“Birileri Rahatsız oluyor!” Mesela, kim?

Kadir Gürcan

Kadir Gürcan

10 Ara 2018 14:15
  • Bu yıl G20 görüşmelerine basın açıklamaları ve liderlerin konuşmalarından daha çok vücud dil ve reveransları damgasını vurdu. Türk Medyası'nın, Sayın Başkan'a puan toplamak için hedefe diktiği Suud Prensi Selman, öyle kimsenin kaçtığı ya da yuhaladığı bir duruma düşmedi. Aksine Suud ve Prens, her zaman olduğundan daha fazla ilgi ve alakaya mazhardı. Kanunların konuşulduğu ülkelerde suç sabit olana kadar, masumiyet karinesi işlerliğini sürdürüyor. Velev, soruşturma sonunda, Selman suçlu çıksa bile, siz niyetinizi erken belli ettiğiniz için peşin fikirlilikten dolayı haksız sayılacaksınız.

    Uluslararası nezaket çerçevesine riayet konusunda herkesin belirlediği çizgiye saygılı olma durumundayız. “Biz, küstük. Çok darıldık!” diye cümle alemi “Elemimiz, bir yüreğin karı değil, gelin beraber ağlaşalım!” komedisine dahil edemezsiniz. Sayın Erdoğan'ın, anlattıkları ya da delillendirdiği hadise beklenen ilgiyi uyarmayınca, sağa-sola surat asması, racon kesmesi ya da havuz medyasının tasviriyle “Yüzüne bile bakmaması!” bir getiri sağlamıyor. Böyle herkesin gözü üzerinizde olduğu zamanlarda, reverans ve vucud diliniz bir mana ifade etmeli. Bölgedeki Akıl Hoca'nız Putin hiç mi bir şey öğretmiyor? O bile, Suud Prensi'ne “Takma kafana, her şey yolunda!” mesajı verdi. Hem Rus Lider için, muhalif avı aşina olunan spor etkinliklerinden. İngiltere'de 6 Mart 2018'de, zehirlenerek öldürülen Rus Gazeteci Sergel Skripal'ın Putin'e muhalif olduğu biliniyor. Yeni tabirle, “Diktatör, zalim'i G20'de bulurmuş!”

    Son bir kaç senedir, Türk Yetkililerin hem Birleşmiş Milletler görüşmelerini hem de G20 toplantılarını tam manasıyla kavrayabildikleri hususunda ciddi şüphelerim var. Ya, tahminlerimizin ötesinde dünyadan kopmuş vaziyetteler ya da ödevlerini yapmadan apar-topar, sadece aile resimlerine girmek için toplantılara katılıyorlar. Çünkü alem bir telden çalıyor, bizim şaşkınlar başka bir telden. Dünya ülkelerinin katıldığı toplantılarda herkesi ilgilendiren meseleler dikkat çekiyor. İngiltere Kraliyet Ailesi'nin düğünleri, ölümleri, aile mensuplarının diyet, giyim, ev hayvanları, saç modelleri...internet, magazin dergileri ve gazete manşetlerinden düşmüyor ama, Bayan May bunları ne Birleşmiş Milletler görüşmelerinde ne de bu yıl ki, G20 toplantılarında dile getirdi. O kadıncağızın başı Brexit ile dertte. Ülkesini böyle ciddi bir karardan en az zararla çıkarmak için uğraşıyor.

    Trump'ın bir kulağı krişte, Savcı Muller'in ayak sesleri ile her gün soğuk terler döküyor. Havuz medyasındaki yazarların itirafından da anlaşılacağı üzere, onlar da bütün yatırımlarını Trump'a yapmışlar, iyi mi? İktidarın boş teorisyenleri “G20 fare doğurdu!” diye ne kadar sızlansalar yeridir. 

    Coğrafik bazı avantajların artık eskisi kadar iş yapmadığını anlamakta oldukça geciktik. Hala bütün dünyanın sabah gözlerini açtığında “Türkiye acaba ne yapıyor? Avrupa ile Asya arasındaki köprü (!) hala duruyor mu?” diye meraklandıkları falan yok. Dolayısıyla, Kaşıkçı Cinayetinden sonra bir kaç gün dünya gündemine düşmüş olmak, “Eski depdebeli!” günlerin geri geldiği manasına gelmiyor. Alın işte yine, Dolar, ekonomik kriz, soğan, pahalılık...gibi iştah kaçıran öğünlerinize geri döndünüz. 

    G20 görüşmelerinde aradığını bulamayan Sayın Başkan ve ekibi, şanslarını dönüş yolunda uğradıkları Paraguay ve Venezüella'da rövanşa çevirmeyi denediller. Paraguay'dan, şanımıza (!) yakışacak “Devlet Nişanı” ile döndük. Aman kaybetmeyin, milli onurdur. Devlet-i Aliye'nin devlet nişanlarını sakladığınız bir yere yerleştirin...Ne günlere kaldık, ey ahali!

    Bir başka diktatörün hüküm sürdüğü Venezüella'da, Sayın Başkan artık kendisini tutamadı. Öyle ya, müstebit ve zorbaların halini diktatör ve zalimler anlar. Ülkelerini, ABD düşmanlığı ile idare eden Güney Amerika'nın Üçüncü Dünya liderleri, Rusya'nın şemsiyesi altına sığınmaktan başka çare bulamıyorlar. Kuba, Ekvator, Venezüella ve bu tarafta Türkiye...Venezüella petrol çıkaran ülkeler arasında ancak, halkı açlık sınırında yaşıyor. Sayın Erdoğan Venezüella'daki konuşması esnasında “Birlikteliğimiz bazılarını rahatsız ediyor...” diyerek, güya adressiz zarflar bıraktı. Biz de merak ettik “Mesela, kim rahatsız oluyor?” diye sorasımız geldi. Eğer “Birileri...” ile ima edilen ABD ise, Türkiye'deki iktidarın kendisine çok fazla hüsn ü zannı var demektir. Siz, Suud'a kızdınız, gücendiniz hatta küstünüz, kimsenin haberi olmadı; tavşanın dağa küsmesi gibi...Dünyaya sırtınızı çevirseniz, alem bundan altı ay sonra haberdar olur, bilesiniz.

    Belki, unutmuşsunuzdur. Küba lideri, Yaşlı Baykuş Castro ölmeden bir kaç yıl önce işlerden el etek çekince, yerine geçen biraderinin ilk işi, ABD ile arayı düzeltmek oldu. Küba Halkı sevincinden, bu günü bayram ilan etti. Meğer halk, kırk senedir başlarına musallat olan Castro'dan illallah etmiş. Darısı, diğer Rus müttefiklerinin başına.

    Sayın Erdoğan, G20 görüşmelerinde elinde patlayan Kaşıkçı Cinayeti'ni sıcak tutmaya kararlı. Hadiseyi, gelecek yıl Sonbahar aylarında yapılacak Birleşmiş Milletler görüşmelerine getireceğini söyledi. Türkiye'de iktidar ve Saray'ın dünya realitelerini anlama noktasındaki yetersizliklerindeki ısrarımızdan hala şüphe ediyor musunuz?

    Kadir Gürcan
    10 Ara 2018 14:15
    YAZARIN SON YAZILARI