Uzun zaman iktidarda kalmanın hasıl ettiği eskime ve yıpranma yanında psikolojik bozulmanın olması da kaçınılmaz. Bir sonraki seçimde herşeyi bütünüyle kaybetme endişesi bir tarafa, kendileri ile birlikte ülkenin de çökeceğine inanmaları ciddi bir takıntı. Bu saplantı mecliste coğunluğu elinde bulunduran iktidar parti üyeleri ve Saray ile de sınırlı değil. İktidar ile aynı musluktan su içen bütün kanunsuz ve başıbozuklar da devlet ve milletin bekasının tek sigortası olduklarına kendilerini çok kötü inandırmışlar.
Halbuki, İstanbul'un Anadolu yakasında iş tutanlar için Karacaahmet, Avrupa yakası ya da Sur Ötesi civarına yerleşenler için Eyyüp Sultan Mezarlığı bir şeyler anlatıyor olmalıydı. O kadim mekanlar, yerleri doldurulamaz ya da vazgeçilemez olanların sessiz istirahatgahları olmaya devam ediyor.
Daha önceki hükümetler döneminde İçişleri Bakanlığı da yapan ve şimdi perde arkası karanlık ilişkilerde ismi öne çıkan bir devletli, halihazırda meşgul ettiği makam için “Ben burada olmasam, kıyametler kopar!” diyerek, hakkındaki iddiaları dile getirenlere gözdağı verdi. Devletin devam ve bekasını temin eden büyük enerji reaktörlerinin sigortası olduğunu ima etmekle kalmıyor, muhaliflerin gırtlağına ot tıkamanın ihtimallerini de pervasızca dile getiriyor. Lider ve metodlarıyla ortalığa dökülen yeni yetme, organize suç örgütlerine pabuç bırakmamaya azmetmiş. Belli ki iş büyük! Saray'ın sıva ve cilaları iyice döküldükten sonra işin gelip kendilerine dayacağını çok iyi biliyorlar. Türkiye Siyasi geçmişi, bütün iktidarlarla geçinebilen ya da iktidar ile flört etmeyen mafya ve organize suç örgütü mevcut değil. Bir sonraki iktidarın kendine kul köle olacak suç örgütleri oluşturması işten bile değil.
ABD'nin en kötü başkanı olarak tarihe geçen Trump, devlet işleyişini öğrenemeden Beyaz Saray'a veda etti. İcraatlarından çok, bizim başıbozukları andıran tehdit ve şantajları ile akılda kaldı. “Ben gidersem ekonomi çöker!” demişti, öyle olmadı.
Başkanlığı döneminde aşırı ırkçı gruplar bahar dönemi yaşamıştı. Bizdeki “Şuranın buranın askerleri!” tipinde ağır silahlara sahip, suça meyilli gruplar ortaya çıktı. Amerikan Halkı'nın Covid-19'dan can derdine düştüğü 2020 senesinde, Trump ve ekibinin önünü açtığı nefret ve ayrımcı retorik para etmedi. Bununla birlikte 2020 senesi, “The Year in Hate and Extremism”, Nefret ve Aşırılıklar Yılı olarak isimlendiriliyor. Southern Poverty Law Center(SPLC) adlı hukuk kuruluşunun yayınladığı bir araştırmada, 2021 yılı itibari ile ülkede 838 farklı, hala aktif aşırı-militan oluşum faaliyet gösteriyor. Ku Klux Klan, Neo-Nazi, White Nationalist, Racist Skinhead, Anti-Muslim, Anti-Imigrant... isimleri altında onlarca farklı oluşum söz konusu.
Eski Başkan Trump, görev süresi boyunca gizli-açık destek verdiği marjinal gruplar ile bir dönem daha Beyaz Saray'da kalabileceğine kendisini çok inandırmıştı. Eğer başkan seçilmezse ülkenin kaosa sürükleneceğini iddia etmiş hatta 6 Ocak 2021'de elindeki son kartını iç teröre destek vererek oynamıştı. Ne iç savaş çıktı, ne de ülke bölündü. FBI başta olmak üzere ülkenin istihbarat birimleri, kameralara 'peace', barış işareti yaparak iç teröre bulaşan sirk kaçkınlarını toplamaya devam ediyor.
Beyaz Saray'ı Trump'tan temizleyen Kasım seçimlerinden sonra ABD güvenlik güçleri, yetmişli yılların başında zirveyi tutan “İç Terör” dosyasını raftan tekrar indirdiler. Beş aylık, çiçeği burnunda iktidarın icraatlarını değerlendiren Trumpçı ve aşırı muhafazakar bir yazar bile, Biden için “Adam işini yapıyor. Show ve gürültüye meraklı değil!” diyerek, gidişattan memnuniyetini dile getirmiş.
Bir çok ülke halkının neredeyse tamamını aşı ile buluşturarak, salgın sonrası normalleşme sürecini başlattı. Türkiye, son haftalara kadar, bırakın normalleşmeyi hangi aşıyı getirteceği konusunda bir karar veremedi. Neyse ki, geçtiğimiz hafta, eğer getirmeyi başarırlarsa, yeterince aşı siparişi için imzayı attılar. Halkın can derdine düştüğü bir zamanda, batan siyasi yapıdan kendisine gelecek tırtıklayan megalomania tiplerin, nükseden ruhi hastalıkları için ciddi tedbirler gerekiyor ama, Covid-19'un bu öldürücü mutantı için bir aşı üretilemedi.
ABD'den ödünç aldığımız örnekler çoğu zaman işimize yarıyor. Gördüğünüz gibi bu kez sizin gibi biz de umduğumuzu bulamadık. Türkiye'de hemen hemen bütün devlet kuruluşlarına çöreklenen megolamania oluşumların adet ve özgül ağırlıkları konusunda elimizde kayda değer bir bilgi yok. Dolayısıyla, ülkenin şu anki halinden kurtulması ABD tecrübesi kadar kolay olmayacağı pesimizmini besliyor.
Saray da dahil, kendilerini ülke kaderinin merkezinde zanneden bütün megolamania tipler için çok geniş bir rehabilite merkezine ihtiyaç var. Bir Pazartesi sabahı gözlerimizi açtığımızda, şu an gördüğümüz medya yüzlerinin tamamı sırra kadem bassa, ülke hiç bir şey kaybetmez. Hatta, lüzumsuz kilolarından kurtulduğu için ömrüne ömür katılmış olur.
Türkiye'nin ekonomik bir felaket ile burun buruna olduğunda hemen hemen herkes aynı şeyleri düşünüyor. Türkiye'de idari yapıyı tesiri altına alan organize suç örgütleri, mafyavari oluşumlar ve ocak kaçkını Yeniçeri artıklarının oluşturduğu megalomania enflasyonu, benzer bir felaketi siyasi yapı için de besliyor. Önümüzde iki tarafı da aynı ölçüde kirlenmiş bir değnek duruyor. Şu an için bize sadece hangi uçtan tutacağımıza karar vermekten başka seçenek kalmıyor.
Kadir Gürcan