AKP nin "kıyam üzre" kongre hali ve birbirlerine olan bağlılıkları ve bağımlılıkları,birbirlerine olan tutkuları ve tutuklulukları bana nedense hep şu laz fıkrasını hatırlatıyor:

Temel'in de aralarında bulunduğu 5-6 kişi kuyuya düşmüşler.

Kurtulmak için birbirlerinin omuzlarına basarak,içlerinden birini dışarıya çıkarmayı hesap etmişler.

Her şey iyi giderken ve tam da en tepedekini dışarıya çıkarmayı başarmak üzereyken en alttaki Temel'in sesi yankılanmış kuyuda: "Ula uşaklar bi müsade edun apdes bozacağum."

   

İktidar etrafında kümelenenlerin  birbirlerine sımsıkı sarılmaları böyle bir mecburiyet ve mahkumiyetten kaynaklanıyor..

Hele bir tanesi abdest bozmaya niyetlenmeye görsün.Sonrası tam bir kaos.

          ***

     

Lig bitti. Beşiktaş şampiyon oldu. İyi iş başardı. İşin sırrı yönetimin keskin zekasında gizli.

Malum 2010-2011 sezonunun sonunda Galatasaray o yıl ligin tozunu atan Şenol Hoca'nın Trabzonspor'unun yıldızlarını transfer edip 4. Yıldızına ulaştı.

Geçen yıl aynı uyanıklığı Fenerbahçe yaparak Güneş'in Bursaspor'undaki yıldızlarını komple fenerli yaptı.

Olayı fark eden Beşiktaşlılar," madem öyle siz hocanın oyuncularını alarak bize şampiyonluk göstermiyorsunuz biz de  o zaman "hoca" nın kendisini Beşiktaşlı yapıyoruz,hodri meydan "dediler.

Sonuçta şimdi hepimiz kara kartalları alkışlıyoruz.

Ligin dibinde de ilginç bir durum söz konusu oldu bu sene.Trabzonsporluların  o malum senede gönül koyduğu iki takım,Eskişehir ve Sivas ,kaderin garip bir cilvesi,toplamda "61" puan toplayarak küme düştü.

        ****

   

Son günlerin en şık ve en imrendirici hareketi saha içindeki tavırları itibariyle bana soğuk ve itici gelen Fenerbahçe'nin kalecisi Volkan Demirel'den geldi.

Soma'da ,yaşadıkları yetmezmiş gibi bir  de bankaların canına okuduğu madenci ailelerinin kredi borçlarını ödedi milli kaleci.

Meğer ne cömert bir gönlü, ne ince duyguları ve ne engin vicdanı varmış. Ülke dolusu alkış,yürekler dolusu dua ve sonsuz teşekkür Volkan'a...

        ****

Anadolu başka tür bir memleket. Sevdanın,vefanın, adanmışlığın coğrafyası. Profesörü,hasta eşine ,"ben ona kalbimi verdim bir böbreğin lafı mı olur" diyerek dillendirir sevgisini.

Beli bükülmüş ihtiyarı 51 sene aynı yastığa baş koyduğu sevdiceğinin  ardından "Haticem dünyadan göçeli bugün tam 1918 gün oldu,nasılda saymam,sayılmayacak bir Hatice değil ki" cümleleriyle

yas tutmaya devam eder.

   

O yüzdendir ki bu mübarek ve bereketli topraklar kim ne derse desin sevginin,vefanın ve adanmışlığın destanını yazmaya devam edecek,hiç kuşkunuz olmasın...

Ali Hafızoğlu