“Lafı ağzımızdan almak!” işte tam böyle birşey. İktidar tetikçilerinden biri mezarlıktan geçerken korkusunu bastırmanın derdine düşmüş. Belli ki, kulislerde konuşulan parti içi dedikoduların ayyuka çıkmasından ekip olarak rahatsızlar. Bu tür üçüncü sınıf tetikçi mangası korku ve endişe ile yaşamaya ve her gün damla damla tükenmeye mahkum. Güya, söylentileri açık ederek vakit kazanıp merkez üssünü rahatlatacaklar. Saray'ın kubbesinden gelen çatırtıları duymayan mı kaldı, ayol! 

“Hep böyle gider!” rehavetine kapılanların son anda vaziyeti kavrayıp, az zararla kurtulmak için köprüden önceki son çıkışı kaçırmama telaşları gayet insani. Velinimetlerine beklenmedik bir anda 'hakk' tecelli ediverirse ne olacak? Maç doksan dakika. Uzatmalar da olsa, yine de bir şekilde bitecek. Saray Soytarıları, sanatçıları, fotoğrafçıları, ahçıları, yaverleri ve emirerleri Sultan'a yakınlığın avantajı ile bir süre daha idare ederler ve yeni bir 'aziz' üretirler de, dış kapının mandalı durumundaki numara erlerine, askerlik yapanların yakından bildiği gibi, yine gece 3-5 nöbetleri düşer!

Dış yatırımcılar ve sermaye piyasaları ekonomik hareketliliğe karşı oldukça duyarlılar. Küçük ya da büyük herhangi bir ülkede meydana gelecek sürpriz gelişme, parça tesiri yüksek ekonomik krizler doğurabilir. Hele Covid-19'dan sonra yeni bir ekonomik varyanta karşı herkesin kulağı eşikte ve eli tetikte! En küçük kıpırtıya şarjör boşaltmaya hazır beklemeleri bu yüzden. Sürprizleri kimse sevmiyor ve bunun için ön tedbirleri almakta oldukça ısrarlılar.

Tecrübeli ekonomistler, ekonomik potansiyeli olan ülkelerdeki tahmin edilebilir değişimlerin kokusuna daha bir duyarlılar. Yaklaşmakta olan ekonomik kriz artık kimse için süpriz olmayacak. Şimdiki hazırlıklar, böyle bir travmanın merkez üssünü ve artçı sarsıntılarını öngörme etrafında dönüyor. Daha önce Avrupa Birliği'nin üye ülkeler için ortaya koydukları ekonomik yardım paketleri erken alınmış önlemler arasındaydı. Portekiz, Yunanistan, İspanya ve hatta İtalya bu şekilde uçurumun kenarından kurtarıldılar. 

Türkiye'de iç siyasetin değişme ihtimali, yabancı yatırımcıların seksen milyonluk ülkeye karşı beklentilerini sürekli taze tutuyor. Ekonomisi yoğun bakım ünitesine alınan bir kaç ülkeden biri de Türkiye. Dolar krizlerinin yol açtığı kısmi felçler, şu andan itibaren Türkiye ekonomisinde hayati organ kaybı neticeleri vermeye başladı. Saray'ın sallandığını gören ve en yakın exit'den çıkmak için gaz pedalına yüklenen yerli yatırımcıların aksine, yabancı yatırımcı ilgisi daha ağırbaşlı ve soğukkanlı. Panik yok! Yerli yatırımcının kaçtığı ülkeye onlar, ileriye yönelik, getirisi yüksek yatırım seçeneği olarak bakıyorlar. Ortak noktaları “Saray Sonrası”. 

İdari ve ekonomik açıdan bütün bu dökülmelere rağmen, nufusu seksen milyon olan bir ülkenin gözden çıkarılması mümkün değil. Hikmet-i vucudlarını Saray'a bağlamış olanların zannettiği gibi, mevcut iktidar ve Cumhurbaşkanı ülkenin varlık ve yokluk kaderini belirlemiyorlar. 

Dünya zenginler listesinde ilk üç arasında gidip gelen Bill Gates bir kaç haftasını Türkiye sahillerinde geçirdi. Gates'in Akdeniz havasını teneffüs ettiği günlerde, eski evliliğinden olan kızı Jennifer Gates Mısırlı Olimpiyat Şampiyonu, Binici Nayel Nassar ile dünya evine girdi. Katolik Kayınpeder Bill Gates'in Türkiye ziyaretinin önemli sebeblerinden biri hac ziyaretiydi. Hazır Türkiye'ye gelmişken, yeni gelin ve Mısırlı Damat için hatırı sayılır ölçüde gayr-ı menkul yatırımı yaptığı da konuşuldu. Gates'in Akdeniz'in karşı kıyısındaki Mısır'dan değilde Türkiye'den yatırımı tercih etmesinin ikna edici sebebleri olmalı.

Aynı Gates bir kaç gün önce, önümüzdeki otuz yıl içinde bugün bilinen bir çok petrol şirketi'nin, elektrikli araç ve alternatif enerji kullanımı ile ciddi değer kaybedeceği kehanetinde bulundu. Şimdiden yıllar sonrası yatırım riskleri üzerine kafa yoran milyarder Gates'in, önümüzdeki bir kaç yıl içinde Türkiye'nin gireceği ekonomik türbülansı atlaması düşünülemez. 

Yakın gelecekte Türkiye'yi yatırım açısından cazip kılacak rahat bir ortam ve atmosfer beklentisi Bill Gates'in damadı için düşündüğü düğün hediyesi ile sınırlı değil. Dış basın epeydir “Saray Sonrası için hazır olun!” mesajları veriyor. 

Bizim kalifiyesiz numara erlerinin “Kaçanı tutun. Eldekileri koyvermeyin! Dik durun!” feryatlarının arkasında gelecek endişeleri yatıyor. Saray'a yakın çevreler son bir kaç senedir Karacaahmet, Kısıklı ya da Eyyüb Mezarlıkları'na yolları düşmemesi için özel gayret sarfediyorlarmış. Olur ya meczubun biri “Buralar sizin gibi vazgeçilemez ve dokunulamaz devletlilerle dolu!” deyiverirse bütün fiyakalarının bozulacağından korkuyor olmalılar.