Bankaların verdiği krediler (2 trilyon 430 milyar TL) içinde batan kredi tutarı 6 Eylül 2019 itibarıyla 124 milyar TL.
Kamuouyuna açıklanan batık tutarının kredilere oranı yüzde 5,1!
Bir de yüzdürülen, “Grup 2” kategorisinde gösterilen krediler var ki o kalemde 240 milyar TL’lik her an batmaya namzet kredi var.
Piyasanın gayet farkında olduğu gibi gerçek batık oranı şimdilik yüzde 10'u aştı.
Bazı yabancı bankalara göre sene sonuna kadar resmi oran yüzde 10'a, gayri resmi oran yüzde 20'ye yaklaşacak.
Bir de yüzdürülen, “Grup 2” kategorisinde gösterilen krediler var ki o kalemde 240 milyar TL’lik her an batmaya namzet kredi var.
“Batmaya namzet” diyorum, çünkü bu kredilerde tahsilat tutarı yüzde 30 civarında seyrediyor.
ŞİRKETLER DÖVİZ BORÇLARINI ÖDEYEMİYOR
Döviz kuru son iki yılda yüzde 60’tan fazla artınca ekonomik kriz patlak verdi. Döviz kuru hep düşük kalacak vehmi ile bol bol yabancı para nevinden borç alan şirketler krizde duvara tosladı.
Krizde nakit dar boğazına giren şirketler banka kredilerini ödeyemiyor.
En fazla batık da Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) ihale rekortmeni yandaş şirketlerine ait. Kanun ve kurallar işletilse bankalar bu kredileri yüzdürmek bir tarafa anında haciz işlemi başlatırdı.
KREDİYİ BATIRMIŞ ŞİRKETE NİYE KREDİ VERİLİR?
AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kriz mriz yok” sözlerine halel gelmesin diye Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) bankalara talimat üzerine talimat veriyor.
Ruhsatlarının BDDK tarafından iptal edilebeceği endişesi ile bankalar bu kadar krediyi batırdığı halde kurtulma ihtimali kalmamış yandaş şirketlere yeni kredi tahsis ediyor!
Futbol kulüpleri, Toplu Konut İdaresi (TOKİ) müteahhitleri ile AKP'nin havalimanı, şehir hastaneleri, otoyol-köprü-tünel projelerini üstelenen holdinglere kredi batırmanın mükâfatı olarak yeni kredi veriliyor.
Kamu bankaları ile sınırlı olmayan bir bankacılık garabetinden bahsediyorum.
BDDK BÜNYESİNDE İHBAR HATTININ NE İŞİ VAR!
Kafayı kaldırmayıp arada kendini unutturmaya çalışan bankalar anında BDDK’ya ihbar ediliyor. BDDK sırf bu iş için ihbar hattı kurdu.
ihbar hattına “A bankasında A Haber kanalı açık değil”,
“B bankasının şube müdürü AKP aleyhine konuştu”,
“C bankasında CHP’li isimler çalışıyor” gibi bankacılıkla uzaktan yakından alakası olmayan ihbarlar yağıyor.
İsimli-isimsiz, şifahi-yazılı ihbarlar sebebiyle bankaların ensesinde boza pişiriliyor.
Bankacılık rakamlara, raporlara dayalı bir işken ihbar mekanizması ile baskı altına alınmasının nelere sebebiyet vereceği hiç mi düşünülmedi?
Bankaları ve bankacıları fişlemek BDDK’nın yapacağı en son iş olmalıydı.
Böyle bir kapı açarsanız bankaları, kredisini ödemeyen ya da istediği şartlarda kredi alamayanların fırsatçıların önüne atmış olursunuz
MEHMET ALİ AKBEN MÜKÂFATINI ALDI
İhbar hattına gelen telefonlar yüzünden vazifeden el çektirilen genel müdür, genel müdür yardımcılarının sayısı artıyor.
