Sanat ve Estetik Divanı 2

Ertuğrul İncekul

Ertuğrul İncekul

04 Mar 2025 11:06
  •  

    Amerika merkezli Respect Graduate School tarafından düzenlenen 6. Sanat ve Estetik Divanı, 23-24 Şubat 2025 tarihlerinde online olarak gerçekleşti.

     

    Sanat ve Estetik Divanı kapsamında düzenlenen bu etkinlik, Divan Danışma Kurulu tarafından desteklendi. Danışma Kurulu üyeleri arasında Ertuğrul İncekul, Kerim Balcı ve Melike Gülen yer aldı. Program, Respect Graduate School Başkanı Dr. Süleyman Eris açılış konuşmasını yaptı. Risale & Hizmet Araştırmaları Merkezi Direktörü Kerim Balcı, Divan Programları Genel Koordinatörü Emine Eser ve Sanat ve Estetik Divanı Koordinatörü Çağrı Adil, etkinliğin organizasyonunda önemli roller üstlendi. 

     

    Moderatörlüğünü Asiye Betül’ün yaptığı oturumlarda, Sanat ve Estetik Divanı Sunumları kapsamında Erkam Aydın, Mehmet Aydınlı, Dr. Mehmet Gümüşkılıç, Dr. Ali Karatay ve Dr. Mehmet Refii Kileci konuşmacı olarak yer aldı. Raportörlük görevini ise Çağrı Adil, Furkan Akar, Ayhan Aydın, Mualla Aytekin, Asiye Betül, Serra Çakır, Ahmed Deniz, Beyza Nur Uğur ve Ömer Yazıcı üstlendi. 

     

     

    Erkam Aydın, sunumunu "İslam sanat düşüncesinde müziğin yeri" başlığıyla gerçekleştirdi.

     

    Müzik ve ilham

     

    Müziğin kaynağı ilahi bir içgüdüye dayanır; besteci için bir deşarj, toplum için ise bir şarj işlevi görür. Bir müzik eserinin doğumu, sancılı bir süreçle dünyaya gelen bir bebeğe benzetilir. İlhamla başlayan bu yolculuk, eserin olgunlaşma ve tamamlanma aşamalarını içerir. Müziğin büyüleyici gücü, dinleyicinin ruhuna işleyerek derin bir duygusal birleşim oluşur. Elektrik yüklü bulutların şimşeklerle boşalıp yağmurla ferahlık getirmesi gibi, müzik de dinleyicinin içsel alevlerini yatıştırır ve huzura kavuşturur. Gözyaşları, eserin zaferini simgeleyen pırlantalar gibidir. Zaman içinde şekillenen bir sanat dalı olarak müzikte ilhamın rolü büyüktür; diğer sanatlar kuş gibi süzülürken, müzik esen bir rüzgar gibidir ve bu rüzgar ancak ilhamla var olabilir.

     

    Doğu ve Batı

     

    Batı ve Doğu arasında köprü kuran sanatçılar arasında Ludwig Van Beethoven önemli bir yer tutar. Özellikle Atina Harabeleri adlı eserinde İslam kültürü ve mistik öğeleri derinlemesine işlediği görülmektedir. Bu eserde Kabe ve Miraç konularına değinerek Hz. Muhammed’i (sas) yeni bir perspektifle ele almıştır. Benzer şekilde, Antonio Vivaldi’nin Dört Mevsim eseri, Bediüzzaman Said Nursi’nin Tabiat Risalesi ile benzer bir anlayış sunarak doğanın döngüsü üzerine felsefi çıkarımlar yapmamıza olanak tanır. Osmanlı döneminin önemli bestecileri Dede Efendi, Itri ve Hacı Arif Bey’in eserleri, Batı müziği ile geleneksel doğu müziği arasında belirli benzerlikler ve etkileşimler taşımaktadır. Ancak tarih boyunca toplumsal ve siyasi ayrımlar bu kültürel etkileşimleri sınırlamıştır. Günümüzde ise müziğin evrensel dili sayesinde bu engellerin aşılabileceğine dair umutlar vardır. Bu duruma örnek olarak, İzmir Devlet Opera ve Balesi’nin eski şeflerinden Walter Strauss’un, Itri’nin Segah Tekbiri’ni dinledikten sonra eserin kendisini derinden etkilediğini ifade etmesi, müziğin farklı kültürler arasında anlayışı güçlendiren bir araç olduğunu göstermektedir.

