Maduro'yu boş ver Reis; Bir şeyler yap!

Kadir Gürcan

Kadir Gürcan

08 Nis 2019 10:29
  • Açılmayan sandık kaldı mı hala bilemiyoruz. Onu YSK ve Anadolu Ajansına sormak lazım. Çünkü biz “bitti” dediğimiz zaman, kapanan sandıkları tekrar açıp, tekrar saymaya başlıyorlar. YSK'nın sık sık haber olmaya başlaması demokrasi açısından iyi bir durum değil. Gelişmiş ülkelerde, bu tür kurullara, belli periyodlarda ihtiyaç oluyor. 

    Eğer, 31 Mart seçimlerinin kesin sonuçlarını bekliyorsanız, kendinizi fazla üzmeyin. Yakın bir tarih vermek zor. Belki bir dahaki, herhangi bir seçime kadar sonuçları saklamaya devam ederler. Bekledikleri sonuçları alamayan, parti ve seçmenlerin sinirleri dağılıp, hissilikleri azalana kadar işi yokuşa sürecek gibi görünüyorlar. Futbol kulüplerinin de başkanlık ve kurul seçimleri var belki onlarla birlikte açıklarlar. 

    Bir şekilde kazanmaya alışmış olanlar için, ilk tökezleme, toparlanmanın en zor olduğu merhaledir. Yüz üstü çakıldıktan sonra “Bir şey olmadı. Acımadı ki!” demelerine bakmayın, bu tür hayal kırıklıklarının telafisi vakit alır. Yaraların iyileşmesi için alternatif tıp, Karatay Diyeti, Cinci Mehdi Efendi Şerbeti, astroloji kehanetleri birer birer uğranması gereken adreslerdir. Birinden şifa bulunur.

    Gayet sakin geçen seçim gününün ardından, sandıklar kapatılıp oylar sayılmaya başlayınca bütün kimyamız bozuluyor. Birbirine silah çeken, kafa atan, kol-bacak kıran sandık görevlilerinin kapalı sandıkları görünce bu derece zıvanadan çıktıklarının bir izahı olmalı. Yahu azizler, iş çok basit, kullanılmış oyları sayacaksınız o kadar! Oyunu sandığa emanet eden vatandaşı hırpalayınca, oy attığı partiyi değiştiremezsiniz ki!

    Oy sayma işlemleri, halk olarak bürokrasi ile kurduğumuz ahenge ayak uyduramıyor. Sandık görevlileri seçilirken bundan böyle daha dikkatli olunmalı. Mafya ve benzeri maganda derneklerine üye olanları, seçim öncesi karantinaya alıp, sandıklardan uzak tutmak lazım. Oyların ikinci bir defa sayılmasının ülkeye verdiği zararları görüyorsunuz.

    Yapılan her mitinge iştirak etmek, oy kullanmak, sevdiğimiz siyasileri ölümüne desteklemek, aba u emcad tevarüs ettiğimiz siyasi tercihlerin dünyayı kurtaracağına gönülden bağlanmak ve İmam-Hatip mezunu bir 'Halife' ye razı olacak bütün demokratik reflekslere sonuna kadar bağlıyız. Seçimlere ailecek iştirak ederek bunu eğlenceye çeviren ender toplumlardan birisiyiz. Bu konuda Amerika bile elimize su dökemez. Seçimleri umursamayan ve iki başkan adayı için de “İkisi de birbirinden beter!” deyip oy kullanmayan Amerikalılar neredeyse yüzde kırklarda geziyor. 

    Seçim sonuçlarında istedikleri sonuçlar çıkmayan, kıdemli harami takımının mazeretleri de çok güzel; “Mücadelemiz, halkın iradesinin sandığa yansıması için!”. Canlarım benim! Geçen hafta şehir magandalığı yapan bir zümrenin, Pazartesi'den itibaren demokrasi havarisi kesilmesi karşısında nasıl yüreğimiz yumuşamaz? Oyları çalmayın, isteyin size verelim. Ne olacak. Taş atıp kolumuz mu ağrıyor. Yeter ki insan olun!

    Seçim depreminin merkez üstü Saray'dı. Saray Erkanı'nın don-gömlek sokağa saçılmalarını başka türlü izah etmek zor. Bütün maçı bir oyuncu üzerine kurgulamanın bedeli bu. Neticeyi yorumlamak için bilmiş yazarların, “Seçim kime ne söylüyor?” rutinine kimsenin ihtiyacı yok. Seçimin kime ne söylediği ortada, siz asıl bunu Saray'da oturan veliyyü nimetinize anlatın. Hazret, siyasi tarihinin en mutsuz, en sıkıntılı ve en katlanılmaz Balkon Konuşmasını yaptı.  

    Cumhurbaşkanı, seçim kampanyası boyunca, sıradan bir parti lideri olarak davranmaktan kurtulamadı. Ağır ve ayrıştırıcı üslubunun her gün katlanılmaz bir hal alması, hem yüzünün hem de sesinin insanlarda kanıksama ve bıkkınlığa dönüşmesi gayet normal. Bundan sonra, “Cumhur'un Başkanı olabilme!” şansını bütünü ile yitirdi. Siyasi Hayatı'nın köşe taşı sayılan İstanbul'u elinden kaçırmış olmasının, siyasi görüntü açısından daha derin bir tahribatı oldu. Yerel Seçimleri, normal standartlarından çıkarıp, “Beka Meselesine” çevirmek, hamaset borsasında iş yapmadı. Millet, Saray ve iktidarın şapkadan tavşan çıkaramadığını gördü. 

    Pazar Akşamı, suratları Salı Pazarı'na dönen iktidar mensuplarının, Cumhurbaşkanı İstanbul'a ayak basar basmaz, hem neşeleri arttı hem de moralleri düzeldi. Perşembe gününe kadar, Saray, sağdaki soldaki mayınları patlatmak için kullandığı 'işlek' lere iş taksim etmişti. Onlar üzerlerine düşeni yaptılar.

    İktidar Partisinin İstanbul Adayı, Pazar Akşamı gelen sonuçlardan kaybettiğini bal gibi anladığı için sesi kısık çıkıyordu. Reis ile görüştükten sonra onun da yüzüne renk geldi. Meclis Başkanlığı'nı bıraktıran, Cumhurbaşkanı'nın, İstanbul Belediye Başkanlığını öyle yemeği menüsünde kendisine sunacağından gayet emin görünüyor.  

    Amerika ve Avrupa'nın seçimleri yakından izlemesi de Cumhurbaşkanı'nı huzursuz etti. Seçimlere karışacak şaibeden dolayı, Maduro gibi, seçimi tekrar etme tehdidi ile de karşılaşma riski var. “Reis Bir şeyler yap!” beklentilerine karşı sesinin kısık çıkması bu yüzden. Bu kalabalıklara güven olmaz, malum; Cömertsin deyip, maldan, yiğitsin deyip iktidardan ederler!

    Kadir Gürcan

    08 Nis 2019 10:29
    YAZARIN SON YAZILARI