İhbar hattı ile Saray’ın gözüne giren ve mayısta 2’nci defa beş yıllığına BDDK Başkanı olarak seçilen Mehmet Ali Akben yine yandaş şirketleri kurtarmak için bankaları ateşe atacak bir yönetmeliğe imza attı.
Geçen hafta Resmi Gazete’de yayımlanan Finansal Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması Hakkında Yönetmelik yürürlüğe girdi.
DEĞİŞİKLİK YABANCI BANKALARI NASIL ETKİLEYECEK?
Yönetmelikte yabancı bankalar için hususi bir parantez açıldı.
“Alacaklı kuruluşlar” tanımına “borçlulara doğrudan kredi kullandırmış olan yurt dışında kurulu bankalar ve finansal kuruluşlar, Türkiye’ye doğrudan yatırım yapan çok taraflı bankalar ve kuruluşlar, alacak tahsiline yönelik olarak bu alacaklılar tarafından kurulacak özel amaçlı şirketler ile aynı amaçla Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım fonları” ilave edildi.
BORÇLU TANIMI DEĞİŞTİ
Düzenleme ile "borçlu" tanımı yeni yönetmelikte değiştirildi.
İşte o madde: “Borçlu; Sigortacılık Kanunu, 6361 sayılı Kanun, 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile yatırım ortaklıkları hariç 6362 sayılı Kanunun 35'inci maddesine tabi kuruluşlar dışında kalan Türkiye'de kurulu şirketleri ifade eder.”
Bu madde ile Türkiye’de faaliyet gösteren bankaların yurt dışındaki şirketlere re-finansman kredisi vermesinin önü dolaylı yolla kapatılmış oldu.
“Bize para lazım, önceliği buraya verin” demekten farksız.
BANKA ORTAKLARI “HAYIR” DESE DE…
Aynı maddeye göre yabancı bankalar “yeniden yapılandırma” için bir anlamda mecbur bırakıldı.
“Alacaklı kuruluşların rızasına ve kabul nisaplarına bağlı olmaksızın finansal yeniden yapılandırmaya dahil olabilecek.” cümlesinin altını çizdim.
BDDK demek istiyor ki yabancı bankalar, yönetim ve icra kurullarının rızası olmasa da Ankara’nın tanımladığı çerçevedeki şirketlere yeniden kredi vermek mecburiyetinde.
BDDK BANKALARI UÇURUMA SÜRÜKLÜYOR
Yönetmeliğin "sözleşmeler" hükmünün yer aldığı madde ise “Finansal yeniden yapılandırma süreci başlatılan borçlulara, imzalanan sözleşmelere ve bu kapsamda yapılan işlem ve gelişmelere ilişkin BDDK'ca gerekli görülebilecek bilgiler, talep edilen süre, şekil ve içerikte BDDK'ya gönderilir.” şeklinde değiştirildi.
Bu madde ile BDDK bankalara gözdağı verdi. Bankacılık özü itibarıyla siyasetten ne kadar uzak tutulursa o kadar sıhhatli kararlar verir.
IMF’NİN GETİRDİĞİ KURALLAR BİRER BİRER DELİNDİ
2001 yılında Türkiye’yi krize sürükleyen hataların en vahimi “bakan ve milletvekili talimatı ile fiilen batık şirketlere kredi tahsis ettirilmesiydi”.
Bu yüzden Uluslararası Para Fonu (IMF) kriz reçetesinin başına “Merkez Bankası’nı, BDDK’yı, kamu bankalarını ve özel bankaların işine karışmayın” ihtarını yazmıştı.
Hükümet şimdi iktisatta yeri olmayan irrasyonel kararlarla karaya oturmuş gemiyi yüzdereceğini vehmediyor.
18 sene sonra tarih tekerrür ediyor.
Sadece enerji sektöründe 65 milyar TL kredi an itibarıyla battı ve cenazenin nasıl defnedileceğini kimse bilmiyor.
-------------------------------------