BAŞLARKEN
Her dönemine eğitim ve öğretim çalışmalarının hakim olduğu, öğretmenlikle başlayıp eğitim yöneticiliği ve akademisyenlikle devam eden otuz yıllık profesyonel hayatımın son dört yıllı Türkiye’de esmekte olan hukuk ve adalet yoksunu kavurucu havanın etkisine maruz kaldı.
Hayatının önemli bir bölümünü yoğun eğitim atmosferinde geçirmiş birisi olarak ihtiyacım, cigerlerimi çektiğim hava kadar düşünce ve fikirlerimi de paylaşabileceğim bir ortamdı. Böyle bir imkanı sunduğu için Samanyolu Haber ekibine minnettarım.
Benim için ayrılan bu alanda, akademik çalışmalarımın da merkezini oluşturan; işletme bilimi içerisinde ele alınan yönüyle yönetim, liderlik, organizasyon, organizasyon davranışları, organizasyon içinde birey davranışları konularındaki fikirlerimi paylaşma ve sizlerden gelecek yorumlarla da onları geliştirme fırsatını yakalamanın mutluluğunu yaşıyorum.
Bana vereceğiz desteklerinizden dolayı şimdiden sizleri teşekkür ediyorum.
DR. ÖMER ÖZDEMİR
FIRSATLAR BEKLE(TİLE)MEZ...
Bir Afrika sözü der ki:
‘’Her sabah Afrika’da bir ceylan uyanır. Kafasında tek bir düşünce; en hızlı koşan aslandan daha hızlı koşabilmek, yoksa aslana yem olacaktır.
Her sabah Afrika’da bir aslan uyanır. Kafasında tek bir düşünce; en yavaş koşan ceylandan daha hızlı koşabilmek, yoksa açlıktan ölecektir.
Aslan da olsanız, ceylan da olsanız, güneş doğduğunda bilmeniz gereken dünden daha hızlı koşuyor olmanız gerektiğidir. Aksi takdirde ertesi gün olmayacaktır.
Aslansanız ve en yavaş koşan ceylanı dün yakalamışsanız ve bugün bir ceylan daha yakalamak istiyorsanız, artık bilmelisiniz ki en yavaş ceylan bugün sizden daha hızlıdır. O halde düne göre bugün hızınızı artırmanız gerekmektedir.
Ceylansanız ve henüz aslan sizi yakalamamışsa bugün dünden daha hızlı olmalısınız. Çünkü aslanın hedefinde siz olabilirsiniz.
Afrika çöllerindeki hayat koşuşturmacasında, devam edebilmenin tek koşulu var: Dünden daha hızlı koşmak.’’
Dr. Bahtiyar Eren’in Yalın Yönetim ve Teknikleri adlı kitabında, Thomas L. Friedman’ın Dünya Düzdür adlı kitabından aktardığı bu Afrika sözü bize; ister aslan olalım isterse ceylan, güneş doğduğunda koşmak zorunda olduğumuzu anlatır. Hem de dünden daha hızlı. Böyle bir ortamda ayakta kalabilmek, hayatı devam ettirebilmek ise, yeni doğan güneşle birlikte oluşan şartlara uymak ve kapıya çalan fırsatları değerlendirmekle mümkün olacaktır.
Fırsatlar doğduğunda, çekingenlik ve ürkekliğin tehlikesinden sıyrılmak cesaretle üzerlerine atlamak hiç şüphesiz hazır olmayı gerektirir.
Fırsatlar ortaya çıktığında, başarısızlığa sürükleyen şüphe ve tereddüt iklimine yakalanmadan cesur karar verebilmek için de gerekli donanımlara sahip olmak gerekir.
Hızlı tempoda seyreden iş, kariyer ve hayat akışı zaman zaman değişik sebeplere bağlı olarak yavaşlayabilir, kesintilere maruz kalabilir veya durabilir. Buna sosyoekonomik faktörler veya küçük bir virüs sebep olabileceği gibi yerine göre bir hastalık, bazen de bir haksızlık ve hukuksuzluk yol açabilir. Bu sebeplerin kaynağı kişinin kendisi veya kendi dışındaki etkenler de olabilir.
