Chicago'da fakülte campüsünün ön sokağında “Engine 26” kodlu bir itfaiye merkezi vardı. Gece boyunca, bir kaç kez siren sesleri ile uyanmak sadece bizim mahallenin değil, büyük şehrin gece rutinleri arasındaydı. Yaz-kış gecenin sessizliğini bölen acı sirenlerden şikayetçi olan kimseye rastlamadım.Tarihi Chicago (Great Chicago Fire, 1871) yangınından sonra, hükümet en küçük ihtimalleri dahi ciddiye alıp tam teşekküllü yangın eküpmanlarını her an çalışır halde tutmayı israf saymıyor. Saray'ın itibardan tasarruf yapmaması gibi bir şey!
Farklı 'Engine' kodları ile isimlendirilen itfaiye istasyonları, büyük şehrin hemen her yerine en çabuk ulaşabilecek noktalara yerleştirilmiş. İstasyon ekibi, yedi-yirmidört göreve amade hazır ekiplerden oluşturulmuş. En az trafik lambaları kadar yaygın yangın musluklar (Hydrants) önüne araç park etmenin cezası ağır. Ağaçtaki kediyi kurtarmaktan, araba içinde kilitli kalan bebeği çıkarmaya, büyük trafik kazalarına ve tavada yanan kavurma ile çalan yangın alarmını susturmaya kadar geniş bir hizmet yelpazesi FireFighter (İtfaiyeci)'nin görev sahasına giriyor. İtfaiye Teşkilatı, muhafazakar, milliyetçi, dindar ve vatanperver vatandaşların kahramanlık hislerini coşturan en prestijli kurumlardan biri. 11 Eylül'de İkiz Kulelere yapılan terör saldırısından sonra, kurum rüştünü bir kez daha ispatlamıştı.
Geçtiğimiz hafta bir anda Türkiye'yi kasıp kavuran yangın faciaları için üretilebilecek en abes ve traji-komik bahane “Yangınlara hazırlıksız yakalandık!” mızmızlığıdır. Zavallı medyanın eline tutuşturulan haber bülteni biraz aceleye gelmiş. Sadece o mu? Bakan'ın eline verilen basın açıklaması da ondan farksız değil; “THK'ya 120 milyon bütçe verdik!” Ee? Alınan ya da Ümraniye Sanayi Sitesinde üretilen kartondan uçakları hangardan bir kez olsun çıkarmadınız mı? Hadi kış boyunca içerde tuttunuz, yazın bari dışarı çıkarsaydınız da küfü-pasını atsaydınız bre Saray Beslemeleri! Bakanların hepsi de akli ve zihni keşmekeş içinde. Bu yüzden isim zikretmeye gerek yok. Herhangi birinin cepheden çekilmiş vesikalığını aklınıza getirin yeter!
THK'nın başında 'T' harfi olmasa, onu da “ABD ya da İsrail kurdurdu!” diyerek Manavgat Yangını içine atıp yakacaklar. Kurumun emanet edildiği Made in Saray mamulü Kayyım ise hadiseyi hala anlamış değil. Ülkenin tükenişinde mayın işlevi olarak kullanılan Kayyım Takımı, Mehter Takımı kadar itibarsız ve lüzumsuz! 9-5 mesaisine kilitli devlet memurundan ne bekliyordunuz ki? Saray, THK'nın ipini çekmek için bu kadar yangın çıkardı desek, biraz abartmış oluruz olmasına da, kuruma olan kinin derinliğini çözmeye aklımız yetmedi.
Hükümet ve iktidarın suçunu hafifletmek için girişilen counter-attack telaşını ve aculiyeti anlıyoruz da, saçmalıklar için sabır limitimiz tükenmiş durumda. Deprem başta olmak üzere, ülkenin başına gelen felaketlerden genel manada hükümet-eğer ülkede öyle bir oluşum kaldıysa- özel manada da Saray'ın sorumlu olduğunu tartışmaya gerek yok. İstanbul için yaklaşmakta olan depremi haber veren bilim adamları için “Hain, işbirlikçi, ABD ve İsrail'in adamı!” yaftalarını kullananlar da aynı ağızlar değil mi?
Köy yanarken, Saray'ın makyaj derdine düşen budala takımı, her zaman olduğu gibi yangından kahraman-hain profilleri devşirirken, suçu yükleyecek günah keçileri konusunda çaresizliğini gizleyemiyor. Adres belli. Bu yüzden, dışarıda suçlu aramaya gerek yok. Daha buluğ yaşına ermemiş çocuklara suçu yükleyip, iktidarı aklama çabaları pek cılız kaldı. Saray'ın, yangınlar kadar tehlikeli kışkırtıcı ve bölücü mesajları bir şeyleri gizlemek için ne kadar gayret sarfettikleri birinci dereceden delil sayılmaz mı? İktidar magandalarının sağda-solda terör estirip, zavallı vatandaşa hayatı zindan etmeleri de dertlerine deva olmuyor. Hergele takımı ile vatandaş değil, iktidar ve hükümetin kolluk güçleri uğraşmalı!
Steve Bannon'u tanıyorsunuz. Trump'ın fikir babası ve ABD'de vatanseverlik (patriotism) ve aşırı-ırkçılık eğilimin teorisyeni. Trump en son kendi sevenleri için, Hitler'in yarım bıraktığı “Third Reich!” ütopyasının amblemi ile bir business kart bastırdı. Herkes, Eski Başkan'ın bu tür şeyler düşünemeyecek kadar sığ ve irade yoksunu olduğunu biliyor. Durumu görenler, “Eğer bir yerde, milliyetçi, muhafazakar, vatan-millet-sakarya, ırkçı, kafatasçılık üzerinden yangınlar ve patlamalar oluyorsa, kendinizi fazla zorlamayın. Hemen oracıkta, elinde pim ile Steve Bannon beliriverir!” kanaatlerinde ısrarlılar.
“Bütün bu yangınlar, Saray'ı düşürmek için çıkarıldı!” diyerek mevzi tutan omurgasız, besleme takımının korkuları çok derin. Kendileri söz konusu olduğunda, ülke ve ülke insanlarının teferruat olduğunu ancak bu kadar yüzsüzce dile getirebilirlerdi. Onlar da fünyesi ateşlenen yangınların ya da pimi çekilen bombaların kimin elinde olduğunu çok iyi biliyorlar.
Son yirmi yıldır Türkiye'nin başına musallat olan beladan kurtulmak için herkesin bir çare aradığı muhakkak. Şu kadar var ki, Saray'ı zor duruma düşürmek için bile olsa, canım ormanları yakma caniliği affedilmez bir cürm. Bununla birlikte, Saray ve eşrafı şu an içine düştükleri durumdan kurtulmak için bütün ülkeyi ateşe vermekten geri durmayacak kadar kontrolden çıkmış durumdalar. Köşe başında ellerinde pim tutanlar çok da yabancı değil!
Bu arada, milletin can derdine düştüğü bir anda durumu kendi lehlerine reklama çevirmeye çalışan cilası düşmüş, sanatçı müsveddelerinin ne kadar katlanılmaz olduğuna siz de şahitsiniz. İş-güç arasında Saray Soytarıları'nın kadro artışına gittiğini fark edememişiz!
Kadir Gürcan