İyi ki varsın Sedat!

Kamil Ergin

Kamil Ergin

13 Haz 2021 15:05

  • Sedat Peker’in sunduğu hikayede hepimize kabul ettirmek istediği başlangıç noktası kız çocuklarına olan düşkünlüğü. Başka deyişle, ev baskınında kız çocuklarına ve kısmen eşine yapılan muameleyi kabullenemediği için büyük bir savaş başlattığı konusunda kamuoyunu ikna etmeye çalışıyor.  

    Peker’in güttüğü ‘kan davası’ için ortaya koyduğu gerekçeler Türk toplumu açısından karşılığı olan söylemler. At, avrat ve silahın dokunulmazlığı ile bir babanın kız çocukları için kendini feda etmesi fikri oldukça taraftar toplayan bir yaklaşım. Üstelik Peker, bu iddiasında ne kadar samimi olduğunu bize iki örnekle ispatlamaya çalışıyor. İlki, bir toplantı esnasında kız çocuğuyla ilgilenmek için büyük bir ticari anlaşmayı yarıda bırakması. İkincisi de kız çocuklarını ağlatan erkek çocuğuna onu yaralayacak şekilde çatal fırlatması. 

    Peker, ince bir nakış gibi örgülediği videolarla gündemi belirlemeye devam ederken bir yandan da kendi hikayesi hakkında bizlere bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Annesinden, babasından, ailesinden ve çevresinden sıkça söz ediyor. Psikanaliz yapacak değilim ancak bir babanın oğlu ile olan iletişimi, baba mesleği gibi faktörlerin birçok açıdan çocuğun karakterine ve kaderine yön verdiğini söyleyebiliriz. Zira, kendi anlatımına dayanarak Peker’i hem kitaplarla tanıştıran hem de zekasıyla iş yapmayı öğreten kişi Poker Ahmet lakaplı babasıdır. Peker, şuan ki mücadelesini bir poker oyunu gibi masaya kartlar atarak ve karşıdakini elinin güçlü olduğuna inandırarak sürdürüyor. 

    Elbette mesuliyet açısından babanın günahını oğulları çekmez. Ancak Türk siyasetinde babaların etkisi ve gölgesinde iş yapan oğullar serisi ayrı bir yekün tutar. Öte yandan ‘dedesi erik yemiş, torununun dişi kamaşmış’ sözü, iyilik ve kötülüğün nesilden nesile nasıl aktarıldığını ifade adına söylenmiş vecize bir söz. 

    Rivayet o ki Erdoğan’ı da babası küçükken ağır şekilde dövermiş. Yani bu erkek çocuğu bir bakıma hiç sevilmemiş. Büyüyüp başa geçince karşısındakini anlama yoksunluğu, gücün karşısında sinmeyi tercih edip zayıfı görünce ümüğüne çökmesi belki de bundandır. Yine adı bugün gemiciklerle ve vurgunlarla anılan bu ‘büyük reisin’ babasının mahalledeki lakabı Kaptan Ahmet, mesleği kayıkçılık, ek işi de bankacılıkmış!

    Eskiden katıldığı bir televizyon programında babasının çok otoriter olduğunu ifade eden Erdoğan, "Küfür ettiğiniz anda faturasını çok ağır öderdiniz. Onun için zaman zaman babam bizimle hesaplaşmıştır" diyor. Babasının hayatındaki etkisine dair ayrıca şunları söylemiş. ”Babama 'Kaptan Amca' diye hitap ederlerdi, lakabı buydu. Babam aynı zamanda bizim hemşerilerin kasasıydı. Yurt dışında gemilerde çalışan hemşehrileri güvendikleri için paralarını babama bırakırlardı. Hepsinin birer zarfı vardı, hesapları da ben tutardım. Onlar ne kadar isterse köydeki eşleri için sağlam ve güvenilir insanlarla otobüslerle parayı gönderirdi. Bundan dolayı da çok güvenilen bir insandı.”

    Rivayeti hakkında sahih kaynak bulunmasa da ifade ettiği anlam açısından önem arz eden bir hadis-i şerifte şu söylenir: ’Siz erkek çocuklarınızı sevin, kız çocukları kendilerini zaten sevdirir.’ Burada söz konusu edilen "Kız çocukların mesafeli sevilmesi" değildir. Bilakis, kız çocukların sergiledikleri sempatik tavırlar nedeniyle fıtri olarak erkek çocuklara nazaran daha çok sevilebileceğine ve ebeveynler açısından erkek-kız ayrımı yapılmadan sevgide adil olunması gerektiğine dikkat çekilmiştir. 

    Hikaye anlatımında semboller ve simgelerden çokça yararlanan Peker’in YouTube sayfasının kapağındaki çocuk resmi Eren Bülbül’e ait. Hani şehit olmadan önce sosyal medyadaki hesabında 'Biri de çıkıp demiyor ki Eren iyi ki varsın' paylaşımını yapan ve Türkiye'yi hüzne boğan küçük çocuk. Sevgisiz olmanın bir günah olduğunu ve o yükü küçük omuzlarında geleceğe taşıdığını gösteren buruk bir hikaye. Belki de Peker, bize verdiği mesajla toplumun onu kabul etmesini ve hepimizin ona ‘iyi ki varsın Peker’ demesini istiyor. 

    Bana göre, Peker’in sunduğu hikayede başlangıç noktası kendileri için dünyanın ateşe verildiği kız çocukları değil, sevgi ve şefkatten yoksun yetişen ve kendisine çatal fırlatılan erkek çocukları olmalıdır. Zira tarihte yakıp yıkann ve Roma’yı ateşe verenlerin çoğunluğunun ebeveynleri tarafından sevilmeyen erkek çocukları olduğunu hatırlatmakta fayda var.
    13 Haz 2021 15:05
    YAZARIN SON YAZILARI