Ses ve söz gülleleri

Abdullah Aymaz

Abdullah Aymaz

09 Şub 2025 23:48

  •          Kur’an bahçelerinden der gülleri, bunlar elbette ki, söz mucizesinin ses gülleleri, diye başlayıp El-Hakka Suresinden kısa bir misal verelim. Gerçekten bu suredeki kelimeler, hatta harfler, mazmuna ve mantuka göre itina ile seçilmiş. Ses musîkîsi harika ve müthiş ses gülleleri.

             “Semûd ve Âd kavimleri o KÂRİA’yı (kafalara çarpan o kıyamet dehşetini)  yalan saymışlardı. Semûd halkı TÂĞIYE  (korkunç zelzele) ile yok edildi. Âd kavmi ise SARSAR-I ÂTİYE (azgın bir kasırga) ile imha edildi. Allah o kasırgayı üzerlerine yedi gece ve sekiz gün HUSÛMEN  (kesintisiz) olarak salıverdi. Sen o kavmi sar’alıların devrilişleri;  içi boş hurma kütüklerinin yerlere serilmiş hali gibi görürdün. Onlardan geri kalan bir şey görebilir misin? Firavun da ondan öncekiler de alt üst edilip yerin dibine geçirilen Lût kavmine ait kasabaların ahalileri de hep HÂTIE (hastalık haline gelmiş hata şirke) girdiler. Rab’lerinin peygamberine isyan ettiler, Allah da onları şiddetle cezaya çarptırdı. Unutmayın ki, Nuh zamanında sular taştığı vakit sizi (varlığınızın vesilesi olan atalarınızı) emniyetli gemide Biz taşımıştık. Onu siz için TEZKİRA  (bir ibret vesilesi) kılalım hem de ÜZÜN-İ  VÂHİYE  (can kulağı ile dinleyip ibret ve ders alanlar)  iyice bellesin diye böyle yapmıştık.” (El-Hakka  Suresi  69/5-12 ayetler)

    *         *         *

             Bir ülkede MISIR  FESTİVALİ  YAPILIYOR. Birinci gelene büyük bir ödül veriliyor. Her sene bu festival yapılıp Mısır yetiştirmede birinci gelene ödül veriyor. Bu birinci gelen komşularına o değerli tohumlardan hediyeler veriyor. Bazıları onu ikaz edip “Niye  veriyorsun? Kendine sakla da her sene birinciliği sen  kazan!” diyorlar. O da “Eğer onlara vermezsen, cılız, çelimsiz tohumların sahiplerinden bizim bahçemizdeki mısırlara aşılananlar benimkileri de değersiz eder. Ama onların tohumları da değerli olursa, oradan benimkilere verilen aşılar sağlam ve dolgun olur.” diyor.

             Umumî sulh ve barış istiyorsak, önce o anlayışta, herkesi kucaklayan ve herkesi kendi konumunda kabul eden örnek muhabbet fedaileri yetiştirmek gerekir. Bu örnekler bütün dünyaya tohum gibi saçılmalıdır ki, her tarafta bu düşünce yayılmalıdır. Artık kim olursa olsun herkes bir başkasının desteğine ihtiyaç duymadan kendi içinde bu güzel ve kaliteli üretim yapabilmelidir. İlmî ve fikri bir hareket olarak kendi güzel felsefesini her tarafa  taşımak… Bu zaten fıtrî bir yoldur. Bütün mekâna yayılma…

             Bu mesele bilhassa mağmalar gibi patlayıp çatlayıp duran çatışma bölgelerinin Cehenneme benzeyen görüntülerinin arasında bile hayat bulup yaşayışını sürdüren sulh adacıkları hükmünde Hizmet okulları öbek öbek bu ihlas ve güzellikte dünyayı sardığı zaman gerçekten umumî sulhün temelleri atılmış nüveleri saçılmış demektir.

