ABD'nin İran'a karşı yaptırım takvimi resmen başladı. İlgili ülke, organizasyon ve şirketler direnç limitlerine göre, ya İran ile ticari ilişkilerini bitirecek ya da yaptırımlar konusunda nasiplerine düşecek maliyete katlanmak zorunda kalacaklar. Amerika'nın ambargo ve yaptırımları uygulama kararlılığını hiç kimse hafife alma ve test etme cesareti gösteremiyor.
İran'a karşı alınacak tedbirlerin, önümüzdeki aylarda dozajının artırılarak devam edeceği söyleniyor. Akıllarından zoru olan liderlere mahkum, birkaç Ortadoğu Ülkesi haricinde ABD ile arayı bozmak kimsenin işine gelmiyor. Hele İran için hiç...Türkiye hariç. Kışın gününe, doğalgaz ithalatının yüzde onyedisini İran'a bağlamış Türkiye'nin bu koltuk değneğine mahkumiyeti çok acı. İktidarın, iç siyasetteki işe yaramaz milliyetçi düşünceye yaslanarak yürüttüğü hafif ölçekli strateji ne ise, İran ve Rusya arasında ayakta durma gayreti de aynı şey. Böyle bir destekten mahrumiyet, Türkiye için kabusa dönüşebilir. Doğalgaz konusunda önümüzde başka hiçbir alternatif yok. Değneğin iki ucu da kirli; bir tarafta İran, diğer tarafta Rusya.
ABD'nin önemli spor malzemeleri üreten, meşhur şirketi Nike, geçtiğimiz aylarda oynanan Dünya Kupalarında, İran Milli Takımı'na futbol kramponu satmayı red ederek işin ne kadar ciddi olduğunu büyük firmalara göstermişti. Maçları izlemedim ama, herhalde İran Takımı, karşılaşmalara asker postalı ile çıkmamıştır. İhtimal, ambargoların başlama tarihini hesap eden kurnaz bir firma, İran'ı rezil olmaktan geçici olarak kurtarmış olmalı. “Bir krampon'dan ne olacak, canım! Biz kara lastiklerle futbol oynamış nesiliz. Adamlar ABD'ye kafa tutuyorlar!” diyerek, akli dengesi bozuk liderlerin miting ve Balkon Konuşmaları'na sakın aldanmayın. Onların kudret dopingleri, ABD'den ithal ediliyor, ona göre.
Ambargolara muhatap olmak demek, dünyanın yarış kulvarlarından kopmak, dolayısıyla ülkeler liginden düşmek demek. Ha, dünya ligindeki karşılaşmaları umursamıyor ve kendi fildişi kulenizden tarihi hamaset avuntuları ile yaşıyorsanız, tercih sizin! Öyle ülkeler yok mu? Elbetteki var. 21. yüzyılın ilk çeğreğini tamamlayan dünya ülkelerinin yanında, hala 19. yüzyılı yaşayan ülke sayısı az değil. Daha kötüsü, 18. yüzyıl savaşlar döneminin geri geleceğini ve 21. yüzyıl'daki düşmanlarına hak ettiği dersi, ellerindeki tahta kılıçlarla, vereceklerini zanneden, tarih dışı toplumlar da var.
Önünüzdeki seçeneklerin her biri diğerinden berbatsa, gideceğiniz fazla bir yer olmaz. Ölüme dayanmış tercihleri ötelemek,-Kurtulmak değil. Sadece ötelemek!- ağrılı bütün tedaviler için bıçak altına yatmaktan geçiyor. Sadece büyük ve hayati operasyonlar değil, beyninizi zonklatan ağrılardan biraz olsun kurtulabilmek için de. Şu an Türk Siyasi Hayatının dışa bakan yönü aynen böyle. Onurlu bir dış münasebetten bahsetmeyeli epey bir zaman oldu. Rahib Brunson'dan sonra, Türk Yetkililer, başları önlerine eğik, ABD'den aldıkları ödevleri birer birer yerine getirmeye devam ediyorlar. Enflasyonu Türkiye'nin seksenli yıllarındaki iki haneli rakamlarındaki ilerleyişini uzun zaman gözlerden kaçıramayacaklarını bilenler, hala rahat değiller.
Biz, ülkelere uygulanacak yaptırım cezasından bahsederken, Türkiye'de iktidarı elinde bulunduranlardan bazılarının kirli işlere bulaştığını unutmuştuk. Ambargo'dan muaf olduğumuzu ağzı kulaklarına vardırarak anlatan zavallı bakan'ın hali pek acınasıydı. Hele, Menemen Testisi gibi yanyana oturmuş, iki devletlinin hallerine ne demeli? Hatırlarsanız, İçişleri ve Adalet Bakanları, ABD'nin İran Yaptırımlarından, şahsa özel nasiplerini almış ve Amerika'daki mal varlıkları dondurulmuştu. Daha önce uluslararası pis işlere bulaşmış Dalton Kardeşleri (Dört, eski AKP'li bakan!) aklamak için ülkeyi felaketin içine sürükleyen suç örgütü görünümlü iktidar, Kabine'deki iki bakan paçayı ucuz kurtarınca, çocuklar gibi sevinip, parti içi, Saray İç Avlusu şenlikleri düzenlediler. Kolay mı, ABD'ye girememek gibi bir ayıp ile karşı karşıya idiler. Hele bir gitselerdi. JFK Havalimanın'dan bütün aleme rezil-i rüsvay olmaları işten bile değildi. Elin oğlu, öyle sırtını Saray'a dayamış olmaya falan bakmaz. Neyse ki, şimdilik rahatlar. Ama yine de tedbirli olsunlar! Affedilmek, suçlardan ve kirli bir sicil kamburu ile dolaşmaktan muaf oldukları manasına gelmiyor.
ABD, İran'a karşı başlattığı Ekonomik Ambargo paketini açtıktan sonra, şimdi de, Rusya için uygulanacak başka bir yaptırım listesini konuşmaya başladı. Şimdilik İran ambargosunu gol ile savuşturan Türk Yetkililerin, Rusya için bir bahaneleri olacak mı göreceğiz. Şu an yoksa bile önümüzdeki günlerde ABD yönetimini ikna edecek başka pazarlıklar düşünmeleri gerekecek. Rahip Brunson'u İran için verdiklerine göre, Türkiye'ye gelecek başka bir ABD'li yetkiliyi zabt edip, Rusya Yaptırımları için kullanabilirler. Mevcut iktidarın, ekonomi anlayışı, tedavüldeki nakit cinsinden iş görmüyor. Bizim divaneler, insan ticaretinin 19. yüzyılda bittiğini anlamak istemiyorlar.
Ortadoğu'da İran ve Rusya'ya yaslanarak iş görmeye ve özgül ağırlık edinmeye çalışan Türkiye'nin dış siyasette kan kaybının önüne geçilemiyor. Ülke kendi başına ayakta duramadığı için malesef, Ortadoğu'da şimdilik iki koltuk değneği ile hareket etmeye mahkum.
İstanbullular için temennimiz bu kışı, ABD Yaptırımları'nın sürprizlerine toslamadan atlatmaları. Gelecek kış için bu temennimiz bir işe yaramayabilir. Tedbirli olmakta fayda var. Rusya için gelecek ambargoların eli kulağında, ona göre. “Hatırlatmadınız!” demeyin!
Kadir Gürcan