Ölümünün üzerinden 46 yıl geçmiş! Bakıyorum dualarla ve rahmetle anılıyor! Said Nursi'nin talebelerinden Zübeyr Gündüzalp'ten bahsediyorum.
Oysa bugünkü gibi zor dönemlerde ötekileştirilenlerden birisi de odur! Üstadı gibi her türlü iftiraya maruz kalır! 163. Maddeden hakkında davalar açılır! Terörist gibi takibe uğrar! Baskın yer! Kitaplarına el konur! Hapis yatar! İşkence görür! Yaptığı tek şey, Kur'an hakikatlarının yayılmasına çalışmaktır! Fişleme kaydında suçu; "Said Kürdi'ye bağlı olmak; suçla ilgisi, Said Kürdi'nin neşrettiği kitapları okumak" yazmaktadır!
Zübeyr Gündüzalp. Bediüzzaman'ı ilk defa 1946'da Afyon Emirdağ’da ziyaret eder. Duasını alır. Memurluktan istifa ederek, Üstadın yanında ve hizmetinde kalmak ister. Konya’nın Beyşehir Postanesinde çalışırken Bediüzzaman, Afyon Hapsindedir. Gündüzalp, onunla birlikte olabilmek amacıyla kendisini polise ihbar eder:
“Beyşehir Postanesinde Ziver adında bir memur var. Kendisi Nurcudur. Onu neden tutuklamıyorsunuz?”
Bunun üzerine tutuklanır, Bediüzzaman'ın kaldığı Afyon Hapishanesine atılır! ( Afyon hapishanesindeki hukuksuzlukları
bir önceki yazıda anlatmıştım.)
Afyon hapsindeki ilk mahkûmiyeti böyle başlar. On sekiz gün hapiste kalır. Ardından tahliye olur. Afyon’dan ayrılmaz. Üstadın dışarıdaki işlerini takip eder. Yalan haberler yazan gazetelere tekzipler gönderir.
1949'da Nur talebeleriyle birlikte Afyon'da tekrar hapse atılır. Yanlışlıkla tahliye edilince itiraz eder. Nihayet 1949 yılı 20 Eylül'ünde Bediüzzaman ile birlikte özgürlüğüne kavuşur. 23 Temmuz 1950’de çıkan genel af kanunu ile eski memuriyetine yeniden döner. 1950’nin son aylarında İslahiye'de göreve başlar. Demokrat Parti döneminde de takibe uğrar! 1953'te Urfa’da tutuklanır, kırk gün gözaltında tutulur, kelepçelenerek Isparta’ya götürülür.
Zübeyir Gündüzalp, Bediüzzaman'a sadakat içinde bağlıdır. Arkadaşlarına, "Kardeşlerim, bir gün hizmete zarar verirsem sizlere vasiyetim olsun, bana bir iğne vurun hayatıma son verin. Size hakkımı helal ediyorum.” der...Risale-i Nur’da yer alan bir mektupta ise Said Nursi, “Zübeyir bana biraderzadem Abdurrahman yerine verilmiş diye manevi ihtar aldım” diyecektir. 27 Mayıs darbesinden sonra mecburi ikamete tabii tutulur. 2 Nisan 1971 senesinde vefat eder.
Hayır ve eğitim faaliyetlerinin engelleri hep olmuştur! Fedakarlıkla yürür işler! Eğer saldırılar varsa doğru yoldasınız demektir! Bugün binlerce Anadolu insanı hizmet duygu ve düşüncesi içinde hareket ettikleri için zindanlarda. İşkenceye tabii tutuluyorlar... Ama yarın onlar da Zübeyr Gündüzalp gibi hayırla yad edilecekler...
Twitter@AliEmirPakkan