Ey İslam güneşini ampule hapsetmeye çalışanlar!

Cuma Karaman

Cuma Karaman

21 Oca 2025 10:44

  • İslam, bir güneş gibi tüm insanlığa ışık ve rehberlik eden evrensel bir hakikattir. Bu güneş, yalnızca bir coğrafyayı, bir zümreyi ya da bir dönemi aydınlatmak için değil, bütün insanlığa adalet, merhamet ve hikmet taşımak için gönderilmiştir. Ancak ne yazık ki bu büyük hakikati, kendi dar görüşleriyle sınırlayan, İslam’ın engin mesajını kişisel çıkarlarına, mezhepsel dar kalıplara ya da ideolojik heveslere hapsetmek, onun ışığını sönük bir ampül gibi göstermeye çalışmaktadır.

     

    İslam güneşi, yalnızca bir topluluğun ihtiyaçlarını karşılamak için değil, insanlığın kalbine, vicdanına ve aklına hitap ederek onu karanlıktan kurtarmak için vardır. Ancak bazıları, bu büyük hakikati sanki kendi tekellerindeymiş gibi dar bir alana hapsetmeye çalışıyor. Onlar, İslam’ın derin ve kuşatıcı mesajını siyasi, ideolojik veya mezhepsel bir bakış açısına indirgediler. Halbuki bu, İslam’ın evrensel çağrısına yapılmış en büyük bir haksızlık ve onu insanlığa ulaştıran peygamberlerin mirasına karşı en büyük bir sorumsuzluktur.

     

    İslam güneşi, sınırsızdır. Onun ışığı, farklı renklere, milletlere ve kültürlere ulaşır. Ancak bu ışığı ampül gibi sınırlı bir çerçeveye hapsetmek, İslam’ın insanlığı kucaklayan şefkat ve rahmet boyutunu gölgelemektir. Güneşi dar bir fanusa hapsetmeye çalışanlar, onun gücünü ve derinliğini küçümserler. Bu yaklaşım, sadece İslam’a değil, aynı zamanda insanlığa da zarar verir. Çünkü İslam’ın gerçek mesajı, insanlığın her bir ferdine hakikat ve adalet götürmeyi hedefler.

     

    Ey İslam güneşini ampule hapsedenler! Bu dine ve insanlığa en büyük kötülüğü yapan sizlersiniz! Bu dar kalıplardan sıyrılmadığınız sürece, İslam’ın evrensel mesajını anlamanız mümkün değildir. Güneşi sönük bir ampül gibi göstermeye çalıştığınızda, hem kendi kalbinizi hem de başkalarının kalbini karartıyorsunuz ve insanları dini hakikatlere düşman hale getiriyorsunuz.

     

    Oysa İslam’ın ışığı, tüm evreni aydınlatacak kadar geniştir. Onu dar kalıplarınıza hapsetmek yerine, serbest bırakın! İnsanlığa ışık olsun, vicdanlara rehberlik etsin. Çünkü İslam’ın ışığı, ne mezhepsel çatışmaların, ne ideolojik kavgaların, ne de siyasi çıkarların sönük fanuslarına sığdırılabilir. O, bütün kainatı aydınlatan Allah’ın nurudur ve ancak özgürce parladığında hakikati yansıtır.

     

    Bu yüzden, İslam’ı bir ampül gibi gösterenlere değil, onu bir güneş olarak parlatanlara ihtiyaç vardır. Hakikatin kapısını açmak, vicdanları ve akılları özgür bırakmak, İslam’ın evrensel mesajını anlamanın ve yaşamanın ilk şartıdır.

     

    Ey İslam güneşini ampule hapsedenler! Bilin ki siz, bu dine yapılacak en büyük kötülüğü yapıyorsunuz. Çünkü İslam’ın engin rahmetini ve evrensel mesajını, kendi dar dünyalarınıza sıkıştırarak insanlığa hakikati ulaştırma görevinden sapıyorsunuz. Bu din, sadece belli bir topluluğa, coğrafyaya ya da zamana ait değildir. O, tüm insanlığın kalplerine adalet, barış ve hikmet ulaştırmak için gönderilmiştir. Ancak siz, o güneşi ampule hapsetmeye çalışarak, insanları karanlıkta bırakıyorsunuz.

     

    Oysa İslam, bir ideoloji değildir. İslam, ne bir hizip ne bir sınıf ne de bir grubun çıkarları doğrultusunda kullanılacak bir araçtır. O, Allah’ın koyduğu hakikat nizamıdır ve insanın kalbine, vicdanına ve aklına hitap eder. Sizin siyasi, mezhepsel ya da ideolojik ve örgütsel saplantılarınız, bu ilahi mesajın gerçek mahiyetini gölgeleyemez. İslam’ı bir milletin bir grubun bayrağı haline getirmek, onun evrensel rahmet mesajını daraltmaktır; bu da insanlığa yapılabilecek en büyük ihanettir.

     

    Ey dar kalıplarla düşünenler! Güneşin ışığını engellemeye çalışmak, ne kadar büyük bir kibir değil midir? Kendi dar dünyanızda oluşturduğunuz kurallarla bu dini küçültmeye çalışıyorsunuz. Halbuki İslam, sizin sınırlarınızın çok ötesindedir. Allah’ın kainatı kuşatan rahmeti gibi, İslam da her milleti, her kalbi ve her insanı kuşatır. Onu sınırlandırmaya çalışmak, onun ilahi boyutunu anlamamak demektir.

     

     

    Unutmayın ki İslam’ın nuru, bir ampul gibi yalnızca size veya sizin grubunuza ışık vermek için gönderilmedi. O, karanlıkta kalmış her insana rehber olmak için vardır. İslam’ın nuru, herhangi bir zümrenin çıkarlarına hizmet etmek için değil, tüm insanlığın kurtuluşu için parlamaktadır.

     

    Ey insanlığa bu ışığı götürme sorumluluğunda olanlar! Öncelikle bu dini dar kalıplardan kurtararak onu gerçek anlamda yaşayın ve yaşatın. İnsanların kalplerine İslam’ın Rahmanî mesajını ulaştırabilmek için kendi kalıplaşmış önyargılarınızdan sıyrılın. Çünkü İslam, ne sadece bir milletin ne sadece bir mezhebin ne de sadece bir grubun tekelindedir. Onun hakikati, kainatın her bir zerresinde tecelli eden Allah’ın nurudur.

     

    Bu güneşi tekrar serbest bırakmak, ona özgürce parlaması için alan açmak, her bir Müslümanın sorumluluğudur. Onu fanuslara hapsetmek yerine, insanlığa yeniden büyük bir ufuk ve derin bir perspektif sunacak şekilde anlatmak gerekir. İslam’ın rahmetini ve adaletini tüm insanlara ulaştıracak bir dille konuşmak, Müslümanların asıl görevidir.

     

    O halde, bu sorumluluğu yerine getirecek bir duruş sergileyin. İslam’ın hakikatini dar kalıplardan kurtarıp, onu yeniden evrensel ışığıyla insanlığa sunmaya çalışın. Çünkü İslam, sınırsız bir nurdur; onu ampül gibi gösterenlerin değil, güneş gibi parlatanların dünyasına ihtiyaç vardır.

     

    Ey mezar-ı müteharrik bedbahtlar! Gelen neslin kapısında durmayınız. Mezar sizi bekliyor, çekiliniz.”

    21 Oca 2025 10:44
    YAZARIN SON YAZILARI