Eserinizle övünün

Ercümend PERVER

Ercümend PERVER

26 Oca 2017 18:28
  • Devrin Yezid’i, 17 – 25 Aralığın ertesinde yaklaşan yerel seçimleri kast ederek, “Halkımız yerel seçimde yeterli desteği verirse paralel yapıyla mücadele için gerekli adımları atacağız” demişti. O gün için bunun manasını kavrayamayan halkımız o kadar yolsuzluk haberlerine rağmen % 40’a yakın destekle hükümete “Arkanızdayım. Hizmet hareketine gereğini yapın” dedi.

    Ey! İstikrar bozulmasın; borç aldım, kredi çektim, çalıyorlarsa da çalışıyorlar diyen; Kur’an’ın ifadesiyle “İçimizdeki ahmaklar” Kime nasıl destek verdiğinizin farkında mısınız? Lafa gelince softalıkta mangalda kül bırakmayanlar. Size soruyorum; bir çorba dolusu kazana bir damla şarap damlasa dökecek olanlar, haramın azı da çoğu da haram olduğuna gönülden inananlar. Hele hele bizzat sizin cebinizden haksız yere birisi kuruşunuzu dahi alsa kıyameti koparırsınız. Ama milletin hazinesine gitmesi gereken paralar birilerinin cebine giderken neden rahatsız olmazsınız da “Canım tek onlar mı yapıyor hırsızlığı” diyecek kadar arsızlaşırsınız. Evet sizlerin sayesinde karıncayı dahi incitmemiş 70 bine yakın insan saçma sapan gerekçelerle hapishanelerde işkence görüyor. Oysa daha dün denecek kadar yakın bir zamanda şimdi terörist dediğiniz bu masum insanlara çocuklarınızı teslim etmek için yarışıyordunuz.

    On binlerce insan aşından ekmeğinden oldu. Toplumdan soyutlanıp terörist diye damgalandı. En yakınları bile selamı kesti. Daha ilk okula giden çocuklar bile terörist diye yaftaladığınız insanların çocuklarını aralarına almaz oldular. Tutturdunuz “Bu kadar insan yalan mı söylüyor. Herkes aynı şeyi söylüyor. Biri yalan ikisi yalan hepsi mi yalan” diye. Bilmez misiniz be hey ahmaklar “Yalanı çok kişinin söylemesi yalanı hakikat yapmadığını” Siz hiç araştırdınız “Milli irade milli irade, Çoğunluk” diye tutturduğunuz şeyin manasını. Hiç açıp okur musunuz bir Kur’an mealini. Sadece benim dikkatimi çeken; saymadım ama onlarca yerde geçen “Çoğunluk hakikati görmez. Çoğunluk sapıtmıştır. Çoğunluk gafildir” Çoğunluk ile başlayıp olumsuz ifadeyle biten onlarca ayetten haberiniz var mı? Bilir misiniz geçmiş Peygamberlere iman eden kaç tane insan vardı. Meselâ Hz. Nuh, 950 yıl yaşamış ama inanan insan sayısı bir gemiyi doldurmamıştı. Hz. Lut’a kaç kişi iman etmişti? İman etmeyenlerin arasında en yakını, eşi de vardı. Yüz yirmi dört bin Peygamber içinde inanların sayısı inanmayanlara göre ne kadar azdı. Hz. İsa’ya iman etmiş sadece on iki havarisi vardı. Allah aşkına şimdi bu peygamberlerin davası batıl mıydı? 

    Evet şimdi sizden aldığı destekle neler yaptığını biliyor musunuz bu zalimin. Biliyorsunuz muhalif tek yayın organı bırakmadı bu zalim. Siz nereden bileceksiniz yaşanan haksızlık ve hukuksuzlukları. Sadece duyduklarımızı bizim haberdar olduğumuz hadiseleri burada anlatsak yüzlerce ciltlik ansiklopedi olur. İşte sadece bir günde bize gelen haberlerden iki tanesini örnek vereceğim.

