Aşırı-Sağ Hareketler ve Sorumluluklarımız

Ertuğrul İncekul

Ertuğrul İncekul

21 Ağu 2024 04:28
  • İngiltere’de trajik olaylar yaşandı. 29 Temmuz 2024 günü, Southport'ta barış içinde yaşayan bir topluluk, yaşanan trajik bir olayla sarsıldı. İddiaya göre, 17 yaşındaki bir şüpheli, Taylor Swift temalı bir dans sınıfına saldırarak, 6, 7 ve 9 yaşlarındaki üç küçük kız çocuğunu öldürdü ve sekiz kişiyi yaraladı. Masum çocuklara yönelik bu anlamsız şiddet, hem kasabada hem de Birleşik Krallık genelinde şok dalgaları oluşturdu. Aileler yas tutarken ve topluluk, kurbanların anısını yaşatmak ve birbirine destek olmak amacıyla bir araya gelirken, eş zamanlı olarak, bazı sosyal medya hesapları saldırganın ‘ülkeye yeni gelen göçmen bir Müslüman’ olduğu iddiasını dolaşıma soktu.

     

    Sosyal medyada, şüphelinin sığınmacı veya yeni göçmen olduğu yönünde yanlış iddialar yayıldı. Polisin, tutuklanan kişinin Galler doğumlu olduğunu açıklamasına rağmen, bu asılsız söylentiler hızla yayılarak göçmen karşıtı duyguları körükledi. Aşırı sağ gruplar, bu trajediyi göçmenlere ve İngiliz toplumuna yönelik korkuları artırmak için kullandı. Salı akşamı, çoğu aşırı sağ İngiliz Savunma Birliği (EDL) destekçisi olduğuna inanılan yüzlerce protestocu Southport'a geldi. Kurbanlar için başlayan barışçıl nöbet, yerel bir caminin yakınında kaosa dönüştü ve protestocular polis memurlarına ve camiye saldırdı.

     

    Şiddetli ayaklanmalar sırasında en az 39 polis memuru yaralandı, 27'si hastanede tedavi gördü.  Polis köpekleri bile uçan tuğlalarla zarar gördü. North West Ambulans Servisi büyük bir olay ilan ederek birden fazla birim görevlendirdi. Southport sakinleri, bıçak saldırısı şokunun ardından, ayaklanmalarla birlikte yeni bir korku ve travma dalgası yaşadı.

     

    Tahir Abbas kaleme aldığı yazısında  “Bu zihniyet, derin bir güvensizliği ve kendini sorgulama eksikliğini ortaya koyuyor. Kendi sorunlarıyla yüzleşmek yerine, "ötekini" suçlamak daha kolay geliyor. Bir camiye saldırmak ya da polis memurlarına tuğla atmak, işsizlikle mücadele etmeye, yetersiz barınma sorunlarını çözmeye veya sosyal hizmetlerin erozyonunu durdurmaya hiçbir katkı sağlamaz. Ancak, günlük yaşamlarında kendilerini güçsüz hissedenler için anlık bir güç duygusu oluşturur.

     

    İronik olan ise, aşırı sağ şiddetin hedef aldığı toplulukların genellikle benzer ekonomik zorluklar ve hükümetin ihmalinden kaynaklanan hayal kırıklıklarıyla karşı karşıya kalmasıdır. Yoksulluk, ayrımcılık ve fırsat eksikliği, Birleşik Krallık'taki göçmen ve azınlık nüfuslarını orantısız şekilde etkiliyor. Ancak bu sistemik sorunları çözmek için ortak bir zemin bulmak yerine, aşırı sağ, bölünmeyi ve çatışmayı körüklüyor.”

     

    Southport'taki ayaklanmalar, derin bir yara açtı. Müslümanlar güvenliklerinden endişe ederken, ibadet yerleri saldırıya uğradı ve tahrip edildi. Şiddet, toplumun polise olan güvenini zedeledi ve trajedinin siyasi amaçlar için kullanılması, kurbanların ailelerinin acısını artırdı. Bu yaraların sarılması, siyasi liderlerin, emniyet güçlerinin ve toplum örgütlerinin ortak çabasını gerektiriyor. Yabancı düşmanı söylemlerin reddedilmesi, sorumluların yasal olarak hesap vermesi ve altta yatan sorunları çözmek için diyalog şart.

