Birkaç ay önce, Los Angeles’ta Uluslararası Hizmet Konferansı yapılacağını duyar duymaz hem çok heyecanlandım hem de hemen katılmaya karar verdim. 22 ülkeden gelen çok seçkin 200’den fazla katılımcıyla California State Üniversitesi’nde bu hafta yapılan konferans iki gün sürdü. Kırktan fazla konuşmacı dokuz ayrı panelde tebliğ sundular.
İyi ki bu konferansa katılmışım. Diyebilirim ki Hizmet Hareketi’nin günümüzdeki durumu ve geleceği ile alakalı muazzam tebliğler sunuldu ve müzakerelerle bu daha da zenginleşti.
Profesör Ori Soltes’ten Enver Alam’a, Profesör Paul Weller’den Profesör Tom Gage’e kadar Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet Hareketi üzerine kitaplar yazmış çok kıymetli insanlar oradaydı. Ya panelleri yönettiler veya konuşmacı oldular. Hizmet camiası içinden yetişmiş ve halen dünyanın değişik bölgelerinde hizmetlerine devam eden kıymetli değerler gördüm orada, tebliğlerini sundular, müzakerelere katıldılar.
Kore’dan İngiltere’ye, Malezya’dan Kanada’ya, Arjantin’den Suriye’ye kadar birçok ülkeden gelmiş her biri sahasında önemli çalışmalar yapan yeni birçok akademisyen, düşünce kuruluşu temsilcisi gördüm. Mesela Paris’teki Sorbon Üniversitesi’nde doktora yapmış Koreli Profesör Nah Jeong Won, “Demokrasi’den Geriye Dönüş Yok” eserini Kore dili olan “Ham Geul”e (Hangul) cevirmiş. Şimdi Ali Ünal’ın Kur’an Meali eserinin çevirisi üzerinde çalışıyor. Konferansta “Srilanka’dan, Kudüs’ten, Meksika’dan, konuşmacılar vardı” dersem, bu uluslararası konferansın ne kadar geniş bir perspektifle hazırlandığını herhâlde yansıtmış olurum.
Fethullah Gülen Hocaefendi bazı sohbetlerinde “Şimdi yeni bir fasıl yaşıyoruz” diyor. İşte bu yeni fasılda bu konferans bir ilk oldu. Sosyal bilimciler, değişik branşlardaki ilim adamları, düşünce kuruluşlarından gelen temsilciler ve hayatın her sahasından önemli beyinler Hizmet Hareketi’nin bir manada röntgenini çektiler. Bir uluslararası konferansın bütün standartlarını yansıtacak tarzda fikirler ortaya atıldı.
Mesela “Hizmet Hareketi yaşlanıyor mu?” sorusunu duydum İngiltere’den gelen bir konuşmacıdan, sonra üniversiteli gençlerin Fethullah Gülen Hocaefendi’ye 2018’den beri yaptıkları ziyaretleri konu alan bir tebliğ dinledik. Tebliği hazırlayan akademisyen, bu ziyaretlere katılan gençlerle görüşmeler yapmış ve gençlerin geleceğe nasıl hazırlandığını tespit etmeye çalışmış.
Fethullah Gülen Hocaefendi biyografisi yeni yayınlanan Georgetown Üniversitesi öğretim üyesi Profesör Ori Soltes, Almanya örneğinden hareketle Hizmet Hareketi’nin geleceği hakkında çok umut verici bir tebliğ sundu. Naziler döneminde 100 bin Alman’ın ülkeden ayrılmak zorunda kaldığını biliyoruz. Mesela 1933’te İstanbul Üniversitesini Alman profesörler kurdu. Aralarında Albert Einstein’ın de bulunduğu birçok sürgün Alman, Nobel ödülleri kazandılar. Einstein Almanya’da “idamlıklar” listesindeydi. Onun hayatı ile Hocaefendi’nin hayati arasındaki benzerliklere “Allah Yolunda Bir Ömür” eserinin girişinde değinmiştim.
Halen Hocaefendi ile görüşmelerini sürdüren ve Hizmet Hareketi’nin dinamiklerini çok iyi bilen Ori Soltes’in bu tespiti büyük önem taşıyor. Doğrusu konferanstaki dinamizm bu sözlerin ispati gibiydi. Hizmet Hareketi’ne aidiyetleri sebebiyle takibatlara maruz kalan hapislere atılan kadınların durumu ile ilgili bir tebliğ sunuldu. Kanada ve Güney Afrika’daki Hizmet muhacirleri ile görüşmeler yapılmak suretiyle hazırlanan tebliğlerde mevcut durum yansıtıldı. Arjantin, Kore, Japonya, Filipinler, Yunanistan gibi ülkelerdeki mevcut duruma dair ayrı tebliğler sunuldu
Hocaefendi ile görüşen üniversiteliler tebliği haricinde; Hizmet Hareketi’nin yeni jenerasyonu bir başka tebliğin başlığıydı. Afrika’da teröre bulaşan radikal İslami hareketlere karşı, Hizmet Hareketi’nin duruşu bir tebliğle ortaya konuldu.
