Başkan Trump'ın kendisini toparlaması neredeyse bir haftayı buldu. Belli ki çok alınmış. Ağzını bıçak açmıyor. Bizim Cumhurbaşkanı gibi, lafın altında kalmamak için her türlü fırsatı değerlendiriyordu. Mağlup bitirdiği ve Başkan'ı tek döneme mıhlayan seçim, bütün neşesini aldı götürdü. Yakın çevresi ve Cumhuriyetçi Parti ileri gelenleri, Başkan'ın ruhi durumunun oldukça kötü olduğunu söylüyorlar.
Baba Bush'tan bu yana, bir dönem başkanlık ile Beyaz Saray'a veda etmek, Trump gibi narsist biri için ölümden beter bir acıdır. Kibir abidesi Trump, Abraham Lincoln'dan sonra kendisini Amerikan Tarihi'nin en başarılı başkanı olarak pazarlıyordu. Baba Bush'un, Bill Clinton gibi genç ve becerikli birine yenilmesi gayet normaldi. Başkan Trump'ın, kazanma şansı oldukça düşük, yetmiş yedi yaşındaki Biden karşısında aldığı ağır yenilgi tarihe geçti.
Trump dört yıldır, özellikle Pazar günleri, özel hobilerinden olan ve hiç aksatmadığı Sosyal Medya bombardımanlarını bile yapmadı. Gider ayak hakkındaki “Başkanlığa müsait değil!” kanaatlerini, cümlenin bütün manası ile hak etmek için her türlü yolu deniyor. Seçimden sonra ilk iş olarak Savunma Bakanı Ester'in işine son verdiğini sosyal medya adresinden duyurdu. Bu ilk değil. Daha önce FBI Başkanı James Comey'i de bu şekilde küçük düşürmeye çalışmıştı. Aile şirketinden devraldığı kötü huylarını, bürokratik nezaketi hiçe sayarak tatmin etmeye çalışması elini kolunu bağlayan bir saplantıya dönüştü. Beraber çalıştıklarından bu şekilde intikam alıyor.
Beyaz Saray'ın ağzı olsa da, geçen bir hafta içinde kubbeyi inleten o ah u efganı anlatsa. Yakın çevresinin ikna çabaları da fayda etmemiş. Damat kadrosundan Beyaz Saray'da dört yıldır sefasını süren Kushner araya girmiş ama, Kayınpederi Nuh diyor peygamber demiyor. Oysa ki Kushner, Paşababanın, yanından uzaklaştırmak istediği kişileri ikna etmek için kullandığı kuryesi idi.
Trump, kendi doldurduğu namlunun bir gün kendisine çevrileceğini hiç düşünmemiş olmalı! Halbuki, Washington Kulisleri, Trump'tan sonra Beyaz Saray adaylığına en yakın ismin Damat Kushner olduğunu konuşuyordu. Kushner'in akıl hocası kim? Ben söylemeyeyim, siz tahmin edin! Meşhur Stand-up'çı Hasan Minhac'ın “Öldüğünde herkesin şampanya patlatacağı iki insandan biri!” dediği, 98 yaşındaki, duayen siyasetçi Henry Kissinger. Sadece bizde damatlar popüler diye düşünen ben, kendi safdilliğime yanayım!
2020 ABD seçim sonuçları bir çok 'ilk' ile sonuçlandı. 7 Kasım Cumartesi günü öğle üzeri, Yeni Başkan Biden galibiyetini ilan edene kadar herkesin canı burnundaydı. Herkes endişeliydi; Saray da öyle! Ne olduysa ondan sonra oldu. Artçı sarsıntıların Türkiye'deki iktidar ve Saray'ı derinden vuracağını kimse beklemiyordu. Okyanustaki deprem, Saray'a Tsunami olarak ulaşmış. İlk dalga MB Başkanı'nı önüne kattı. Zavallı, meslek ve kariyer olarak intihar etti. Damat kadar şanslı değildi. İstifa etmesine fırsat verilmeden, kapının önüne bırakıldı. Eğer hatırlanırsa, dolar'ın 8.50'yi vurduğu günlerin beceriksiz Merkez Başkanı olarak bilinecek.
