Makinalı Tüfek arkasında Selfie ve Milyon Dolarlık Boş Nutuk!

Kadir Gürcan

Kadir Gürcan

08 Eki 2017 23:48
  • Savaş naraları atılmaya, fetih ve zafer çığırtkanlıkları yapılmaya başlandıysa, bilin ki ekonomik sarsıntılar kapıda. Boylarından büyük işlerin altında ezildikleri için, derin tahribatın acılarını unutturmanın tek çaresi daha büyük yaralar açmak. Kürsüden savrulan tehditlerin, daha parlak ve aydınlık yarınların hepsi hayal ve ütopya. 

    Savaş, içki gibi şişede durduğu gibi durmuyor. “Bir gece ansızın gelebiliriz!” tehditlerine “Yanınızda ceset torbaları getirmeyi unutmayın!” cevabına hazır olmanız gerekir. Herkesin canı ağzında, eli kulağında Üçüncü Dünya Savaşı hazırlıkları yaptığı bir ortamda, gerginliği artıracak her tavır bütün dünyanın dikkatini çekiyor. Hele akli dengelerinde problem olduğu bilinen despot ülke liderleri yakın takipte; Kuzey Kore, Rusya, İran ve bu ülkelerle flört eden diğer malum ülkeler. 

    Dünya silah ticaretini elinde tutanlar, Türkiye gibi geri kalmış ülkeleri, ıskartaya çıkmış, demode olmuş silah stokları için iyi bir pazar ya da çöplük olarak kullanıyorlar. Sene sonu envanter ya da depo temizliği gibi bir şey. Açlık sınırının tavan yaptığı Afrika ülkelerinde tam otomatik silahlarla, dört-çeker Honda Cipler üzerinde selfie pozu veren terörist-militanların o silahları Palmiye Ağaçları altında falan ürettiğini düşünmüyorsunuz değil mi? 

    Mevcut iktidar, dibe çakılan ekonomik trende rağmen son zamanlarda milyar dolarlık silah anlaşmaları yaptı. Bu anlaşmaların her an rafa kaldırılıp, hiç yapılmamış muamelesi görmesi her zaman mümkün. Hükümetin bu tür manevraları sadece nutuk ve slogan malzemesi olarak kullanmak için yaptığı artık sır değil. Yani Sayın Cumhurbaşkanı’nın kürsüden savurduğu “Yakarız, yıkarız, geri alırız, bir gece ansızın gelebiliriz…” naralarının fatura değeri milyar dolarlara tekabül ediyor. Anlayacağınız, silah tüccarları üçüncü dünya ülke liderlerine, aldıkları yüklü çeklerin ikramiyesi olarak, savaş üzerinden hamaset yapma konforu sunuyorlar. 

    Silah anlaşmaları üzerinden daha bir hafta geçmeden piyasaya düşen yüzde kırklık zammın acelesi şimdi daha iyi anlaşılıyor. Şimdi de, halkın kötü günler için biriktirdiği yastık altı ihtiyatlarına göz diktiler. Öyle ya, barış ortamında diktatör olanlara, bir de savaş çıkarıp kahraman “Başkumandan” olmaktan başka ünvan kalmadı. 

    Beyni sulanmış, koltuk değneği muhalefet lideri bile boşta gezen militanlarına, muhtemel bir Irak çatışmasından kahramanlıklar devşirecek; Beşbin gönüllü hazırmış! Hızını alamayan bir başka teşkilat başkanı “Beş yüz bin ülkücü hazır!” diyerek parti liderinin kendi partisinden ne kadar habersiz olduğunu herkese ilan etmiş oldu. 

    Silah altındaki altı yüz bin mekanize ordu ne iş yapıyor? Devletin resmi kolluk kuvvetleri, askeri donanım ve personel yekününe rağmen, milis kuvvetleri oluşturup paralel silahlı meczuplar depolamanın anayasal bir suç olduğu kimsenin aklına gelmiyor olmalı. Kimin umurunda? Zavallı milliyetçi cephenin öteden beri söylediklerini kimse ciddiye almıyor ki! Akıl fukaraları, o rakamın Türkiye’de günlük artan işsiz güçsüz sayısını gösterdiğini anlamayacak kadar da cahiller. 

    Diğer taraftan, iş hamam tellaklarına, yeniçeri döküntülerine, elinde nereden aldığı belli olmayan makinalı silahlarla magandalık selfileri çekenlere kaldıysa, ağır mağlubiyetlere hazır olun. Karşıda, donanımlı bir ordunun olmasına gerek yok. Ne zamandı o, unuttum. Honduras mı neydi bir ülkede, aşcı, çeşmeci, garson ve inşaat işçisi bir takıma bizim milliler yenilmişti. Bilmem hatırlayan var mı? Zihninizi zorlamayın, böyle yenilgiler bizim dünya markamız. 

    Türkiye’de miliyetçi düşünce koyu bir şovenizmin, manasız bir ırkçılığın ve bu ikisinin beslediği maganda-militan eğilimlerin seviyesizliğinde kaybolup gitti. Elinde, hangi illegal yollardan temin edildiği bilinmeyen ölüm makinalarıyla selfie çeken ve bunu sosyal medyada yayınlama cesareti bulan psikopat tiplerin canları sıkılınca neler yapabileceği belli. Şehir eşkiyalığı, çek-senet mafyalığı ya da masum halkın malına ve ırzına musallat olmak bunlardan sadece bir kaç tanesi. 

    Milyon dolarları boş nutuk ve hamaset için harcayan muktedirlerle, işsiz-güçsüz, zorba ve Kemal Tahir’in ifadesiyle “başı bozuk!” tipleri aynı Ciplere doldurup Irak Sınırına göndermek gayet yerinde olur. Bagajlarına da eleman sayısı kadar ceset torbası koymayı ihmal etmeyelim. O torbalar için, belki halk kefen parası için yastık altına ayırdığı miktarı piyasaya çıkarabilir. Umumi felaket! Kurtulmak için ne yapsak az…

    Kadir Gürcan
    08 Eki 2017 23:48
    YAZARIN SON YAZILARI