    *            *                *

              1989 Zelzelesinden sonra Tayvan’dan Türkiye’ye yardıma gelen CHEN-YEN  FA SHİ Hanımefendinin kurduğu Zhu Chi  Vakfına, Mehmet Ali Şengül Hocamız teşekküre gidiyor. CHEN-YEN FA SHİ Hanımefendiye Esmâ-i Hüsnâ Levhası hediye ediyor. Hizmeti bilen oralı ama Hicazda tahsilini yapmış olan Faysal Bey, Cenab-ı Hakkın bu 99 tane güzel isimleri tercüme ediyor. Hanımefendinin hoşuna gitti. Onu mutenâ bir yere astırıyor.

    *            *                *

             Hatice Hanım anlatıyor: “Kırgızistan’da bir kapanış programında, Cengiz Aytmatov, Türkiye’den gelen sponsorların önünde bir konuşma yaptı: ‘Sizler paralarınızı, kazançlı işlere yatırabilirdiniz ama geldiniz bizim ülkemizde eğitime yatırdınız ve bir karşılık da beklemediniz. Onun için ben, sizin önünüzde saygı ile eğiliyorum.’ dedi. Hem de dakikalarca rüku halinde saygı ile durdu. Bizler de ağlaya ağlaya alkışlayıp durduk.” dedi.

    *            *                *

             Arabuluculuk dersleri… “Küresel vatandaşlık / yurttaşlık”  anlayışı ortaya koyan bir akımdır. Irkçı görüşlere karşı… Eğitimde bir yerlere varılabilir. Hucurat Suresinde “Müminler, sadece kardeştirler. O halde ihtilaf içinde olan kardeşlerinizin arasını düzeltin.” (49/10) buyurur Rabbimiz.  Hz. Ali Efendimiz (ra) diyor ki: “Müslümanlar din kardeşlerimizdir. Diğerleri de insan kardeşlerimizdir.”  Öyleyse bütün insanlar da bizim kardeşlerimizdir. Onun için bizim bütün insanlar arasındaki ihtilafları önleyip sulh-u umumiyi gerçekleştirmek gibi bir hedefimiz de olmalıdır.

    *            *                *

             Salahaddin Süslü dedi ki: “Babam 21 Kasım 2000’de  vefat etti. Vefatından sonra onun rüyamda kabrine girmişim. ‘Nasılsın? Neler oldu?’ diye sordum. ‘Kabre konulunca elime verdiler. Baktım: Yaramaz adam yazılıydı. Sonra Büyüğümüz geldi… O yazının üstünü çizdi. Baktım ‘İyi insan yazılmış; böylece kurtuldum.’ dedi. ‘Nasıl olur?’ dedim. ‘Evladım onun buralardaki itibarı çok yüksek!..’ mealinde sözler söyledi. Sonra da baban, ‘Evladım şimdi çok iyi bir durumdayım’ dedi.


             Daha önce Fikret Bey anlatmıştı: “Venezuela'da bir kitap fuarına katılmıştık. Chavez’in damadı bizim arkadaşların  standına geliyor. Kendisinin Başkanın damadı olduğunu söylüyor. Ama arkadaşlar inanmıyorlar. Ama peşinden eşi geliyor. O da hep babasının yanında olduğu için herkes onun Chavez’in kızı olduğunu bilirmiş. Bizimkiler de yanlış yaptıklarını anlayıp özür diliyor ve Hocaefendi’nin kitaplarını hediye ediyorlar. Muhtemelen onlar Chavez’e de verilmiş olabilir.

    *            *                *

             “Meşhur Süleyman Aşireti Cemal Hocaya, Hocaefendi için için ‘Bu sima, bu yüz sıradan değil; keşke dişini de görebilseydim.’ dedi.” diyor. Hocaefendi de ‘İnsanlar diş göstermez’ diye lâtife yapıyor.
    09 Şub 2025 23:48
    YAZARIN SON YAZILARI