Dayan be yüreğim!
Akın karadan ayrılacağı günler hatrına dayan. Sana atılan iftiralardan mahçup
olunacağı günler hatrına dayan. Firakın vuslatla neticeleneceği anlar hatrına
dayan. Haklılığın anlaşıldığı an ki haklı çıkmanın verdiği, gönlün huzura gark
olacağı anlar hatrına dayan.
Dayan be yüreğim! Dağılan ailene kavuşacağın mutlu yıllar hatrına dayan. Dinlediğin hüzzam şarkılar yerine neşeyle hatıraları yad edeceğin günler hatrına dayan. Gurbetin soğuk gecelerinin mehtaplı yaz akşamlarına inkılap edeceği günler hatrına dayan. İmtihanın imanın kadar. İmtihanı kazanıp beraatını alacağın an hatrına dayan.
Biliyorum zordur dayanman ama dayanman gerek. Köpekler salya attı, akrepler soktu, yılanlar ısırdı diye sen salya atamaz, akrep gibi sokamaz, yılan gibi ısıramazsın. Sen eşrefi mahluksun bu potansiyeli taşıyorsun. Senin kalbine Allah’ın Rahman sıfatı tecelli etmiş. O’nun senin kalbine vurduğu muhabbet mührünü taşıyorsun.
Seni anlamasını bekleme körden sağırdan şaştan. Zira nasibi yok her şeyden önce o talihsizlerin davadan aşktan. Varsa yoksa kabre kadar eşlik edecek vefasız masivaları. Ve öldüklerinde arkalarından lanetle anılacak icraatleri ve utancın en katmerli mirası.
Dayan be yüreğim! Bak hiç olmazsa iftiracı olman için günlerce akla hayale gelmedik işkencelere maruz değilsin. İşkencelere dayanamayıp sevdiklerine cansız bedenini bile teslim etmeyip “Biz bunu hainler mezarlığına defnedeceğiz” diye tutturmuyorlar. Bunları düşün de dayan. Ve her şeyden önemlisi kaderin payını unutma. Cennetin cehennemin hikmetini anlamaya çalış. İmtihanın sırrını kavramaya çalış da dayan yüreğim dayan.
Dayan be yüreğim! Bir hapishane görüşünden dönerken aklın zorlandığı, adına kaza denilerek, ters yöne girmiş bir resmi araçla, aynı arabada Anne, baba, kardeş ve enişteyle birlikte dört kişi katledilir ve katleden iktidara mensup bir partili belediyenin şoförü. Karakola dahi götürülüp ifadesi alınmaz. Ama zalimin beslemesi, ilke nedir bilmeyen, insanlıktan nasipsiz, hedefe götüren her yolu mübah gören, havuzun sazanları bu katliamı “Fötöcü hain(!) annesini, babasını, kardeşini ve eniştesini itirafçı oldukları için öldürttü” diyecek kadar alçaklaşan bir iftiraya maruz kalmadığına şükrederek dayan
Dayan be yüreğim! Hapishanelerde yeni doğan bebeklerini emzirilmeye müsaade edilmeyen kadınların sancılarını dindirmek ve sütlerinin kesilmemesi, “Belki yarın müsaade ederlerde yavrularımızı emziririz. Sütümüz kesilmesin” diye sütlerini sağıp lavabolara döktüklerini düşün de, şiddetlenen baş ağrılarına tahammül et yüreğim.
Dayan be yüreğim! Bak seni ve eşini içeri alıp bakıma muhtaç çocuklarını yetimhaneye verip orada da tecavüzcü vakıf görevlilerine teslim edilmediğini düşün de bin kere şükredip Rabbi’ne, ve razı ol haline. Biliyorum duyguların tarumar olmuş. Onların acılarını sende duyuyorsun. Ama unutma acıları duymak başka şey yaşamak başka bir şey.
Dayan be yüreğim! Bir çok hastalığına rağmen ilaçların verilmeyerek ölüme terk edilmediğini düşün de dayan. Bu hassas bünyenle kardeşlerinin maruz kaldığı ağır şartlara nasıl tahammül edebilirdin düşün de dayan. Açık görüşlerde sevdiklerinle arana yaklaşma mesafesine sınır getirilmesine, hele masum yavrunun sana sarılmak istediğinde sarılmasına engel olunduğunda nasıl dayanacaktın.
Dayan be yüreğim! Kapalı görüşlerde; “Anne şu camı kır da babamı öpeyim” diyen yavrunun feryadını duyduğundaki haleti ruhiyeni düşün de dayan. Bak uzak da olsan sevdiklerine, görüş günlerindeki arkadaşlarının eşinden sakladığı onur kırıcı işkenceleri anlatamamanın verdiği ızdırabı yaşamadığını düşün de, uzaktan uzağa da olsa el sallayabiliyor, öpücükler atabiliyorsun, yaşarsa da gözlerin her telefon görüşmesinde.
Dayan be yüreğim! Uykusuz gecelerin bir gün sevdiklerinle sabaha kadar muhabbetle geçireceğin günler hatrına. Dayan! Sevdiklerinin senin sağlık haberine ne kadar ihtiyacı olduğunu düşün de dayan. Dayan! Davanın büyüklüğünü düşün de dayan. Hz Ebu Bekir Efendimiz, Efendisinin ve efendimizin (SAV) can güvenliğin edişesiyle etrafında nasıl dört döndüğünü hicret gününü düşün ve Mekkede bıraktığı savunmasız Aişe’sini, Esma’sını, Abdullah’ını eşi Ümmi Ruman’ın halini düşün de dayan.
Dayan! Dayandığın davanın ahirinde Rabb’in rızasına nail olacağını düşün de dayan.
Ercüment PERVER