Suriye’nin kuzeydoğusuna yönelik askeri harekât, batık kredilerin her hafta katlandığı ve iflasların birbirinin takip ettiği bankacılık sektöründe krizin tuzu biberi oldu.
Bankalarda mevduat dramatik şekilde azalıyor. Merkez Bankası rakamlarını inceledim.
BİR HAFTADA 10,6 MİLYAR TL YASTIK ALTINA GİTTİ
Bankalardaki toplam mevduat geçen hafta 10,6 milyar Türk Lirası azalarak 2 trilyon 440 milyar 432 milyon 330 bin liraya geriledi.
Dile kolay, bir haftada 10,6 milyar TL bankalardan çekildi!
TL mevduatın bir kısmının döviz tevdiat hesapları vasıtası ile sisteme dönmese toplam mevduattaki düşüş çok daha fazla olacaktı.
TL mevduat yüzde 1,47 azalırken, döviz mevduatı yüzde 0,16 arttı ve 1 trilyon 215 milyar 601 milyon liraya yükseldi.
Bankalarda toplam döviz mevduatı 224 milyar dolar ile tarihin en yüksek seviyesine çıktı.
Rakamları alt alta topladığımızda bir haftada 11 milyar lirayı yakın mevduatın bankalardan çekildiği görülüyor.
Peki bu paralar niye çekiliyor?
En önemli sebep Türkiye’de her an her şey olabileceğine dair onlarca yaşanmış vak'a parayı yastık altında tutma temayülünü artırdı.
Zira hükümete güven kalmadı. Akşamdan sabaha yeni kararlar alınıyor.
Suriye’ye yönelik askerî harekâtın siyasi ve ekonomik sonuçlarının krizle boğuşan Türkiye’ye ağır bir maliyet yükleyecek.
KİMSE “DÖVİZ HESAPLARIN EL KONULMAZ” DİYEMİYOR
Herkesin kulaktan kulağa fısıldadığı, fakat alenen söyleyemediği bir sebep var ki bu mevduat çıkışının süreceği anlamına geliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın batıdan gelecek ekonomik müeyyidelere karşı bankalardaki döviz hesaplarına müdahale edebileceği konuşuluyor.
“Kambiyo kontrol rejimi” devreye girerse döviz hesapları Erdoğan’ın belirleyeceği bir kurdan TL’ye çevrilecek ve ödemenin TL olarak yapılacak.
Mesela döviz takasında dolar için 5,50 TL, euro için 6,00 TL esas alınacak. Bankaların döviz satışı onaya tabi olacak. Döviz bulundurmak yasaklanacak.
Çekilen mevduat nereye gidiyor?
Bankadan çekilen mevduat kiralık kasalara, ev ve işyerlerindeki çelik para kasalarına ve yurt dışına gidiyor. TL olarak tutulmuyor tabi bu tasarruflar. Altın ve dövize çevriliyor.
Kimse yarına dair tahminde bulunamıyor. Mudi de dişinden tırnağından artırdığı parasına devletin el koyması ya da değerinin altında muameleye tabi tutmasından endişeli. Bu yüzden parasının elinin altında olmasını istiyor.
ŞİRKETLER PARAYI YURT DIŞINA ÇIKARIYOR
Şirketler yurt dışında kurdukları paravan şirketler üzerinden ithalat yapmış gibi göstererek parayı dışarı çıkarmak için takla üstüne takla atıyor.
Olup bitenden kimse memnun değil. İşlerin tadı tuzu kalmadı. Bankacılar, işadamları, esnaf, memur, çiftçi, işçi herkes tedirgin.
Bankacılık bir itimat müessesesidir. Erdoğan’ın keyfi kararları ve yandaşı kurtarmaya dönük kararları bu sektörü de tartışılır hâle getirdi.
Vatandaş bankadan kaçıyorsa ekonomi daha büyük bir krizle karşı karşıyadır: Güven bunalımı... Böyle bir bunalımı yarın para vererek bile aşamazsınız.
O ZAMAN KREDİ NASIL VERİLECEK?
Bankaların sermaye ihtiyacı had safhada. Fitch’in stres testinde Halkbank’ın rakamları asgari değerlere yakın çıktı ki bu veriye göre Halkbank en küçük sarsıntıda gidecek demektir.
Bankaların Amerika ve Avrupa Birliği yeni bir krize dayanamayacak kadar sallantıda olduğunu sağır sultan duydu.
Mevduat çıkışı böyle devam ederken Saray’dan “Daha fazla kredi verin.” talimatı yağıyor.
Bankaların mevduat kaybettiği, kredi batırdığı bir dönemde uzun vadeli ve düşük maliyetli kredi nasıl temin edilecek?
Merkez Bankası’nda karşılıksız para mı basılacak yine?
Bir sonraki makaleye bıraktım kredi krizini…
----------------------------------------