Beklentiler insanın müthiş potansiyelinin kolunu kanadını kırıyor. Yaşam enerjisini olumsuz yönde etkiliyor. Her insanın başına kötü ve sevimsiz olaylar gelebilir. Huzur ve mutluluk ise bu olayı nasıl yorumladığımızdadır.
Filmlerde kahramanlar önce değişime direnirler, sonrası değişime açık olduklarını keşfederler ve sonunda macera dolu o dünyaya girerler. Bizlerin dramatik, bazen ironik, bazen de sevinçli yönleri ile hikayelerimiz yazılmaya devam ediyor. Şimdilik kahramanımız zorlu yokuşları tam olarak aşmış değil.
Bizim hikayelerimizde ortak yönler çok fazla. Ana tema ise beklenti. Bir zamanlar şartlarımız itibarıyla iyi bir noktada idik. İmkanlarımız iyiydi, okullarımız, evlerimiz, yurtlarımız, üniversitelerimiz vardı. Çocuklarımız bu okullarda iyi eğitim alıyorlardı. Dışardan gelen aileler de verilen eğitim ve ahlâki hizmetlerden memnundular. Başarılı, ahlaklı ve dürüst milyonlarca insan yetişti bu müesseselerden. İçinden ham ruhlar çıksa da genel anlamda ailesine, topluma faydalı bireyler yetişti. Üniversite hazırlık kursları Türkiye’nin dört bir yanında ayırım yapmadan, müthiş bir özveri ile çalışmalar, gayretler ortaya koydu. Ülkenin en başarılı öğrencilerini yetiştirdi, dereceler aldı. FEM, Körfez, Maltepe gibi üniversite hazırlık dershanelerinde tanıdığım, görev yapan öğretmen, idareci çok arkadaşlarım oldu. Kendim FEM dershanelerine gittim. Türkiye birincisi olan arkadaşlarım oldu. Ne öğrencilerinden ne öğretmenlerinden, ne de idarecilerinden soru çalındığına, soruların verildiğine dair bir tek kelime duymadım. Şahit olmadım. Ama gece gündüz çalıştıklarına, çok ciddi fedakârlık yaptıklarına, zaman zaman ailelerini ihmal ettiklerine, öğrencileri başarılı olsun diye her türlü zorluğa katlandıklarına, nobranlıkları sineye çektiklerine şahidim. Eğer soru çalıp, bir yerlere girenler varsa, bu insanlarla ben aynı değerleri ve idealleri paylaşmıyorum, tanımıyorum.
Keşke bugünler de askerlerin, yargı, emniyet mensuplarının, gazetecilerin, akademisyenlerin, iş insanlarının, sporcuların konuştuğu ve kendi masumiyetini, başarı veya mağduriyet hikayelerini anlattıkları gibi dershanelerde, okullarda görev yapan eğitim kadroları da kendi hikayelerini tekrar anlatsalar! Zaten bunlar biliniyor demeseler. Örnekleri var ama yetersiz. Yeniden bazı hakikatleri yazmaya, söylemeye ihtiyaç var. Tahribata ve yalanlara karşı en iyi cevap kendimizi tekrar ifadedir, üretimdir. Küsmek, bir kenara çekilip düzelmeyi kendiliğinden beklemek yöntem veya çare değildir.
Paralel yok paralâl var
Biz yapmadığımız şeyleri yapmadığımızı ispatlayamayız. Suçun şahsiliği temel kaidedir. Bir insan ya hırsızdır ya değildir. Şehrin meydanına çıkıp, dürüst bir insanın “ben hırsız değilim" diye bağırdığını düşünün, ilk tepki; bu şahıs acaba hırsız mı? Olacaktır. Hırsızlıklarını, uğursuzluklarını, suçlarını devamlı erdemli insanlara, Hizmet'e gönül verenlere ustaca yamayan erdem, ahlâk yoksunu bir güruh var. Paralel yok paralâl (para için susanlar) var. Uydurdukları bir örgüt ve kuyruklu yalanlarla kurdukları bir düzen var. Tel tel bu yalanlar döküldükçe de yeni yalanlar ve iftiralarla masum insanlara uydurma suçlar yamama, gündem oluşturma çırpınışları var. Tasfiye ettik, KHK ile ihraç ettik dedikleri yüzbinlerce dürüst, çalışkan kadrolardan hiç utanmıyorlar! Her yeni gün yolsuzluk, hukuksuzluk artarak devam ediyor. Bu iddiaları seslendiren ve alet olanlarda bu değirmene su taşıyorlar.
İnsan bin bilinmezli bilmece gibidir, bildim dersin yanılırsın, bilmedim dersin doğru çıkarsın. Hayat boyu iyi veya kötü yönde değişimi, dönüşümü bitmeyen tek varlık insandır. İnsanı okuyamayan, canına okur. Her insan ise hikayesi ile varlığı ile yaşadıklarıyla değerlidir, bir bütündür. Geleceği kimse bilemez. Ancak tahmin yürütebiliriz. Geleceği ancak zamanın gerçek sahibi bilir. Ama bizlere düşen demokrasi ve hukuka olan inancımızı yitirmeden, aksiyonla, inançla ve erdemle yolumuza devam etmektir. Filmin sonunu, hikayenin finalini daha görmedik. İnsanlık bayramı gerçekleşecekse ki bütün kalbimle inanıyorum, bu gayretlerle gerçekleşecektir. İnsanlığın birbiriyle kucaklaştığı, demokrasi ve ötesinin yaşanacağı dönemleri insanlık bir kez daha görecektir. İyi ve erdemli bir hayat yaşamak gerçek mutluluktur. Aristo