Oruç genellikle vücut ve sindirim sistemi için şifa olarak kabul edilir. Çünkü oruç sindirim sistemini dinlendirir. Modern zamanlarda, çok farklı sağlık problemlerimiz var ve bunların çoğu bağırsakta başlıyor. Bağırsak hastalıkları, yanlış yiyecekleri yanlış zamanda yediğimiz ve bu süreçte sindirim sistemimizi zorladığımız için ortaya çıkıyor. Peygamber Efendimizin (SAV) bize tavsiyesi midemizin üçte birini yemek, üçte birini su, üçte birini de nefes için ayırmak, yani doymadan önce yemeyi bırakmak şeklindedir.
Daha az yiyerek sindirim organlarımızı daha az yormuş oluruz. Bu nedenle oruç, vücut için çok önemli bir şifa uygulaması olarak kabul edilir. Oruç, vücudumuza ihtiyaç duyduğu molayı verir, çünkü normalde yiyecekleri parçalamaktan ve sindirmekten sorumlu olan enzimler, vücutta iyileştirici işlevleri yerine getirmek üzere çalışmaya başlar. Oruç tuttuğumuzda vücudumuz şifa moduna geçer ve bu sayede enerjisini korumaya çalışır. Bu nedenle oruç, iştahı ve nefsani duyguları da bastırır. Oruç, vücuda kendini yeniden düzenleme yeteneği verir.
Oruç kelimesinin Arapçası, 'dinlenmek' anlamına gelen 'siyam'dır. Oruç, zihinsel, fiziksel ve ruhsal olarak dinlenmemize yardımcı olur. Malayaniden ve aşırı yeme içme düşkünlüğünden dinginlik ve tefekkür durumuna geçişi sağlar. Orucun bedenimizdeki tüm sistemler için pek çok faydası vardır. Bu nedenle, bütüncül tedavi metotlarının oruç tutmayı iyileştirici etkisi için veya tedavileri kolaylaştırıcı olarak önermesi şaşırtıcı değildir.
Orucun saatlere göre etkileri
İlk 4 saatte vücudunuz, hücresel ve doku büyümesiyle birlikte fiziksel aktiviteniz için enerji sağlamak üzere son öğününüzden (genellikle sahurdan) alınan besinleri kullanır. Çalışmalar, orucun insülin direnci, kolesterol ve karaciğer enzimlerinde azalmaya bağlı olarak karaciğer yağlanmasına karşı iyi gelebildiğini göstermiştir. Karaciğerde biriken toksinlerden arınmayla ve yenilenme sağlanır.
4 ve 16 saat aralığı kırılma aşamasıdır. Son öğününüzden aldığınız tüm besinler enerji için kullanılır. Bu enerji bittiğinde, vücut enerji için depolanmış yağı yakmaya başlar. Vücut yağları serbest bırakır ve enerji için yakar. Bu süreç kimyasalları serbest bırakır. Otofaji bu aşamada başlar, bu da hücrelerinizdeki ölü veya hasarlı hücresel materyalin temizlendiği anlamına gelir. Bu hasarlı malzeme temizlenmezse yaşlanmaya, hastalığa ve hatta kansere neden olabilir. Otofajinin beyin hücrelerini koruduğu, depresyonu, kaygıyı ve bunama riskini azaltabileceğini gösteren çalışmalar mevcuttur.
16 ila 24 saatlik açlıktan sonra, vücutta yenilenme hızlanır. Biz günlük aktivitelere devam ederken bu aşamada, vücutta önemli değişiklikler gerçekleşir. Artık, tüm vücutta otofaji oranını artıran kimyasal salınır. Böylece, varsa bakteriler ve beyinde biriken zararlı proteinler parçalanır. Enfeksiyonal rahatsızlıklar ile Alzheimer gibi hastalıklarda koruyucu etki gösterebilir, kanser gelişimini önleyebilir.
Orucun günlere göre etkileri
30 günlük orucun vücudumuzdaki etkilerini günlük hangi aşamalarla ilerlediğine birlikte bakalım. Bu aşamalar detoksifikasyon; zehirli maddelerin alımını azaltma ve vücuttan uzaklaştırarak tıkanıklığı temizleme sürecidir.
1. -2. Günler: Vücudumuzun oruç tuttuğumuz ilk günlerde kan şekeri seviyesi ve kan basıncı düşer. Bu da biraz güçsüz hissetmemize neden olur. Mide bulantısı, baş ağrısı ve baş dönmesi sıklıkla görülebilen durumlardır. Araştırmalara göre, Ramazan ayında oruç tutanların yaklaşık % 40'ı baş ağrısı çekiyor. Değişen yemek ve uyku düzeni özellikle migrenin tetiklenmesine neden olabilir.
3.-7. Günler: Üçüncü günden itibaren bedenimiz oruca alışmaya başlar. Sindirim sistemi ihtiyaç duyduğu dinlenmeye fırsat bulur. Böylece vücudun sistemleri toksinlerden arınmaya ve iyileşmeye hazır hale gelir. Bağışıklık sistemindeki hücreler artar ve güçlenir. Vücuttaki yağlar bu aşamada enerjiye dönüştürülür. Zararlı yağlar vücuttan atılır ve birkaç gün boyunca ciltte sivilceler görülebilir. Bu, temizlenme işleminin normal bir parçasıdır.
8.-15. Günler: Bir haftalık oruçtan sonra eski ağrılar yeniden tetiklenebilir. Bunun nedeni, eski sorunlu dokunun geçmişte iyileşme şansı olmayabilir, ancak oruç sırasında vücudun iyileşme süreci yenilenir, böylece önce ki iltihaplı alanlar toksinlerin yokluğunda iyileşmeye çalışır. Toksinler genellikle bacaklarda biriktiğinden özellikle etkilenebilen bölgelerdir.
16.-30. Günler: Bu zamana kadar, vücut oruç tutmaya uyum sağlar ve toksinleri daha hızlı atar. Vücutta ağrılara ve toksin temizleme sürecine rağmen, enerjinizin olduğunu ve zihin açıklığınızın arttığını fark edebilirsiniz. Üçüncü haftaya kadar, organların iyileşme çalışması tamamlanır. Ramazanın sonlarına doğru duygusal denge gelişir. Bu aynı zamanda hafızayı ve konsantrasyonu geliştirmeye yardımcı olur.
İşte bunlar, oruç sırasında vücudun yaşadığı inanılmaz geçişler! Biz oruç tutarak kalbimizi ve ruhumuzu besleriz. Midemizi aç bıraktığımızı düşünürken, Allah (cc.) karşılığında sağlığımızı ve bedenimizi temizler. Oruç tutmaya başladıktan sonra yüksek seviyelerde endorfin (mutluluk hormonu) üretildiğini belirten çalışmalar Ramazan bittikten sonra yaşadığımız hüznü fizyolojik olarak da açıklar.
Allah azze ve celle, bu mübarek Ramazan ayını hem sağlığımızın daha iyi olmasına ve hem de kalbimizin O'na (cc.) yakınlaşmasına vesile kılsın.