     

     

    Prof. Mehmet Gümüşkılıç, "Kültür ve Sanat Çerçevesinde Gençlerin Dilinin Muhafaza Edilmesi" konusunda değerlendirmelerde bulundu.

     

    Türklerin tarih boyunca kurdukları medeniyetler ve İslam’a yaptıkları hizmetler göz önüne alındığında, ana dilin muhafazası, kültürel aidiyetin korunması ve sanat eserlerinin tanıtılarak genç nesillere aktarılması büyük bir sorumluluktur. Ancak, özellikle yurt dışında yaşayan Türkler arasında ana dile ve kültüre karşı bir yabancılaşma gözlemlenmektedir. Ailelerin Türkçeye yeterince önem vermemesi ve kendi dillerini ikinci plana atması bu durumun temel nedenlerinden biridir. Gelecek nesilleri kaybetmemek adına, Hocaefendi’nin de büyük önem atfettiği Türkçeyle ilgili faaliyetlerin artırılması ve ailelerin bu konuda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Eğer Türkçe ihmal edilirse, genç nesillerin kimlik ve kültürel bağlarını yitirme riski artacaktır. Bu nedenle, Hizmet Hareketinin bu konuyu her platformda gündeme getirmesi büyük bir önem taşımaktadır.

     

    Kültür Mirasının Evrensel Dili Olarak Sanat

     

    Rumi Sanat Enstitüsü (Rumi Art Institute), Rotterdam, Hollanda’dan Dr. Mehmet Refii Kileci, sunum yaptı.

     

    İlim, sanat ve medeniyet insanlığın ortak mirasıdır ve en büyük sanatkâr olan Allah, kâinatı en mükemmel şekilde yaratmıştır. Kur’an ve kâinat kitabında geçen birçok ilahi isim, Allah’ın sanatındaki üstünlüğü gözler önüne sermektedir. Son iki yüzyıldır bilim, sanat, kültür ve medeniyet alanlarında büyük bir gerileme yaşayan Müslüman toplumların, hem kendi dünyalarına hem de insanlığın barış ve refahına katkı sağlayacak şekilde yeniden yükselişe geçmesi gerekmektedir. Tarih boyunca toplumların çöküşü genellikle sanatın yozlaşmasıyla başlamış ve bu süreç maddi ve manevi değerlerin kaybına yol açmıştır. Oysa sanat, geleceği inşa etmede önemli bir araçtır. İslam sanatlarında soyutlama anlayışı hâkimdir ve bir Müslüman sanatçının temel amacı, Allah’ın yarattığı güzellikleri yansıtmak ve insanlığa fayda sağlamaktır. Bu nedenle, sanatın Allah rızası için icra edilmesi esastır.

     

    Sanatın Günümüzdeki Önemi

    Sanat, yeryüzü mirasçılarının sekizinci vasfı olup günümüzde önemini daha da artırmaktadır. Herkesin sanatkâr olması gerekmez; ancak sanatı anlamak, takdir etmek ve estetik değerlerden faydalanmak bir sorumluluktur.Bediüzzaman Said Nursî, “İnsanlık âhir zamanda ulûm ve fünuna dökülecektir .” diyerek ilim ve sanatın gelişeceğini öngörmüştür. Arapça'da “fünun” kelimesi hem pozitif bilimleri hem de sanatı ifade eder. Bediüzzaman, bu süreci bir şelalenin hızla akışına benzeterek bilim ve sanatın gelecekte büyük bir ivme kazanacağını belirtmiştir. Nitekim bu öngörü gerçekleşmiş ve günümüzde bilim ve sanat giderek daha fazla değer kazanmaktadır.

