Üçüncü sınıf kabiliyetlerin ortak zaafı, kendilerini dev aynasında görüp, kadr-u kıymetleri bilinmediği avuntusuyla mazoşist tatminlerde kaybolmak. Sanatçılarımız, akademisyenlerimiz, çoğunluğu itibariyle hukuk ile ilgilenen fakülte mezunları... Hele siyasetçiler... Ne siz sorun ne de biz onlarla vakit öldürelim. Onlar bir kategoriye dahil olmakta zorlanıyorlar. Bir çoğu için mevsimlik işçi statüsü bile fazla. Ya hu, bunların hepsi mi lise mezunu!

Sanat ve sanatçı konusundaki kalite problemi, ne maddi yetersizlikten ne de imkan eksikliğinden. Asıl problem, sanatı, bir şekilde sırtını güç ve otoriteye dayayarak dünyevi kazançları garanti altına alma olarak anlayan düşük kalibreli sanat temsilcilerinde. Yüz yıllık modernleşme maceramızda başladığımız yere geldik; sanatçılar yine güç ve paranın kimde olduğunu fark ettiler. Bu konuda burunları çok iyi koku alıyor.

Ortada o kadar çok akıl'dan bahseden var ki! Hala tarif edilemeyen “üst akıl” bilmecesine şimdi de başka bir kullanım eklediler; “süper akıl”. Mevcut iktidar ve muktedirlerin, okuma, okul, imtihan gibi bilgi, birikim ve sabır gerektiren uzun soluklu yetişme süreçlerine alerjileri var. Çareyi buldular; akıllarının yetmediği bütün zeka testlerini güç ve kuvvet ile aşıyorlar. Hiç test edilmedikleri için de, kimse gerçek IQ'larını bilmiyor.

İçtimai her çatırtı ve kırılmada, ilk dağılan ve direncini kaybeden camia sanat camiası. Bu halleri sanatçıda olması gereken, hür ve sıradışı düşünme kabiliyetinin hiç gelişmediğini gösteren en sağlam ipucu. İktidarın finanse edeceği propaganda ve ideolojik yapımlardan pay koparmak için sanatı şimdilik rafa kaldırdılar.

Başarısız bir darbe girişiminden sonra, milli birlik ve beraberlik için heyecan dolu nutuklar atmak siyasilerin vazifesi. Sanatçılara ne oluyorsa? Umumi çılgınlığa aklı ve vicdanı elvermediği için katılmayan meslektaşlarını linç etmeye kalkanlar, sanat şemsiyesi altındaki, maaşlı devlet memurları. Bu kalite ile sanatçıdan beklenen asgari direncin öşrüne rastlayamıyoruz.

Darbe girişiminden üç gün önce demokrasi havariliği, modernlik naraları atarken, toplumun bir kesimini ezmeye niyetli idari işleyişe ne de çabuk entegre oldular. Birbirlerine “Aklımın zekat'nı versem, altında ezilirsin...” diyerek göz korkutanların hallerine bir bakın. İyi de, İslami literatürde, zekat'ın bir nisabı var. Yani, kendinize yeter bir zenginlik ve yeterliğe ulaşacaksınız ki, zekat'a muhatap olabilesiniz. O kadarcık kıt akıllar, zekat'a muhatap değiller. Önce kendilerine bir yetsinler hele... Meşhur kelam; kendisi himmete muhtaç.

Müstebit idarelerin bulunduğu coğrafyalarda, siyasetçi, sanatçı ve akademisyenler asıl işlerini yapmaktansa, birbirleriyle uğraşıp hem kendi vakitlerini hem de takipçilerini suistimal ederler. Birbirine sürten ahşap malzeme gibi yavaş yavaş tükendiklerini fark ettiklerinde iş işten geçmiş olur. Şimdi herkes, asıl vazifelerini unutup, 15 Temmuz'un ürettiği “Sahte kahramanlar”a medhiyye dizip, sadakat tazeleme yarışında. E, bunun için çok akıllı olmaya ya da ona buna akıl fazlalığını zekat vermeye gerek yok ki!

Ülkemiz ve insanımız için garip bir tecelli. Neyin çok sözünü ediyor ve üzerine nutuklar atıyorsak, sonuçta elimizde enkazdan başka bir şey kalmıyor. Bir bakın! Demokrasi, siyaset, ilim, modernizm, sanat...hepsi de tükendi ve yerlerde sürünüyor.

Zafer coşkusuyla, haftalardır muhalif bir kesime devlet gücüyle zorbalık uygulayanların bölgedeki gaz sıkışmasını fark edecek halleri yok. Beş sene önceki yanlış dış politika ve tercihlerın fatura ödeme tarihleri gelmiş gibi görünüyor. Zaten bir türlü baş edilemeyen PKK terörüne yeni ve büyük gaileler eklenecek. Artık sanat camiamız bir araya gelir, ülkeyi düştüğü durumdan kurtaracaklara “Başkomutan!”, “Büyük Kurtarıcı!”, “Ortadoğu'nun beklediği lider” türünden otantik isimler bulup icra­i sanat mı yaparlar, kendileri bilir.

Hadiseleri ilk anda kavrayıp ona göre tavır almak, ileri bir zeka alameti sayılıyor; kavrama ve seriyyü intikal. Hadi bunu kaçırdınız! 15 Temmuz'un üzerinden bir aydan fazla bir zaman geçti. Ülkenin geldiği hal ortada. Bunlara uyanamayan ehl­i akıl ve irfan'ı subh­u kıyamet bile uyandıramaz. Bir de başkalarına akıllarının zekatını verecekler! Geçin siz bunları...