Bir mum yak

Cuma Karaman

Cuma Karaman

12 Tem 2024 11:30

  • Elektrikler kesilmiş, her yer karanlığa bürünmüştü. Göz gözü görmüyordu. Bu zifiri karanlıkta, bir cümle dilinden dökülüverdi: “Sende bir mum yak.” Bu söz, doğuştan görmeyenleri, hep karanlık bir dünyada yaşayanları ve sonradan gözlerini kaybedenleri düşündürdü ona. Kendisini, sonradan gözlerini kaybedenlerle özdeşleştirdi. Renklerin ve suretlerin üzerine kapkara bir perde çekilmişti. Çevresindekileri göremiyordu.


    Bu sırada yalnızlığın ve tek başına kalmanın verdiği hisle ölümü ve kabri düşünmeye başladı. Hayatla olan ince bağı düşündü. Karanlıktan aydınlığa çıkmanın, karanlığa sövmekle, küfretmekle veya onu dövmekle olmayacağını, bir mum yakmak gerektiğini fark etti. Ancak mumu bulmak, onu yakmak için bir çakmakta gerekecekti.

     

    Nihayet mumu ve çakmağı buldu. Mumu yaktığında, artık uzakları göremese de etrafını görebiliyordu. Gideceği başka bir odaya, elindeki mum ile gitmeye başladı. Bu deneyim, ona ötede kabrini aydınlatacak ışığın, burada gerçekleştireceği salih ameller olduğunu hatırlattı. Bu inanç, içinde gittikçe büyüyerek güçleniyordu.

     

    Yalnızlığın Karanlığı ve Aydınlanmanın Gücü

     

    Karanlık, insana yalnızlığı en derin şekilde hissettiren bir durumdur. Elektrik kesildiğinde, gözlerin göremediği bir dünyaya adım atarız. Bu an, yalnızlığı, ölümü ve yaşamın geçici doğasını düşünmeye iter bizi. Karanlık, adeta hayatın belirsizliğini ve ölümün kaçınılmazlığını sembolize eder. Ancak bu karanlık içinde bile bir umut ışığı vardır; bir mum yakmak.

     

    Bir mum yakmak, karanlığı aydınlatmanın en basit ama en etkili yollarından biridir. Bu basit eylem, bize umut verir ve etrafımızı görmemizi sağlar. Karanlığa karşı bir mücadeledir bu. Aynı şekilde, hayatta da karşılaştığımız zorlukları, umutsuzlukları ve belirsizlikleri aşmanın yolu, küçük ama anlamlı adımlar atmak, umut ışığını yakmaktır.

     

    Salih Amellerin Aydınlığı

     

    Bir mumun ışığı, geçici bir rahatlama ve yön bulma aracı olabilir. Ancak hayatın gerçek aydınlığı, kalıcı ve anlamlı olan amellerle gelir. Öteki dünyada, kabri aydınlatacak olan da bu dünyada gerçekleştirdiğimiz salih amellerdir. Her bir iyi davranış, yardımseverlik, dürüstlük ve sevgi, gelecekteki aydınlığımızın kaynağını oluşturur.

     

    Mumu yakan kişi, sadece fiziksel karanlığı değil, ruhsal karanlığı da aydınlatır. Bu eylem, bir farkındalık ve bilinçlenme sürecidir. İnsanın iç dünyasında aydınlanma, karanlık düşüncelerden, umutsuzluktan ve korkudan arınma ile mümkündür. Karanlığa küfretmek veya onu dövmek yerine, bir mum yakmak, hayatın zorluklarına karşı bir direniş ve umut mesajıdır.

     

    Sonuç olarak, elektrik kesildiğinde başlayan bu düşünce yolculuğu, bize hayatın ve ölümün anlamını, yalnızlığın derinliğini ve aydınlanmanın gücünü hatırlatır. Her karanlık an, bir mum yakma fırsatıdır. Hayatın zorluklarına karşı umudu ve ışığı seçmek, en büyük direnişimizdir. Bu dünyada yapacağımız her salih amel, öteki dünyada bize yol gösterecek bir ışık olacaktır. Bu inançla, her karanlıkta bir mum yakmayı ve hayatı aydınlatmayı öğrenmeliyiz. O zaman sende bir mum yak. Karanlıkta kalmış bir gönülü aydınlat.
    12 Tem 2024 11:30
    YAZARIN SON YAZILARI