İpotek Altında İhracat Patlaması(!)

Kadir Gürcan

Kadir Gürcan

05 Tem 2021 11:25
  • İktidar ve Saray'ın uzun süre hükümet etmiş olmanın verdiği metal yorgunluğundan bitap düştükleri anlaşılıyor. Ani bir değişikliğin hasıl edeceği derin travmanın kendilerine vereceği zararı şimdiden fark edenler “Hazret'in başına bir şey gelirse bizim halimiz nice olur?” diyerek şimdiden can derdine düşmüşler. Trenin durmasını beklemeden, her şeyi göze alıp kendilerini boşluğa bırakacak kadar iğreti duruyorlar. Saray'ın vebalini daha fazla taşıyamayacaklarının farkındalar. Yara derinleştikçe suskunluk ve içe kapanıklıkları artıyor.

    Milli Takım'ın acınası hali dışında, havuz medyasında yer alan bilgiler, doğruluğun semtine uğramıyor. Eğer maçlar binlerce yabancı seyirci önünde oynanmasa “Milli Takım tarih yazdı!” diyerek, hala devam eden maçlara yayın yasağı getirip, Saray'ı Milli Takımın Avrupa'dan galibiyet kupası ile döndüğüne ikna edebilirler. Futbol kulüplerinin başkanlık seçimlerine bile müdahale eden Saray'ın, Haçlı İttifakına(!) üye takımlar karşısında aldığı yenilgileri hazmetmesi çok zor. Kim bilir belki de, Saray'a özel yayın yapan kanallar “Efendim, merak etmeyin. Milli Takım şampiyon oldu.” bile diyorlardır. 

    İç avluda patlayan bir çok skandalı “Saray'ın bundan haberi yok!” diyerek, üç kuruşluk akılları ile velinimetlerine etten duvar olduklarını zanneden meczup kesimin budalalıklarına şaşırmayalım. Sayın Başkan'ın “Aşıyı bizim gibi halkına bedava temin eden ülke yok! Gözünüze, dizinize dursun!” diye höykürdüğüne göre, belli ki Avrupa ve Amerika'da Covid-19 ücretsiz olduğu konusunda yanlış bilgilendirilmiş. Birçok Batı ülkesi, ellerindeki fazla aşıları az gelişmiş ülke vatandaşlarına hibe etmek için ilan bile verdiler. 

    Dış yatırımcılar Türkiye piyasasından çekildiklerini duyurunca, nedense, Milli ve Yerli küçük işletmelerde garip bir patlama yaşanıyor. Meğer ne kadar çok mucit, hüda-i nabit deha, çağın ötesinde ilim adamı, kaşif ve mühendisimiz varmış da hiçbirinden haberimiz yokmuş. Bu harc-ı alem, sıradışı kabiliyet patlaması öyle alışıldığı üzere, üniversite laboratuvarları, araştırma enstitüleri ya da pilot bölge uygulamalarından falan fışkırmıyor. Kapı-komşunuz, Karayolları Emeklisi Halil Efendi'nin boş vakitlerinde arka bahçede ürettiği Ebegümeci-Mercanköşk karışımı ile dünya piyasalarını nasıl sarstığını duyarsanız, hayretten katılıp kalmayın. Hatta Halil Efendi, her derde deva olduğu iddia edilen bu Akdeniz Kürü'nün isim hakkını “Kara-Halil Diyeti” diye markalaştırıp, isim haklarını torunlarına miras bırakmak için TSE'ye başvuru bile yapmış. Ardından gelsin yurt içi ve yurt dışı sipariş talepleri. 

    Ağrı'nın Eleşkirt kazasındaki oto tamircisinin icad ettiği(!) ve dut pekmezi ile çalışan otomobil Alman mühendislerini şaşkına çevirmiş. Geçtiğimiz yıl Elon Musk ile görüşen Alman Mühendisler, ukala Amerikalı'nın elektrikli otomobil teklifinde aradıklarını bulamayınca güya Eleşkirt'li usta ile görüşmek için randevu bekliyorlarmış. Bu bahsettiğim proje, Milli-Yerli Otomobil diye vitrin önünde selfi veren teknoloji özürlü bakanın ütopik vaadlerinden daha inandırıcı. 

    Şimdiden gelecek ve istikbal derdine düşenler, zinde kalabilmek için hangi diyeti tercih ediyorlar, hangi astrolog ve kahin ile düşüp kalkıyorlar  tespit edemedik ama, Türkiye'nin görünen tablosu hakkında halisünasyon gördükleri muhakkak. Milli ve Yerli Otomobil ezberini son günlerde pek tekrar etmeyen Teknolojiden Sorumlu Bakan “2021'de Türkiye büyük bir atılım yapacak!” diyerek gündem oldu. Bahsettiği '2021' ile halihazırda, altı ayını Covid-19'lu 2020'nin döküntülerini toplamakla geçirdiğimiz yılı kastediyorsa, sayın Bakan'ın acilen en yakın Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesinde yoğun bakıma alınması şart. 

    Sözüm ona, hemen hemen her gün Türkiye, yeni bir doğalgaz rezervi, petrol yatakları ve ülkeyi bu dar boğazdan kurtaracak altın damarları keşfetmiyor mu? Akdeniz ve Karadeniz'de bulunduğu iddia edilen doğalgazın, Türkiye'yi dışa bağımlılıktan kurtaracağını bizzat Saray deklere etmedi mi? Madem öyle, yazın gününe doğalgaza zammın, her gün iki kez benzine eklenen verginin ya da ucuz asfalt gibi eriyip giden asgari ücrete neden bir çare bulunamıyor? Eğer havuz medyası ve Saray Soytarıları'nın sosyal medya takipçisi iseniz, bu endişelerinizin cevabını üçüncü milenyum içinde bulma şansınız yok.

    Önü alınamayan ekonomik krize rağmen Saray'ın Kanal İstanbul Projesi üzerinde geliştirdiği çocuksu inadın ülke menfaatleri açısından ikna edici bir tarafı yok. Yaşam kalitesinin hızla düştüğü bir ülkede taşa, toprağa para yatıran iktidarlar yalnız bugünü değil, ülkenin gelecek elli senesini sadece kendilerinin bildiği adreslere ipotek etmiş olmalılar. 

    Saray'a bağlı havuz medyası, karadeliğe dönen iç ve dış borçlanmanın Emekli Halil Efendi'nin kendi imkanları ile ürettiği Ebegümeci-Mercankösk ya da Eleşkirt'li oto tamircilerinin inşa ettiği yerli ve milli otomobil ihracatı ile kapatılabileceğine inanmamızı istiyorlar. 

    Petrol ve altın zengini Venezuela'da ailelerin aylık geliri 1 Dolar'a gerilemiş ve geçtiğimiz hafta itibariyle ülke içinde açlık krizi başlamış durumda. Farzı muhal Hazar Denizi pekmez olup aksa veya Halil Efendi bütün Akdeniz Havzasını “Kara Halil Diyeti” ne ikna etse, Türkiye'nin ekonomik krizine çare olmaları mümkün mü?

    Kadir Gürcan 

    05 Tem 2021 11:25
    YAZARIN SON YAZILARI