İki gün önce batık kredilerin bir açıklanan bir de halktan saklanan tarafı olduğuna işaret etmiştim. 

O makalede açıklanan batık kredilerin toplam kredilere oranının yüzde 5 diye açıklansa da gerçekte rakamın yüzde 10’u aştığını belirtmiştim. 

Makalenin mürekkebi kurumadan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) o makaleyi teyit edercesine bir itirafta bulundu. 

BDDK şunu itiraf etti: “Ağırlıklı olarak inşaat ve enerji sektörlerine kullandırılmış toplam 46 milyar lira büyüklüğünde batık kredi tespit edildi.”

Dikkat edin! Bankacılık üst kurulu bir anda 46 milyar liralık batık kredi tespit etmiş. 

Takipteki kredi oranı ise yüzde 4,6’dan yüzde 6,3’e çıkmış. Pes doğrusu! 

Bir gecede mi battı bu kadar kredi? Ne değişti? 

6 Eylül itibarıyla kendi sitesinde 124,1 milyar TL takipteki alacak (batık kredi) olduğunu ilan eden BDDK aradan iki hafta bile geçmeden bu rakama 46 milyar TL daha ilave ediverdi. 

BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben de biliyor ki bu krediler zaten batıktı. Sadece batmamış numarası yapılıyordu. 

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) bankaları ne hâle getirdiğinin anlaşılmaması için BDDK kendisini de bağlayan Bankacılık Kanunu'nu çiğneme pahasına halktan ve piyasadan bilgi sakladı. Amerika'da ya da Avrupa'da böyle bir skandalın sonu hapiste biter.

Güya bu şekilde batıklara çare bulmak için lazım gelen süre kazanılacaktı. Oysa kriz devam ettiği için batıklar her hafta 2-3 milyar TL artıyor. 

Pekâlâ BDDK’nın 46 milyar TL kredini bank bilançolarında takipteki alacak satırına alınması ne anlama geliyor? 

En basit anlamı şu: Son ana kadar devlet bizi kurtaracak diye bekleyen bankalar umduğunu bulamadı. Hükümet verdiği sözleri tutmadı. 

Bankalar hükümetin talimatı ile bugüne dek yüzdürdükleri batık kredileri zarar olarak yazacak. 

Kanunda belirtilen karşılıkları ayırmak kaydı ile hepsi bilanço dışına çıkarılacak. 

Halka bakan yönü ile ekseriyeti AKP’ye yakın işadamlarına ait holdinglere verilen bu kredilerin üzerine bir bardak soğuk su içilecek. 

Bankalar da zarar etti diyenlere cevaben derim ki: Bankacının görevi riskli şahıs ya da firmaya kredi vermemektir. Bu firmalar batık olduğunu bile bile verdiniz krediyi. 

Saray’dan talimat geldiğinde “Hay hay! Ne demek efendim!” demeden evvel aklınız, mesleki kaideleriniz ve Bankacılık Kanunu’nun amir hükümleri neredeydi? 

Türkiye’de hukuk işlese BDDK AKP’nin bankacılık komisyonu gibi davranmasa hepinize nitelekli zimmetten dava açılacağını bilmiyor olamazsınız. 10 yıldan 20 yıla kadar ağır hapis cezası kulağa hiç hoş gelmiyor değil mi? 

Bankalar zarar yazdıkları kredileri Maliye’ye ödeyecekleri vergiden düşecek. Vergi geliri azalan Maliye her zaman olduğu gibi yine vatandaşın sırtına binecek. 

Bir başka ifade ile bankacının da krediyi batıran patronun da tuzu kuru kalacak. 

Bir hatırlatma da “Dengelenme devam ediyor.” diyen Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a: “Enerji ve inşaattaki batıklar için özel bir fon kurulacak. Takibe düşen alacaklar bu fona devredilecek. Bankalara gereken desteği vereceğiz.” beyanınızın üzerinden altı ay geçti. 

Ortada fondan eser olmadığı gibi Hazine’de para kalmadığı için bu arada Merkez Bankası’nın 47 milyar TL tutarında ihtiyat akçesi de harcandı. 

Devletin kefen parası ile emekliye Kurban Bayramı ikramiyesi ve AKP’li müteahhitlerin alacakları ödendi.   

Şu ayrıntı da unutulmasın: Borsa İstanbul’da (BİST) banka hissesi alan yatırımcı da aldatıldı. Batmış krediler batmamış gibi gösterildi. 

Evrakta sahtecilik mi dersiniz, yalan ve yanlış beyan mı dersiniz? bilemem.

 

BDDK nasıl 17 Eylül’de batık kredi 124,1 milyar TL değil 170,1 milyar TL imiş dediyse çok yakında bu rakamın da zımparalanmış rakam olduğu ortaya çıkacak. 

Sadece enerji sektöründe resmen batan kredi 12 milyar dolar (68,4 milyar TL). 

Hâl böyle iken, "Enerji ve inşaat ağırlıklı olmak üzere 46 milyar TL batık krediyi yazmayı unutmuşuz." dediklerine siz inandınız mı? 

Ben inanmadım. Çünkü BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben kaç yıldır Saray'a yaranmak için yalancı çobanı oynuyor.

Sizce kaç milyar TL kredi battığı halde BDDK bunu halkan gizlenmeye devam ediyor? 

100 milyar TL, 200 milyar TL, 300 milyar TL… Yok mu artıran?