikten sonrada milletimizin sabrını çok sınayanlar oldu, hala sınamaya devam ediyorlar.
Şimdiki Başbakan Binali Yıldırım da sanki kendisinin yürütmenin başıymış gibi üfürüp duruyor, sözü geçiyormuş gibi.
Nerde o günler ? Senden önceki Davutoğlu da bolca üfürürdü , sen de üfürüyor, kimse de seni dinlemiyor.
Bugün konuşmasına rastladım müthiş deha gölge başbakanın diyor ki ; ''Ne suçu var işletmelerin ? Ne suçu var çalışanların ? Bizim meselemiz şirketin ortakları veya idarecileri ile. ''Yüzlerce şirkete kayyım atayan, TMSF’ ye şirketleri devreden sanki kendisinin Başbakanı olduğu hükümet değil . Yuh olsun sana bu kadar aymazlık olur mu ? Daha yakın tarihte İstikbal’e çöktünüz. AGFA gibi şirketlere çöreklendiniz ve daha yüzlercesine.
İnsan milletin gözüne bakarak hiç olmazsa yalan söylemez, sıkılır biraz. Kendi ağzı ile şirketlere atadıkları kayyımların şirket idaresinden ,ticaretinden anlamadığını itiraf ederek –sanki TMSF çok profesyonelmiş gibi- artık TMSF’ ye devrettiklerini açıklıyor. Bana söyler misin sayın Başbakan bugüne kadar kaç tane TMSF’ ye devredilen şirket büyüdü gelişti ,daha iyiye gitti?.
Yazıklar olsun Türkiye’nin en iyi ekonomiye katkılar sağlayan şirketlerini batırmak üzere el koydunuz ve şimdi de ekonomiyi düzeltmeye çalışmak üzere çırpınıp duruyorsunuz?.
Paraya siyaset karıştırırsanız kaçar. Para politikadan hiç hoşlanmaz. Şirketlere el koyarak ticaret insanını ve parayı da küstürdünüz. Zor toparlarsınız.
Sayın Başbakan Yıldırım, istediğiniz kadar ekonomi iyiye gidiyor diye gülücükler dağıtın. Bu gidiş hayra alamet değil. Japonya iyi not veriyor diye seviniyorsun. Dünya sadece Japonya’dan ibaret değil ki. Her gün iş dünyası ile toplantı yapıp duruyorsun. Beyhude çırpındıkça batıyorsun. Şirketleri geri sahiplerine iade etmeden başka çareniz yok. Dışardan getirilip kayıt dışı giren para ile de sevin me o da bir gün bitecek. Tek çare milli şirketlerle barışıp ekonomiye katkılarını yeniden sağlamaktır.