Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle başlayan süreçte yaşananlar, Erdoğan’ın iki yüzlülüğünü, güvenilmezliğini ve şark kurnazlığını bir kez daha gözler önüne serdi.
İşgalin ilk günlerinde, Cuma namazı çıkışı yaptığı mutat açıklamasında NATO’yu Rusya’ya sert yaptırım uygulamamakla suçladı.
“Yani sıradan bir kınama cümbüşüne dönmemeli. Daha kararlı bir adım NATO'nun atması gerekirdi” dedi.
“Kınama cümbüşü” ifadesini kullanıp NATO’yla alay eden bir siyaset adamından ne beklersiniz?
Elbette sözünün arkasında durmasını, yaptırım söz konusu olduğunda en ön safta bulunmasını, değil mi?
Ancak söz konusu Erdoğan’sa, sözünde durmak, yalan söylememek, emanette emin olmak ve hasımlıkta haddi aşmamak gibi dürüstlük ve adalet ilkelerinin bir hükmü kalmıyor.
NATO, ABD ve Avrupa ülkeleri yaptırım kararlarını peşpeşe açıklamaya başlayınca, Erdoğan bu kez “Rusya’dan vazgeçmeyiz” dedi ve yaptırımlara katılmayacağını açıkladı.
Avrupa Konseyi’ndeki Rusya’nın üyeliğinin düşürülmesi oylamasında çekimser kalan tek ülke Türkiye oldu.
Tabi ki Erdoğan’ın talimatıyla.
Kulağı hep telefondaydı, ABD Başkanı Biden ya da Batı’dan bir lider kendisini arar da görüşünü sorar, itibar görür diye sabırsızlıkla bekledi.
Ancak o telefon gelmedi. NATO’da ve Batı’da konsensüs varmışçasına, kimse ona itibar edip aramadı, görüşlerini sormadı, kale almadı.
Tıpkı Erdoğan’ın Rus uçağının düşürülmesi sonrası hemen NATO’yu desteğe çağırıp sonra beklediği sıcaklığı göremeyince Putin’e dümen kırması hadisesindeki gibi oldu yaşananlar.
Rusya ile ilişkilerini sıcak tutmak için Perinçek’in ekibini Putin’e gönderdi. Ekibe kendisine aşık oligarkı eski Perinçek’çi Ethem Sancak’ı da dahil etti.
Ethem Sancak, Moskova’da RBK adlı Rus televizyonuna verdiği röportajda, NATO’ya esti gürledi.
Sancak, Erdoğan adına Rus kanalına şunları söyledi: “Rusya Ukrayna meselesinde ana suçlu NATO'dur. NATO geçmişten gelen kanserdir, urdur. Teröristleri destekleyen, 2016'da darbeye kalkışan da NATO'dur. Yaptırımlara katılmayacağız çünkü Rusya düşerse Türkiye bölünür, Türkiye düşerse de Rusya için aynı şey geçerli. Erdoğan Zelenskiy'in ilgisini bu tarafa doğru çekmeye çalıştı, hala çalışıyor. Bayraktar'ları satarken böyle kullanılacağını bilmiyorduk. Rusya ile müttefikiz. S-500 yapacağız, uzaya çıkacağız. 2 gündür Moskova'dayım, 10-20 yıllık stratejik ilişkiler geliştiriyoruz.”
“Erdoğan adına” ifadesini bilhassa kullandım, çünkü Sancak “biz” diyerek devlet, yani Erdoğan adına konuşuyor.
Ethem Sancak bu açıklamaları yaparken, Ukrayna Savunma Bakanlığı ise Türkiye’den yeni Bayraktar SİHA’larının geldiğini duyuruyordu.
Bayraktar SİHA’larının Rus askeri konvoylarını havaya uçurduğunu gösteren videolar yayınlanıyordu Ukrayna savunma bakanlığının sosyal medya hesaplarında.
Marş bile yapmışlar Bayraktar SİHA’larına.
Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar ve abisi Haluk Bayraktar, Ukrayna’ya ve Devlet Başkanı Zelensky’ye olan desteklerini açıkça ilan ettiler.
Haluk Bayraktar, twitter hesabından Zelensky ile çekilen fotoğrafını paylaşıp, “İyi ki senin gibi cesur bir adamı tanıdım... Zafer haksızca işgale karşı ülkesini savunan yürekli insanlarla olsun” mesajını yayınladı.
Emine Erdoğan da Ukrayna’yı desteklediğini açıkça beyan etti.
Erdoğan’ın Yalçın Küçük’ün çırağı olan başdanışmanı Yiğit Bulut ise tiwtter hesabından Zelensky’ye verdi veriştirdi.
“Yarın Soros destekli, Ukrayna halkını ölüme götüren, İsrail itmeli Zelensky gerçeğini konuşalım, bir ülke ve halkı kullanılıp atılıyor, algılanana değil gerçeğe bakalım birlikte!” dedi.
Erdoğan, birkaç gün sonra Türkiye’ye gelecek olan İsrail Cumhurbaşkanı İsaac Herzog’a Zelensky’yi nasıl ittiklerini soracaktır elbette, değil mi?
Beştepe’deki Saray ahalisi “Ukrayna’ya mı oynayalım, Putin’e mi?” şeklinde çay muhabbeti çevirirken, Biden’le görüşemeyen Erdoğan, Putin’e ulaşmayı başardı.
Erdoğan’ın Putin’e yaptığı teklifi Abdülkadir Selvi yazdı bugün köşesinde.
Putin’e, “Biz üç ülke Rusya, Çin ve Türkiye aramızda kendi milli paralarımızla; Ruble ile Yuan’la ve Türk Lirası ile, altınla ticaret yapabiliriz” önerisinde bulunmuş Erdoğan.
Evet, NATO’yı sert yaptırım kararı almak yerine işgali “kınama cümbüşü” ile geçiştirmekle suçlayan Erdoğan yapmış bu teklifi.
Erdoğan’ın NATO’yu tahrik ettiği konuşması ve Bayraktar SİHA’larının Rus askeri konvoylarını havaya uçurduğu görüntüler zihnine kazınmış olan Putin, bu teklifi duyunca neler düşünmüştür, neler hissetmiştir acaba?
Dilinin ucuna neler gelmiştir?
Erdoğan aynı anda iki ata oynayıp hangisi kazanırsa kazansın, kazanının kendisi olacağını hesaplıyor.
Hayır, bu stratejinin adı elbette tarafsızlık ya da denge politikası değil.
Zira bu strateji bir politika değil.
Olsa olsa şark kurnazlığı denir Erdoğan’ın stratejisine.
Perde kapandığında Zelensky’nin hafızasında Erdoğan ve ekibinin Putin’e yaptığı yalakalıklar; Putin’in hafızasında ise Erdoğan’ın NATO’yu kendisine karşı tahrik etmesi ve Bayraktar SİHA’ları kalacak.
Tarih bir kez daha aynı anda iki ipte oynamaya çalışan cambazın hezimetini yazacak.