     

    Sanatın Evrensel Dili

     

    Sanat, kültürümüzün özgün ruhunu ve maneviyatını yansıtarak dünya ve insanlığa büyük katkılar sunmamızı sağlar. İnsanlar arasında en güçlü iletişim ve bağ kurma aracı olan sanat, farklı kültürleri buluşturur, kaynaştırır ve ortak değerleri güçlendirir. Her milletin sanatı kendine özgü güzellikler taşısa da, bizim sanatımız vahye, 1400 yıllık birikime ve derin bir maneviyata dayanarak diğer sanat akımlarından ayrılmaktadır. Bu birikimi gelecek nesillere aktarmak ve sanatın evrensel gücünü doğru kullanmak hepimizin sorumluluğudur. 

     

    Ünlü ressam Pablo Picasso, sanatında soyutlamayı İslam sanatında bulduğunu ifade etmiştir. Türk ressam Nurullah Berk, Picasso’nun en çok hayran olduğu İslam sanatının hat sanatı olduğunu belirtmiştir. Paris’e giden Türk ressamlarıyla sohbet eden Picasso, onlara Batı sanatını taklit etmemeleri gerektiğini, çünkü hat sanatının modern sanatın ulaşmaya çalıştığı noktaya yüzyıllar önce vardığını söylemiştir. Türk ressam Hasan Kıvrık’ın kendisinden eğitim almak istemesi üzerine Picasso, ona kendi sanatını incelemesi gerektiğini belirterek, “Biz bugün sanatta sizin hattatlarınızın yaptıklarını yapmaya çalışıyoruz.” demiştir. Picasso’nun bu konudaki meşhur sözü ise şudur: “Eğer İslam hat sanatını bilseydim, asla resimle uğraşmazdım.”

     

    Sanat ve İslam

     

    Fransız filozof Roger Garaudy, İslam sanatlarının soyutlamaya yönelmesini ilahi aşkınlık anlayışıyla açıklayarak, “İslam sanatları insanı camiye, cami ise insanı ibadete götürür.” demektedir. Ona göre, İslam sanatı doğayı taklit etmek yerine estetik bir soyutlama yöntemi kullanarak modern sanat için önemli bir ilham kaynağı olmuştur. 

    Benzer şekilde, ünlü Fransız ressam Henri Matisse, sanat yolculuğunun kökenlerini “Bana ilhamlar hep Doğu’dan gelmiştir.” sözleriyle ifade etmiş ve İslam sanatının ruhuna hitap ettiğini belirtmiştir. İslam sanatının estetik ve manevi derinliği, sanatseverler ve düşünürler için ilham kaynağı olmaya devam etmektedir.

     

    Gülen düşüncesinde sanat ve estetik

     

    Fethullah Gülen’in kaleme aldığı edebiyat, sanat ve estetik üzerine bu harika makaleler de önemli bir şehrah açıyor zihin dünyalarımıza: Mûsıkî üzerine Düşünceler, Düşüncenin Edebiyatla Sunulması, Dar Bir Açıdan Şiir, Kültür Problemimiz ya da Kendimiz olma (1), İslâm düşüncesinin ana karakteristiği, Edebiyatın Gücü, Kendi dünyamıza doğru, Yenilenme Fantezisi, Spor ve Diyalog Süreci.

     

    Bu kapsamlı organizasyon, sanat ve estetik alanındaki farklı bakış açılarını bir araya getirerek verimli bir tartışma ortamı oluşturmayı amaçladı ve başarılı bir şekilde tamamlandı. Takdir edersiniz ki, bu değerli fikirleri ve araştırmaların hepsine sınırlı bir köşe yazısında yer vermek zor, sadece iki yazı dizisi ile nazarlarınıza dikkat çekmek istedim. Emeği geçen herkese gönülden teşekkürlerimi sunarım.

     

    Divan kitapçığı bu linkten okunabilir:

    https://tr.hizmetwiki.com/img_auth.php/hw_mw_tr_public/2/21/Sanat_ve_Estetik_Divan_Kitab%C4%B1.pdf

     

    04 Mar 2025 11:06
    YAZARIN SON YAZILARI