Ancak, her gecenin de bir sabahı olduğu unutulmamalı, güneş doğduğunda daha hızlı koşmaya başlayabilmek için bu dönemde oluşan bol vakit ve imkan iyi değerlendirilmelidir. Rutinin bozulması ile oluşan belirsizlik girdabına yakalanmamak önemlidir. O zamanların verimli kılınması, güneşle beraber koşmak için gerekecek enerjinin biriktirilmesi, o donanımın kazanılması, en çok insanın kendi kendini motive ve disipline etmesine bağlıdır. Başarının özünde insanın kendi gayret ve katkısının yattığı göz ardı edilmemelidir.
Yaşamakta olduğumuz şu Covid-19 sürecinde hemen hemen dünyanın her yerinde, yediden yetmişe herkes evine kapanmak zorunda kaldı. Dışarıya çıkamadı. Bazı insanlar bu dönemde bile iyi bir planlama ile kendilerini, işlerini ve mesleklerini geliştirici çalışmalara devam ederken bazıları ise boşa geçirdi. Halbuki öyle yada böyle bu izolasyon sürecinin bir sonunun olduğunu öngörüp akabindeki yoğun rekabet ortamında başarılı olabilmek için kendimizi geliştirici ve güçlendirici çalışmaları gerçekleştirmek en akıllıcası olacaktır.
90 milyon Euro bonservis bedeli ile Napoli’den Juventus’a transfer olan Gonzalo Higuain’nin evde kalma sürecinde aldığı fazla kiloları ile son hali teknik heyeti hayrete düşürüp, antreman sonrası çekilen ve medyada paylaşılan kilolu fotoğrafları taraftarın tepkisini çekmeye devam ederken, öte tarafta, yapılan fiziksel testlerde Portekizli 35 yaşındaki Cristino Ronaldo’nun Mart ayına göre tüm verilerde daha üst seviyeye çıktığının açıklanması, evde kalma sürecini fırsata dönüştürmüş olması sevenlerini mutlu etmiştir. Elbetteki bu iki futbolcunun önümüzdeki günlerde sahalarda segileyecekleri performansları evde kalma sürecinin onlar üzerindeki kazanımlarının etkilerinin yansıması olacaktır.
Gazeteci Ahmet Altan, Türkiye’de demokrasinin kesinteye uğradığı, hukuk ve adaletin yok edildiği, halen yaşanmakta olan soykırım sürecinin mağduru yüzlerce medya mensubundan birisidir. 1138 gün sonra cezaevinden tahliye edildiğinde yaptığı ilk açıklaması; ‘‘Yıllarım kaybolmadı. Yıllarımın kaybolmasına izin vermedim. Kitaplar yazdım. Yıllarımı o kadar kaybetmem ben…” şeklindeydi.
Louis Pasteur’ün ifade ettiği gibi ‘’Şans sadece hazırlanmış zihinleri destekler.’’ Bu kesinti dönemlerinde rutinlerden çıkıp, yenilikçi ufuk genişletilmeli, farklı perspektifler kazanılmalı, hobilerle, imkan dahilindeki seyahatlerle ve okunan kitaplarla bilgi dünyası büyütülmeli ki, şans kapıyı çaldığında hem zihinsel hem de kişisel ve ruhsal donanım onu değerlendirmeye hazır halde olmalıdır.
Bu hazırlık kişinin kendi özel durumlarına göre farklılıklar gösterecek, özellikle geçmiş eğitimleri, iş ve meslek hayatı en belirleyici faktörler olacaktır. Bazı insanlar daha önceki bilgi ve becerilerini geliştirmeye yoğunlaşacak, maden ocağında derinlemesine ilerleyecek ve öze ulaşmaya çalışacak, bazı insanlarda farklı alanları keşfetme tercihini kullanacaktır. Ama bu dönemlerde özellikle yepyeni kapılar açacak olan orijinal fikirlerin doğmasını kolaylaştıracak çeşitlilik ve farkılılıklardan da kaçınılmamalıdır.
Yarın için hazırlık, bu gün elinden gelenin en iyi şekilde yapılması ise, o zaman yarınlarda daha hızlı koşabilmek ve ortaya çıkan fırsatları değerlendirebilmek için hazır olunmalıdır.
Çünkü fırsatlar beklemez, bekletilemez.
Fırsatlar, doğru yerde durup hazır beklemekle yakalanır.