Yurtdışında espionage ve illegal olarak casusluk yapan Rus vatandaşı deşifre olup, sınır dışı edildikten sonra bir gazetecinin, “Kendini nasıl hissediyorsun?” sorusuna “ Mükemmel biri olduğumu söyleyemem ama ülkeme karşı görevimi yaptığımı düşünüyorum. Mükemmel olanlar yakalanmıyor!” cevabını verir. Casusluk oyunlarında erken çürüğe çıkmak her zaman mümkün. Espionage ve casusluğun legal olanları da mı var? Elbetteki. Onlar uluslararası literatürde kayıtlı casuslar ve siyasi dokunulmazlık zırhına sahipler ve adresleri ülke konsoloslukları.
Putin Rusya'sı, ülkesine canlı ya da tabut içinde dönmek zorunda kalan Rus vatanseverlerin kişisel kahramanlık hikayelerine her zamankinden çok daha fazla muhtaç. Savaş ortamında “Biz niye ölüyoruz ki?” türünden zihin bulandıran şüphelere karşı ev yapımı psikolojik destek şart. Muhaliflerin tez elden devre dışı bırakılmaları da aynı moral-destek arayışlarından.
Kremlin'in Ukrayna üzerinden yaptığı hesap hatası ülke ekonomisini eritmeye devam ediyor. Günlük maliyetin Putin'e yirmi milyar doları gösterdiği günlerin üzerinden neredeyse bir buçuk yıl geçti. Harcamalar devam ediyor ve savaşın akıbeti konusunda artık kimse bahse girmiyor. Ancak masrafların arttığında Putin dahil herkes hemfikir.
Putin'in ruh ikizi, Belarus Devlet Başkanı Lukashenko eğer doğru söylüyorsa ki “Arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim!” esprisinden dolayı pek inanasımız gelmiyor; “Ukrayna'nın karşı koyup savaşacağına ihtimal vermiyorduk!” itirafı bir dil sürçmesi değil. Savaştan bir buçuk yıl sonra gelen bu garip itiraf, Putin'in de aynı yanılgıya düştüğünü gösteriyor. Elli milyonluk ülkeyi hala eski Sovyet müstemlekesi olarak görüp, içişlerine müdahaleyi alışkanlık haline getiren Putin eğer Ukrayna konusunda böyle bir yanılgıya düştü ise, durum gerçekten ciddi. Kremlin'in, NATO'ya üye ülkeler hakkındaki bilgi ve istihbari kaynaklarının yanıltıcı olabileceği ihtimalini bir kez daha test etmesi için hala çok geç sayılmaz.
Lukashenko'yu boş verin de, Putin'in Ukrayna'yı bir oldubittiye getirip iç edeceğine inanmış olması gerçekten ilginç. Doğu Almanya'nın son günlerini yaşadığı 1989'da KGB görevlisi olarak çalıştığı efsanesini sürdürmeyi pek seven Putinseverler böyle bir istihbari yanılgıya düşme ihtimalini kabullenmek istemiyorlar. Bu şehir efsanesine inanmış olsak bile 90'lı yıllardan günümüze kadar köprünün altından çok sular aktı. Hatta KGB bile yeni ismi bile FSB (Federal Güvenlik Servisi) olarak kabuk değiştirdi.
Ukrayna Savaşı konusunda yanılan sadece Rusya ve Lukashenko değil. Geçtiğimiz hafta Alman Başbakan Yardımcısı Robert Hobeck de Alman istihbaratının (BND) Ukrayna konusunda yanıldığını ve Rusya'nın 24 ya da 48 saat içinde işgali bitireceği hakkındaki tahminlerin boşa çıktığını paylaşmış. Savaş bu, şişede durduğu gibi durmuyor, görüyorsunuz.
Ukrayna işgalinin uzaması, durumdan haberdar Rus elitleri ve komuta kademesinde derin çatlaklar oluşturmuş durumda. Putin'in A takımında yaptığı sürekli değişiklikler de işlerin iyi gitmediğini işaret ediyor. FSB'nin idari kademesi, Wagner ayaklanmasından sonra üst düzey kumandanlardan Gerasimov ve Shoigo'nun görevden alınması konusunda baskılarını artırmış. Putin şimdilik bu ikisine dokunmadı ama A takımından Sergey Surovikin'i görevinden alıverdi. Haziran ayaklanması ile bilinen Prigozhin'in ekibi ile havaya uçurulması da bu iç kanamaya derman olacak gibi görünmüyor. Zihinlerdeki “Ya Prigozhin, ayaklanma desteğini hala görevdeki kamuta zincirinden aldıysa?” sorusu cevaplanmış değil.
The Telegraph'da yayınlanan ilginç bir makalede, Ukrayna Savaşı başladıktan sonra, özellikle Batılı ülkelerin Rus elçiliklerini kapatma konusunda gösterdikleri ciddiyet, Kremlin'in suiistimallerini önlemeye yönelik tedbirler olarak okunuyor. London gibi Rus casusların cirit attığı şehirler bundan böyle, spy games için güvenli koylar olmaktan çıkacak gibi.
Kapatılan elçiliklerden sonra Rusya'ya geri gönderilen diplomatların sayısı 705'i bulmuş ki, makaleye göre bu rakam son yirmi yılda sınır dışı edilen elçilerin iki katını geçmiş durumda. Kremlin ile iyi ilişkileri bilinen Bulgaristan'dan 83, Polonya'dan 45 Rus bürokrat kayıt dışı ve illegal casusluk faaliyetinde bulundukları için sınır dışı edilmişler. Elçilik ve konsoloslukların kapanması politik bir tavrın ötesinde, sözkonusu ülkeler hakkında doğru ve zamanında bilgi akşının da önünün alınması demek.
Putin'in Ukrayna konusunda düştüğü yanılgı kısa vadede ekonomik uzun vadede ise Rusya'nın dünya ile ilişkilerini derinden etkileyecek. Aslında Rus elçiliklerin kapatılması, dünya ülkelerinin bundan böyle Kremlin ile ilişkileri umursamadıkları anlamına da geliyor olabilir.
Avrupa'nın bir ülkesinde, 1989 yılında Sovyet Rusya'nın dağılmasını televizyondan seyreden Rus ajanı “Bir anda iliklerime kadar ülkesiz ve sahipsiz kaldığımı hissettim!” itirafında bulunuyor. Öyle ya da böyle bir anda ülkesini kaybetmiş olmanın herkes için ağır travmalara yol açması kaçınılmaz. Yabancı ülkede görev yaparken, aynı ülkeye siyasi iltica talebinde bulunan istihbarat görevlileri arasında Rus asıllı istihbaratçılar birinci sırada yer alıyor. Son yıllarda Avrupa ülkelerinde Rus casusların tespitindeki hızlı gelişmelerin arkasında bu siyasi ilticaların da payı olabilir. Malum, espionage ve casus avı uzmanlık işidir ve Spies catch spies, casusları ancak casuslar bilir ve yakalar.
Ukrayna'da yaşanan hesap hatası, aradan bir buçuk yıl geçtikten sonra anlaşıldı. Eh, yanlış hesap her zaman Bağdat’tan dönecek değil ya! Bu kez de Ukrayna'dan döndü. Neyse biz, diktatör ve tiranları kendi ütopyaları ile birlikte aynı çukura gömen zamani tecelliyi hayret ve keyifle seyretmeye devam edelim.