Dersim’e büyük bir harekat gerçekleştirilecekti.
Valiler ve kaymakamlar, aynı zamanda il ve ilçe başkanıydı.
İçişleri Bakanı Şükrü Kaya idi.
Tenkil hazırlıkları bitirildi.
Hakimler yasasında büyük değişiklikler yapıldı.
Dava açılması izne bağlı işlerde izin verme yetkisi vali ve komutandaydı.
İlk tahkikat sonunda iddianameler iki gün içinde yazmaya zorunlu kılındı.
İddianameler sanığa bildirilmez, ağır cezayı gerektiren suçların tahkikatı tutuklanarak yapılırdı.
İlk tahkikat sırasında verilen tevkif kararlarına sanık tarafından itiraz edilemezdi.
İddianamenin hazırlanmasından itibaren 5 gün içinde duruşma yapılırdı.
Duruşma bir celsede bitirilirdi. Savcı da iddiasını aynı celsede beyan etmeye mecburdu.
Sanık ve avukatına savunmalarını hazırlamaları için 2 gün izin verilmişti.
Hüküm, duruşmanın sona ermesinden üç gün içinde bildirilecekti.
Hükümler, temyize tabii olmayıp kesindi.
Vali-komutan, idam kararlarının infazını emredebiliyordu.
Muğla milletvekili Hüsnü Kitapçı, ölüm cezalarının TBMM’ce onaylanmasının anayasa emri olduğunu hatırlatmış, Şükrü Kaya, yasanın anormal şartlarda bulunan bir bölgenin normal hale getirilmesi için hazırlandığını belirtmişti.
“Yasa hükümleri geçmişe yürür” denilerek geçmişte işlenen suçlar da yeni yasa kapsamına alınmıştı.
1937-38, Dersim’de büyük bir tedip ve tenkil uygulandı.
Tedip; Uslandırma, yola getirme, terbiye etme demekti.
Tenkil ise; Uzaklaştırma, herkese örnek olacak bir ceza verme, düşmanı veya zararlı kişileri topluca ortadan kaldırmaktı.
İdam sehpaları kuruldu.
On binlerce kişi katledildi.
Binlerce insan sürgüne gönderildi. Yüzlerce köy yakıldı yıkıldı. Yetim ve öksüz kızlar, subaylara verildi.
İhsan Sabri Çağlayangil, mağaralara sığınan insanların fareler gibi zehirlendiğini, söyler.
Dersim, insanlığa karşı işlenen suçlardandı. Katliam, tenkil ve tedibin gerçek boyutları ortaya çıkarılamadı.
1938’den 2020’ye gelindi.
Yine tenkil, yine tedip!
Şükrü Kayalar yine sahnede.
Üstelik fark da koyuyorlar!
Geçen günlerde.
Adana’da yaşlı kadınlar, çocuklu anneler, cezaevlerindeki mağdurlara yardım ediyor diye kapıları ağır silahlı emniyetçiler tarafından kırılarak gözaltına alındı.
Ne yazık ki;
Tarihimiz, tenkiller tarihi aynı zamanda...
Ali Emir Pakkan