En son 14 Şubat 2023’te Almanya’da toplanan NATO üyesi ülkelerin savunma bakanları, Ukrayna'ya yeni modern hava savunma sistemi ve topçu mühimmatı sağlamak için anlaştılar. NATO’dan yapılan son açıklamalarda, Rusya’nın büyük çaplı saldırı hazırlıkları yaptığını, özellikle İzyum-Harkov yönündeki mevcut ilerlemeler, saldırının başlangıcı olarak anlatıldı. Toplantıya katılan ülkeler Ukrayna ordusuna farklı seviyelerde askeri yardımları ulaştırıyorlar. Söz verilen silahlar türüne göre, iki hafta ile altı ay içerisinde Kiev yönetimine ulaşmış olacak.
Daha öncede belirttiğimiz gibi, Ramstein toplantılarının en önemli sonucu, bazı NATO ve AB üyesi ülkelerin yardım konusunda bir bariyer aşmış olmaları. Hatta o kadar ki, AB liderleri, Avrupa Birliği Zirvesi'ni gerçekleştirmek için 3 Şubatta Kiev’i tercih ettiler. Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell zirve için geldikleri Kiev'de Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile bir araya geldi.
Batı yardımlarının, Ukrayna cephesine etkisi ise psikolojik güç ve pozitif motivasyonla birlikte, önemli miktarda askeri teknik araç elde etmesi oldu. Ayrıca, Batılı liderlerin ve savunma bakanlarının Ukrayna’nın yanında durma ve yardım konusunda konsolide olduklarını ve Ramstein’in sanki Ukrayna-Rusya savaşını takip eden bir karargaha dönüştüğünü görüyoruz.
Silahlar gerçek savaş koşullarında sahada test ediliyor
Ukrayna-Rusya savaşı aynı zamanda, bütün modern silahların denendiği bir laboratuvara dönüştü. Ukrayna ordusu her ne kadar ağırlıklı eski Sovyetler sistemlerini kullansa bile 2014'den beri Batı devletleriyle yoğun bir askeri işbirliğine girdi. Özellikle son bir yıl NATO ile entegre ülkeler tarafından üretilen yeni, modern silahların kullanımı konusunda sürekli eğitimler aldığını ve bu silahların cephelerde sıcak çatışmada kullanıldığını gözlemliyoruz. Dolayısıyla bazı devletler ve savunma sanayi üreticileri ellerindeki silahların kapasitesini görmüş ve sonuçlarını test etmiş oluyorlar. Hatta yaygın görüşe göre, Ukrayna'daki savaş mevcut silahlarda değişime ve yeni silahların üretimine yol açacak deniyor.
Bu konuda Ukrayna Savunma Bakanı Aleksey Reznikov, ABD merkezli düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi'nin düzenlediği panelde, "Bu savaşta modern sistemleri test etmek istiyoruz. Silah üreticilerini, ürünlerini burada test etmeye davet ediyoruz. Ukrayna temel olarak bir deneme alanına dönüşmüş durumda. Şu anda birçok silah, elinde kendi modern sistemleri olan Rus ordusuna karşı, gerçek savaş koşullarında sahada test ediliyor" ifadelerini kullandı.
Ayrıca Ukrayna savaşının istihbarat paylaşımları açısından da bir dönüm noktası olduğunu söylemek isterim. NATO üyesi olmayan bir ülke ordusuna, NATO ve üye ülkelerin istihbarat birimleri ve orduları yoğun bilgi akışına girdiler. Ve bu aleni şekilde istihbaratın ön planda olduğu yeni bir çatışma türüne tanık olduk.
Başka bir husus ise Rusya-Ukrayna Savaşı’nda her iki tarafın kullandığı siber saldırıların yoğunluğu. Bu saldırıların çoklu taraf arasındaki konvansiyonel bir çatışmanın doğrudan uzantısı ve tamamlayıcısı olarak ilk kez sahaya sürülmüş olması. Rusya’nın sadece konvansiyonel askeri saldırısını başlattığı 24 Şubat’ta ve takip eden günlerde değil, 24 Şubat’ın daha öncesinden başlayarak bugüne kadar görülmemiş yoğunlukta siber saldırılar kullandığı gerçeği.
NATO mercek altında
NATO kuruluşundan bu yana Rusya ile en gerilimli yılını geçirdi. Moskova, NATO'nun doğuya doğru genişlememesi, Ukrayna, Gürcistan, Moldova gibi ülkelere üyelik perspektifi verilmemesi konusunda hem NATO'dan hem ABD'den güvenlik garantileri istemişti. NATO, Rusya'nın bu taleplerine olumlu karşılık vermedi. 24 Şubat sonrası savaşın akışına göre üye ülkeler üzerinden Ukrayna’ya yardımlarını artırdı. NATO'nun Kasım ayı sonunda düzenlenen Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda da Ukrayna'ya desteğin artarak sürdürülmesi kararı çıktı.
Genel Sekreter Jens Stoltenberg’in ‘Rusya'nın Ukrayna'daki çatışmada zafer kazanmasının NATO'nun yenilgisi anlamına geleceği ve buna izin veremeyecekleri’ sözlerine Rusya’dan aynı tonda cevap gecikmedi. Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dimitri Medvedev, bu açıklamalarla 'NATO Rusya'yla savaştığını doğruladı' dedi. Medvedev, "NATO Genel Sekreterinin Rusya'nın zaferinin İttifak'ın yenilgisi olacağına dair tezi, bu bloğun ülkemize karşı savaşta yer aldığının doğrudan teyididir. Norveçli dürüst adam bunu sonunda itiraf etti" ifadelerini kullandı.
Rusya açısından ise “bir askeri operasyon” denilse bile aslında kapsamlı bir savaş devam ediyor. Dahası, NATO’nun tırmanışı, Rus ordusu içinden ve aşırı milliyetçi unsurlardan gelen büyük bir karşı saldırı yapma, hatta NATO’ya doğrudan saldırma yönündeki baskıları da artırıyor. Eskiden Stalingrad, yeni ismi ise Volgograd şehrinde yıllar sonra ilk defa Stalin’in heykeli dikildi. Yani belli bir noktadan sonra, tırmanış tırmanışı doğuruyor ve taraflar durdurmak istese bile kontrol altına alınamayan zincirleme bir reaksiyonlar devreye giriyor.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Ukrayna'daki savaşın sona ermesi için Rusya'nın kesin askeri bir yenilgiye uğraması gerektiğini söylemiş ve NATO ülkelerinin Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine silah tedarik etmesinin bu amaçla olduğunu açıklamıştı. Leningrad Kuşatması'nın önlenmesinin 80. yıl etkinliklerine katılan Putin ise Ukrayna'da, Rusya'nın kesin zaferinin olması gerektiğini söyledi… Karşılıklı bu kısır döngü açıklamaları artırmak mümkün. Bütün birikimiyle devreye girmiş NATO için yenilmek, belki tamamen dağılması anlamına geliyor. Rusya ise net sonuçlar almadan çekilmek istemiyor. Bu şekilde çekilirse yönetim değişiminden tutun, iç kaosa kadar daha ağır sonuçlar çıkması ihtimal dahilinde.