Türkiye'de en az 20 seneden beri muhalefet boşluğu var. Muhalefetin zayıflığı mı iktidarı diktatör haline getirdi; yoksa diktatörleşen idareler mi muhalefeti maymuna çevirdi pek bilinmese de fakat birbirlerini kötü bir şekilde etkiledikleri muhakkak. Muhalefet, yedek lastik gibidir. Kullanmaz ama bazen bir ömür taşırsın. Fakat öyle bir anda sana lazım olur ki ölümden veya yolda kalmaktan kurtulursun. Bazen de muhalefet yedek lastikten öte modası geçen ve yıpranan arabayı değiştirip yenisini satın almak gibidir.
Gözü basirete kapalı olan halkın çoğu, “çadırın orta direğine bakıp bu direk bütün heybetiyle buradayken çadırın kenar kazıklarına ne lüzumu var ki” der. Halbuki her akıl sahibi bilir ki ortadaki iktidar direğinin yanında muhalefetin küçük boylu kazıkları ile ancak çadırı gergin ve diri tutmak mümkündür. Lüzumsuz diye çadırı gergin tutan kazıkları çıkarırsanız, çadırda yaşama imkânı kalmaz hatta yangınlar gibi felaketlerle sakinleri zarar görür. En son zulmü temsil eden o büyük direk de yerle bir olur, hak ile yeksan olur.
Muhalefet hayattır. Sadece imani meselelerde muhalefet olmaz, o kadar! Bir zamanlar belediye azası olan bir yakınım; “Nüfusu şu kadardan az olan belediyeler kapanacak ve köy statüsü verilecektir diye parti merkezinden emir geldi, demişti. Ben oylamada partimin emrine uyarak istemeye istemeye parmak kaldırdım. Ve ilk defa o zaman pek çok belediyenin statüsünü muhafaza etmesi adına muhalefetin bizden daha güçlü olmasını çok arzu ettim. Sayı çokluğundan dolayı tabikî muhalefetin değil bizim oylarımız galip geldi. Ve çok üzülsek de pek çok beldeleri belediye imkanlarından kendi elimizle mahrum ettik.”
Muhalefeti yok etmek demek alternatifleri yok etme demektir. İstişare muhalif düşünceleri barındırıyorsa istişaredir. Yoksa istişareler bir kaya yankısı gibi olmamalıdır. Emevî devletinin ilk Sultanı olan Muaviye, muhalif ilim adamlarına; “Konuşmalarınıza, yazmalarınıza bir şey demem fakat eylem yaparsanız beni karşınızda bulursunuz.” demişti. Çünkü yürütme anlamına gelen icraat hakkı emir sahiplerine aittir.
Muaviye'nin kurduğu Emevî Devleti'nin hışmına uğrayan Abbasoğluları bir zaman sonra Abbasi Arap Devleti’ni kurdular, Müslümanları devletsiz bırakmadılar. Pek çok iktidar muhalifini kendi bağrında besler. Firavunların sarayında yetişen Musalar gibi. Düzen, tertip ve disiplin otorite aşamasını geçip de diktatörlüğe ve zulme dönüşmemeli. Muhalefet de serkeşlik ve anarşiye kaymamalıdır. Hayat bu ikisinin arasındadır. Vasat budur. Diğer ikisi de ifrattır. Adil idarenin bir tarafında karışıklık dağınıklık ve anarşi; diğer tarafında ise zulüm ve diktatörlük vardır. Sosyal yaralarımızın merhemi ölçü ve dengedir. Otorite de muhalefet de bir toplumda beraberce varlığını muhafaza etmelidir. Geceleyin gökyüzünü süslemeye sadece ay yeterli olmaz. Yıldızlar da Kehkeşanlar da olmalıdır. Muhalefetsiz otorite diktaya; otoritesiz muhalefet de serseriliğe ve anarşiye kayar. Çok partili demokrasi bu gerçeğin tablosu gibidir.
Vasiyet niteliğindeki son konuşmasında Turgut Özal farklı ve muhalif fikirlerin öneminden bahsetmiştir. Sağıyla soluyla; dinlisi ve dinsizi ile bir araya gelip tartışabilen bir Türkiye O’nun övünç kaynağıydı. Şunu unutmamak gerekir ki şu an rağbet edilen ve otorite haline gelmiş olan her düşünce veya fikir bir zaman muhalifti, cılızdı. Otoriter düşüncelerin devamlı kabul görmesini sağlamaya çalışmak yaşlılığa engel olmaya çalışmak gibidir. Her doğuşta her yenilenmede muhalefetin alternatif gücünü görmek gerekir.
Muhalefet iktidarların eksik gedik ve açıklarını yani hatalarını bir ayna gibi göstermelidir. Fakat bu da yeterli deyidir. İyi bir muhalefet hataların ve çaresizliklerin telafi yollarını da göstermelidir. Yoksa muhalefetin güreşçi cazgırlardan farkı olmaz. Sadece karlamaya dayalı muhalefet yaparsak, ister istemez iktidarların ekmeğine yağ sürmüş oluruz. Muhalefetler ortaya koyduğu projelerle iktidarların alternatifi olabilirler. Yoksa sadece karalama, tenkit ve iftiraya dayalı muhalefette bulunmak halkı diktatörlerin kucağına atmakla aynı anlamı taşır.
Otorite diktatörlüğe dönüştüğünde hala yaşıyorsa bir muhalefet, halk için oksijen çadırı hükmünde demektir. Halk onunla soluk alır, nefes alır. O toplumun elinde son kalan ümittir. Ümidini kaybedenin başka kaybedecek bir şeyinin kalmayacağını ise bilmeyenimiz yoktur. Bu bakımdan ufku engin topluluklar iktidarlar kadar muhalefete de sahip çıkarlar. Bütün yumurtaları bir sepete koymak akıl karı değildir. Ve hayatta muhalefet muhalefet partilerinden ibaret değildir. Hemen her şeyin muhalifi, dişisi erkeği, zevci ve alternatifi vardır. Muhalefet yıkım değildir. Yıkım görünümlü tamirdir, ıslahtır ve yenilenmedir.