Tarih ve rakamları aklınızda tutamayacağınızı biliyorum ama, yeni bir Afganistan Krizi'nin başlangıç günlerinde bazı takvim bilgilerini kaydetmemiz gerekiyor. İnsan nisyan ile malul. Ülkenin Rus işgalinden kurtulduğu yıllara ait takvim bilgileri hiçbirimizin aklında değil. Taliban'ın ilk anda yaptığı “The Islamic Emirate of Afganistan”, Afganistan İslam Emirliği, tabela değişikliği ile hadiseyi çözmeye çalışırsanız, ülkenin elli yıldır yaşadığı sürekli yıkımı izah etmede zorlanırsınız.
Realiteler ile yüzleşmek için rakamlara tahammül etmek kaçınılmaz. Aksi halde, Trumpçı Saray ve Havuz Medyası'nın asılsız yakıştırmaları ile “Acaba Biden'ı tercih etmekle hata mı ettik!” endişelerine kapılabilirsiniz. Rahat olun! 180 milyon Amerikalı seçmenin tercih ettiği Biden konusundaki zihni tercihinizde hatalı değilsiniz.(1) En azından Eski Başkan Trump'ın ABD'nin en kötü başkanı olduğunu biliyorsunuz. Havuz Medyası Trump Seviciliği konusunda çırpındıkça daha da ayağa düşüyor. Trump Tarikatı'na gönülden bağlı olanların Ağustos ayı hayalleri de suya düştü. Mayıs ayından bu yana, Trump'ın tekrar başkan ilan edileceğine inanıyorlardı.
Trump'ın bir yıl önce Taliban ile yaptığı anlaşmanın iyi olduğuna inanan bir kişi daha var. Mike Pompeo. Hani şu, Kasım 2020 seçim sonuçları açıklandıktan sonra, “Başkan Trump'ın ikinci dönemi hepimiz için hayırlı olsun!” diyerek, siyaseten intihar eden ABD'li eski Dışişleri Bakanı. Ha, bir de bizim Havuz Medyası var! Onlar da, ABD Afganistan'da ne arıyor diye veryansın ediyorlardı. Şimdi de, “ABD Afganistan'dan neden böyle çıkıyor. Afgan halkına ihanet etti!” diyorlar.
Afganistan ile ABD arasındaki barış görüşmeleri Doha, Katar'da 29 Şubat 2020 başlamış.(2) Anlaşma sağlandıktan sonra Eski Başkan Trump'ın, Afganistan'daki Amerikan askerlerine “Eve Dönüş!” sinyali vererek, Kasım 2020 seçimleri yatırımı yaptığını herkes biliyordu. Kasım seçimlerini kaybettiğini bir türlü anlayamayan Eski Başkan Trump, daha geçen ay “Afganistan'dan çekilme sürecini ben başlattım. Biden, geri adım atamaz!” diyerek operasyondan kendine pay çıkarmayı ihmal etmedi. Aslında Trump, İsrail'deki ABD elçiliğini Kudüs'e taşıdıktan sonra, Afganistan'dan askerleri çekerek, bir savaşı sona erdiren başkan görünümü ile Nobel Barış Ödülü'ne yürümeyi hedeflemişti. Kasım seçimlerini kaybedince, bütün hayalleri gibi, Barış Güvercinliği(!) de suya düştü.
Biden sekiz aydır, önceki başkanın enkazını kaldırmakla meşgul. Trump'ın Ortadoğu'da şuursuzca ve nereye varacağını bilmeden attığı adımlar açık dosyalar olarak kaldı. Irak'ta Kürtler, Suriye'den Amerikan askerlerinin çekilmesi, İran'a operasyon yapmak için sarf ettiği gayret ve Afganistan Hükümeti'ne rağmen Taliban ile yapılan anlaşma eski başkanın geriye bıraktığı yarım işler cümlesinden. Başkan Biden, “Bu enkaz Trump'a ait!” dese de kısa vadede meramını kimseye anlatamayacak! Neylersiniz ki, devlet işleyiş ve insicamı bazen böyle demir leblebiyi çiğnemeyi gerektiriyor. Yoksa, Bizim Saraylı gibi bir sabah “İstanbul Anlaşmasını tanımıyorum! İstanbul benim, anlaşma da benim!” diyerek zeytinyağı gibi su üstüne çıkmak kimin aklına gelmez!
ABD'de herkesin bildiği bir gelenek var. Cumhuriyetçi (GOP) kökenli başkanlar savaş başlatırlar, Demokrat Parti'li başkanlar savaşları bitirmek için uğraşırlar. Muhafazakar ve vatansever seçmen kesimi için bir kaç on yılda bir savaş, asker ve kahramanlık çeşnisi yüksek duygu birikimi şart. 1990'da Baba Bush'un başlattığı Irak Savaşı'nın enkazını Demokrat Bill Clinton sırtladı. Oğul Bush'un 11 Eylül saldırısı bahanesi ile Afganistan'da giriştiği maceranın faturası Siyahi Başkan'ın önüne kondu. Trump'ın dengesizliği de Biden'a kaldı.
Başkan Obama, İllinois senatörü iken, Irak Savaşı'nın çok yanlış bir karar olduğunu söylemiş ve Başkan olması halinde, Irak'taki askeri birlikleri geri çekeceği sözü vermişti. Başkan olduktan sonra da bu sözünü yerine getirdi. 2008 ekonomik Krizi'nin en büyük sebeplerinden biri sayılan Irak Operasyonu Amerikan ekonomisine 4.5 Trilyon'a mal olmuş. Genç Obama'nın siyasi hayatındaki bu tutarlılık, Siyahi Başkan'a Nobel Ödülü'nü getirdi. Eski Başkan Trump'ı çileden çıkaran en önemli sebeplerden biri de bu! 2019 yılında, Japon Başbakanı Trump'ı Nobel'e Aday gösterdi ama, kimse ciddiye almadı. Başkanlığı bir döneme çakılıp kalınca, gül gibi Nobel Ödülü elinden kayıp gitti!
ABD siyasetinin duayenlerinden sayılan Joe Biden, neredeyse yirmi yıldır devam eden ve bir yere gitmeyen Afganistan Operasyonu için karar vermek zorundaydı. “Halihazırda 1 Trilyon'a mal olan bu lüzumsuz operasyonu bitirmek için 'En iyi gün ve şart' hiç gelmeyecekti!'” diyen Biden, iki tarafı da kirli değneğin bir tarafından tutma cesaretini göstermiş oldu. Öyle ya! Zaten siyaset en mükemmeli yapmak değil, ihtimaller arasından birini tercih ederek sürdürülen bir sanat değil mi?
Türkiye neredeyse yirmi yıldır, içinde bulunduğu coğrafik yapıda, herkes ile kavgalı Saray ve Hükümet elinde, başlattığı savaşları bitiremeyen zavallı bir ülke durumuna düştü. Taliban'ın Afganistan'da iktidarı ele geçirmesine neden sevindiklerini hala anlamış değiliz. Saray, Suriye, Libya ve Irak cephesinden sonra bir de Afganistan cephesi mi açacak, dersiniz!
Joe Biden'in Afganistan konusundaki kararını yerinde bulan bir yazar “Biden, Kandahar'a pirinçe giderken, Kansas'taki bulgurdan olmak istemiyor!” yorumunu yapmış. Bu zor kararlar, Joe Biden'a bir de Nobel Barış Ödülü getirirse, Eski Başkan Trump'ın turuncu suratının alacağı rengi şimdiden merak ediyorum!
Kadir Gürcan