    Birincisi: “Yeni Çağ” gazetesi yazarı Ahmet TAKAN’a bir bayan kardeşimiz göndermiş. İşte feryadı. Zerre kadar insafınız kaldıysa ona havale ediyorum. 
    Polis memuru Bilal K0NAKCI. Sene 2009. İzmir'de görev yapan 18 bomba imha uzmanından biriydi. Takvim yapraklarının 5 Şubat 2009'u gösterdiği gün Aliağa Lisesi'nin önünde bir vatandaşın şüpheli paketi görüp polise ihbar etmesiyle, İzmir'in kuzey bölgesindeki tek bomba imha uzmanı olan Bilal KONAKCI, göreve çağrıldı. Kahraman polis memuru  yaptığı inceleme sonrasında paketin kapalı bir alanda imha edilmesine karar verdi. Polis memuru K0NAKCI, Aliağa Emniyet Müdürlüğü'ne taşıdığı bombayı imha etmeye hazırlanırken, bazı sesler duydu. Bombanın aktif hale geçtiğini gördü, o an binada bulunan meslektaşlarını, işleri için gelen insanları düşündü. Fazla zamanı olmadığı için hemen kararını verdi, bombayı alıp hızla kapıya yöneldi, merdivenin altına attığı bomba şiddetle patladı. K0NAKCI, kanlar içinde ve bazı uzuvlarını kaybetmiş olarak Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaşamasından ümit kesilirken direndi ve hayata tutundu.
    Sonrası?.. 
    Gazi polisimizin eşi Özlem K0NAKCI’nIn bana gönderdiği e-postadan;
    "İzmir Aliağa'da yaşamaktayım. Eşim Gazi emeklisi Bilal K0NAKCI ile 2003 tarihinde evlendim. Biri 3 yaşında (Elif) diğeri 13 yaşında (Emine) iki kızımız var.. Göndermiş olduğum Ege Üniversitesi Hastanesi Özürlü Sağlık Kurulu Raporunda da görüleceği üzere eşim yüzde 98 engellidir. 
    20 Aralık 2016 Salı günü sabah 07:30'da Fetö/PDY soruşturması kapsamında evimize polisler geldiler. Ellerindeki fotoğrafa bakarak eşime Bilal K0NAKCI olup olmadığını birkaç defa sorarak teyit etmeye çalıştılar. Çünkü ellerinde bulunan fotoğraf eşimin patlamadan önceki haline ait fotoğraftı. Polis memurları eşime 'Bir yanlışlık olmalı' deyip bir taraftan evde arama yaparken diğer taraftan savcıya ulaşmaya çalıştılar. Ancak ulaşamadılar. Ben eşimin durumunu anlatmama rağmen polis memurları götürmek zorunda olduklarını ifade ettiler. Ancak merak etmememi akşama ya da en geç Cuma gününe dönebileceğini söylediler. Ama eşimi 21 gün gözaltında tuttular. 10 Ocak 2017 Çarşamba günü akşam saat 20:00'de çıkarıldığı mahkemede ifade alınmaya başlandı. Eşimin ifade verdiği Baro'nun tahsis ettiği avukat mahkemeye gelmeyip son anda başka bir avukat geldi. Ancak gelen avukat ifadelerden habersiz olduğu için herhangi bir savunma yapamamıştır. Bu olumsuzluklar neticesinde yüzde 98  engelli olan eşim tutuklandı ve 12 gündür Menemen Hatundere T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda en zor şartlarda tutulmaktadır. 
    Eşimi götürdüklerinden beri büyük kızım hiç kimse ile konuşmuyor. Küçük kızım gecenin bir vakti kalkıp babasını sorup pencereden dışarıya bakıyor ve babasının gelmesini bekliyor. Düşünün ki bu çocuk daha henüz 3 yaşında. Babası engelli olmasına rağmen kızlarımızla çok ilgili bir babadır. Ben zaten artık ne uyuyabiliyor ne yemek yiyebiliyor ne de çocuklarımla ilgilenebiliyorum. Çünkü eşim benim en büyük destekçimdi. Engelli olsa bile onun varlığı yetiyordu. Biz zaten eşim Gazi olduktan sonra çok zor şartlardan geçtik. Çocuğumun psikolojisini eşimin psikolojisini düzeltmek için çok uğraştım. Tam düzelip eşimin bu durumuna alıştık derken bu olayla karşılaştık. 
    Şimdi sizin aracılığınızla bize bunları yaşatanlara soruyorum. Gözleri görmeyen, ellerini kullanamayan ve yürüme zorluğu yaşayan eşim orada nasıl yemek yesin? Tuvalet ihtiyacını nasıl gidersin? Kişisel bakımını nasıl yapsın? Eşyalarını nasıl yıkasın? 
    Bize isnat ettikleri suçlarla Fetö/PDY ile uzaktan yakında ilgimiz bulunmamaktadır. 2009 yılından beri yüzde 98 engelli olan eşim isnat edilen suçları nasıl işlemiş olabilir. Bu konuda sesimiz olmanızı istiyorum." 
    Ege Üniversitesi Hastanesi'nin, polis memuru Bilal K0NAKCI için verdiği  raporun sonuç bölümünde, "Özür durumuna göre, tüm vücut fonksiyon kaybı oranı; yüzde 98" yazıyor. 
    Özlem K0NAKCI ile telefonla görüştüm. Milletvekillerine mektup yazmış, sesini duyuramamış. Eşi hâlâ tutuklu. Özlem K0NAKCI, "Ne olduğunu bilmiyoruz, açık bir şey de söylemiyorlar. Sadece suçluyorlar. Ne yapacağımızı bilmiyoruz" dedi. 
    Çok sıkıntılı olduklarını dile getiren Özlem K0NAKCI şunları söyledi; "Eşim yanında biri olmadan ya da yardım etmeden tuvalete bile gidemeyecek gidemez. Bırakın onu evin dışına çıkamaz. Yemesi içmesi... Birisi yemeğini önüne koyup da kaşığını eline vermediği sürece yemeğini bile yiyemez. Eşimi oradan kurtarmam lazım. Bana yardım edin. Psikolojisini düzeltmek için çok uğraştım bir anda yıktılar"