Hocaefendi ve Hizmet üzerine yazdığı kapsamlı “For The Sake of God” (Allah Rızası İçin) eseri ile bilinen Hindistanlı profesör Enver Alam, “Hizmet Hareketi’nin karşısında yer alan güçler geride kalmış 19. yüzyıldaki bir anlayışa sahipler, 21. Yüzyıl demokrasi anlayışını Hizmet Hareketi temsil ediyor.” dedi. Enver Alam, Hizmet Hareketi’nin yalnızca diğer kültür ve medeniyetlerle olan ilişkisinin değil, İslam’ın kendi içinde yer alan çok farklı anlayışlar açısından da konumunun önemini vurguladı.
Bu konferansın bence en önemli özelliklerinden bir tanesi, İslam coğrafyasından da katılımcıların olmasıydı. Malezya’dan Suriye’ye kadar hem önemli kanaat önderleri hem de akademisyenler… Tamamen İslami bir perspektifle çok zengin tebliğler sunuldu. Bir tebliğ Hizmet Hareketi’ni fütüvvetin modern bir formu olarak nitelendirirken, bir diğer tebliğ Hocaefendi’nin Kur’an-ı Kerim’e bakışını bir manada tefsir anlayışını esas aldı. Bu tebliği Suriye’den gelen kadın bir akademisyen sundu.
Konferansın birinci günü, aksam bir resepsiyon verildi ve Profesör Scott Alexander bir konuşma yaptı. Geleceğe hazırlanmayı ve yenilenmeyi konu alan “Three Box Solution” kitabını hatırlatan Profesör Alexander, hareketin kendi içinde bu prensipleri uyguladığına dair veriler sundu, konferansı düzenleyen kurumlardan olan “Ortak Değerler Birliği” (Alliance for Shared Values) bünyesinde gençlere yönelik proje çalışmalarını buna örnek olarak gösterdi. Amerika’da “Birinci Lig Üniversiteler” denilen doğu yakasındaki sekiz tanınmış üniversiteden biri olan Dartmouth’un hocalarından Profesör Vijay Govindarajan’ın yazdığı bu eser geleceğe odaklanmayı, geçmişi unutmayı ve bugünü yönetmeyi öneriyor. Kitabın ismi olan “Üç Kutulu Çözüm; Yenilenmeye Liderlik Yapacak Bir Strateji” buradan geliyor.
Arjantin’den gelen kadın akademisyen, “Sebebini tam izah edemiyorum ama, bir kalabalığın içinde Hizmet insanlarını görsem yüzlerinden tanıyorum. Yüzlerine yansıyan bir şey var…” dedi. Yıllar önce Kazakistan ve Moğolistan’daki okulları ziyaret eden İsviçreli Profesör Pierre Montandon aynı şeyleri söylemişti. Srilanka’dan gelen katılımcı çok heyecanlı bir konuşma yaptı ve “Bakın bu dönemde bile bizi Hizmet Hareketi bir araya getirdi” diyerek hareketin bütün fonksiyonlarıyla yoluna devam ettiğini aynı heyecanla ifade etti.
Hayatının son zamanlarında Hocaefendi ile tanıştıktan sonra Sakıp Sabancı, Rahmi Koç gibi iş aleminin önde gelen isimlerini Hocaefendi ile buluşturan merhum Aydın Bolak, “Hizmet Hareketi’nin gayesi insanlığa yeni bir nesil armağan etmektir” diyordu.
Profesör Scott Alexander sunumunu yaptığı sırada hemen yanımda oturan bir katılımcı, “Benim kızım da Ortak Değerler Birliği’nin gençlere yönelik çalışmalarına katıldı, bulunduğu üniversite projenin uygulanmasına kaynak ayırdı.” dedi. Ne kadar entegre ve güzel çalışmalar bunlar…
Los Angeles’ta iki gün boyunca, hayatın değişik alanlarında Hizmet yolunda koşturan insanlarımızla da bir araya gelme imkânımız oldu. Evlerine misafir olduk, seminer salonlarında buluştuk. Gördüğüm şu oldu: Konferans tebliğlerinde ortaya konulan umut verici tabloyla sahadaki manzara örtüşüyordu. İnşallah bu tebliğler hem İngilizce hem de Türkçe yayınlanarak insanımızın ve akademi camiasının istifadesine sunulur.