Hükümet etmeyi aile ilişkileri ile karıştıran iktidarlarda sızıntılar önemlidir. Saray'daki Damat Olayı'nın göründüğü kadar basit bir şey olmadığı ve olamayacağı ısrarım devam ediyor. İki gün içerisinde, Saray avlusuna iki bürokrat mevta'nın bırakılması, gözlerden bir şeyleri kaçırma çabası gibi görünüyor. Hısımlık durumundan her akşam aynı masada yemek yiyen Kayınpeder ve Damad'ın, torunların sünnet düğününü konuştuklarını mı düşünüyorsunuz? Teşbihte hata olmaz doğru ama, Damad'ın “At izi it izi!” benzetmesindeki taksimi neye göre yapacağız? Damad'ın mesajındaki “At” kim ola ki?
Sayın Cumhurbaşkanı gövde gösterisi yapmak istediğinde ya da kafalarda “Who is the Boss?”, “Tokmak kimde yahu!” şüpheleri belirmeye başladığında benzer manevralara başvuruyor. Bu kez gedik çok büyük olmalı ki, Damad'ı gömmenin dışında başka bir ihtimal düşünülmemiş. Daha geçen hafta içinde, yeni ekonomik sürprizler, paketler ve vaadler sıralayan Sayın Bakan meğer, kendisi için müziğin bittiğinin farkında değilmiş. MB Başkanı'na göre biraz şanslı olsa da, doların tarihi rekoru ile özdeşleşen silik bir damad olmak, kötü bir final.
Geçen hafta sonundan bu yana, Sayın Bakan'a ulaşılamıyor. O da Trump gibi çok alınmış olmalı. Haksız mı? Madem Türkiye Ekonomisini düzeltmek bu kadar kolaydı, Paşababa, icraatları ile cilaları iyice dökülen damat için bu fedakarlığı neden yapmadı? Aynı soru bizim de aklımıza takıldı, doğrusu. Hafta sonunda, yeni petrol kuyuları açılmadı. Akdeniz ve Karadeniz'den yeni doğalgaz rezervleri ile alakalı bir müjde gelmedi. Yeni MB Başkanı, madem bu kadar becerikliydi, şimdiye kadar neredeydi? Bu tür sorular şimdilik cevapsız kalacak. Ama merak etmeyin fazla sürmez. Çok değil, bir kaç ay önce Çin'den gelen bir milyar dolar, Türkiye piyasalarını sadece bir hafta idare etmişti. Karadeliğe dönüşen Türkiye Ekonomisi bu kez bürokratları yutmaya başladı. Bakalım, bu ne kadar sürecek?
Şimdilik, kudretli görünen Kayınpederlerin kesif gölgesi, yol açmak ya da muhtemel mayınları patlatmak için kullanılan talihsiz damatların feryadlarını perdeliyor. Jared Kushner, Trump'ı henüz ikna edemese de, yavaş yavaş Beyaz Saray'dan ayrılma hazırlıkları yapmaya başlamış. Bizim Saray'dan şu ana kadar bir haber çıkmadı. Demek sessizlik devam ediyor.
Hayatta başarılı olmak için risk almayı seven gençlerin sık sık tekrar ettiği “Babanızı seçmek elinizde değil ama, iyi bir kayınpedere damat olmak elinizde!” sözünün bir kez daha düşünülmesi gerektiğine inanıyoruz. Yaralanan siyasi hırsların hiçbir değer ve mukaddesi kalmadığını daha nasıl izah edelim? Hatırlı bir kayınpeder arayanlara Jesus'un, Havarilerine yaptığı uyarıyı hatırlatalım; “Çarmıhı da beraberinizde getirin!”
Kadir Gürcan