    Burada Ahmet TAKAN Bey yetkililere sesleniyor. 

    Ey, ilgili yetkililer!.. Elinizi vicdanınıza koyun. Bu cefakar anne ile ilgilenin. Allah rızası için yanına bir gidip de dinleyin onu!.. 

    Boşuna feryadın Ahmet kardeşim. Bu yetkililer vicdanını çoktaan menfaatin pazarında sattılar. 

    İkincisi: 23 Ocak 2017 günü yaşandı. 
    Abdullah Gökçek Hizmet Hareketi'ne yönelik soykırım kapsamında geçtiğimiz aylarda tutuklanmıştı. Biri engelli 5 çocuğa bakmak anne Nâgihan Gökçek'e kalmıştı. Nâgihan Gökçek çocuklarını alıp Ankara Sincan Cezaevi'nde yatan babalarını görmeye gidiyor. Ama zulümde sınır tanımayan AKP iktidarı biri engelli 5 çocuğun gözü önünde anne Nâgihan Gökçek'i de gözaltına alıyor. Çocuklarsa kış günü sokakta kalıyor.

    Çocuklardan en büyüğü kardeşlerinin cezaevi otoparkındaki feryadını kayıt altına almış YouTube’da var açıp izleyin küçük yaşta kardeşlerinin yükü omuzuna binmiş yavrunun feryadını. Neymiş Nâgihan kardeşimizin suçu? “Mahallesinde ev tutup kalan üniversite de okuyan kız öğrencilere yardım için yapılan kermeslere pasta poğaça yaparak destek vermesi” Kına yakın ey zalimin destekçileri. Eserinizle öğünün. 
    Ercümend PERVER
    26 Oca 2017 18:28
    YAZARIN SON YAZILARI
    YAZARLAR