     

     

    Diyalog ihtiyacı

     

    Aşırı sağ ve mafya şiddetine karşı koymak, çok yönlü bir yaklaşım gerektirir. Kolluk kuvvetlerinin huzursuzluğu hızla kontrol altına alabilmesi önemli, ancak aynı zamanda eğitime, eleştirel düşünmeye ve medya okuryazarlığına yatırım yapılması da şart. Ekonomik fırsatlar oluşturmak ve topluluklarda siyasi yabancılaşmayı azaltmak gerekiyor. Southport'taki olaylar, sosyal bölünmelerin ve yanlış bilgilendirmenin tehlikelerini açıkça gösterdi. İlerlemek için topluluklar arasında köprüler kurmak ve aşırı sağ radikalleşmenin kökenine inmek şart. Zorluklar büyük, ancak Southport'taki dayanışma örnekleri, umut ve bir araya gelme kapasitesini gösteriyor.

     

    BBC internet sitesi bu konuda önemli bir haber yayınladı. İngiltere’nin en eski camilerinden Liverpool’daki Abdullah Quilliam Camii yöneticileri kendilerini eleştiren bazı kişilerle diyaloğa geçtiklerinde fikirlerinin nasıl değiştiğini örnekleriyle anlattı. Caminin başkanı ve aile hekimi olan Dr. Abdul Hamid, dostça alışverişlerin yaygın olarak paylaşılan görüntülerinin ‘olumsuzlukları bastırmaya’ yardımcı olabileceğini söyledikten sonra şu yorumu yaptı: ‘‘Herkesin fikrini değiştiremeyiz ama bu pozitiflik orman yangını gibi yayılabilir.’’

     

    Şu anki görev, bu birlik duygusunu sürekli bir eyleme dönüştürerek toplumsal ayrılışları gidermektir. Siyasi liderler, eşitsizlikle mücadele, eğitimi iyileştirme ve entegrasyonu teşvik etme konusunda birlikte çalışmalıdır. Toplum örgütlerinin kültürlerarası diyalog ve işbirliği için desteğe ihtiyacı var. Ayrıca her vatandaş, aşırılığı reddetmek, yanlış bilgilendirmeyle savaşmak ve daha uyumlu bir toplum kurmak için bir rol oynamalıdır.

     

    Medyanın sorumluluğu

     

    Medya ayrıca, huzursuzluğa yol açabilecek yanlış bilgilerin yayılmasıyla mücadele etme sorumluluğunu da taşıyor. Southport saldırısı gibi hassas olaylar hakkında raporlamada daha titiz bir gerçek kontrolü ve dikkatli olunmalıdır. Sosyal medya şirketlerinin, platformlarında yanlış ve kışkırtıcı içeriğin viral yayılmasını engellemek için daha fazlasını yapması gerekiyor. Sosyal medya için olumlu anlamda ırkçılığın önüne geçebilecek içerikler üretilebilir.

     

     

    Yerel sorunlara eğilmek

     

    Bunun için de geleneksel olarak

    göçmenlerin rutinleşmiş eylemlerin miktarını azaltıp, yerelin sorunlarına

    çözümler üreten projeler ortaya koymalıyız. İnsan Hakları dernekleri sadece Türkiye kaynaklı insan hakları ihlalleri ile değil, kendi ülkelerindeki veya küresel ölçekteki sorunlarla ilgilenme konusunda çalışma ve deklarasyon yayınlaması, çözümün bir parçası olması önem arz ediyor.

     

    Nefret söylemine karşı tavır almak, bilinç kazanmak

     

    Avrupa’da aşırı sağ görüşlü insanların İslam ve Müslümanlık hakkında  görüşleri çok yetersiz ve yanlışlarla dolu. Diyalog ve karşılıklı konuşmalarla fikirleri olumlu yönde değişebiliyor.

     

    Artan aşırı-sağ ve ırkçı söylemlere karşı; Müslümanlar olarak, her an ırkçı bir saldırıya maruz kalabileceğimizi anlamak, buna karşı gerekli iç eğitimlerimizi almak, acil  müdahale yetkinliği kazanmak, polis ve yerel yönetim birimleriyle işbirliği köprülerini kurmak zorundayız. Özellikle de genç ve çocuklarımızın nefret söylemi ve nefret suçu konusunda eğitilmeleri, böyle bir suça maruz kaldıklarında seslerini yükseltme iradelerini gösterecek özgüvene sahip olmaları, nefret suçunu nefret söyleminden, nefret söylemini de meşru eleştiriden ayırt edecek seviyede bu kavramların karşılıklarının öğrenilmesine ihtiyaç vardır.

     

    Bu konularda daha önce kaleme aldığım yazılara göz atılabilir:

    Avrupa’nın Öteki Problemi http://m2.samanyoluhaber.com/yazarlar/m-ertugrul-incekul/avrupanin-oteki-problemi/1461957/

    Avrupa Nereye Koşuyor http://m2.samanyoluhaber.com/yazarlar/m-ertugrul-incekul/avrupa-nereye-kosuyor/1464462/

     

    sesli versiyonu: https://youtu.be/EggKH6wRUsw

    21 Ağu 2024 04:28
    YAZARIN SON YAZILARI