Gazeteci yazar kardeşimiz Basri Doğan’ın bir haberini ele alarak güzel bir hatırayı sizlere aktarmak istiyorum:
“Bundan yaklaşık iki –iki buçuk ay önce bir mülteci kardeşimizin adanmışlık ruhu ve yaşatma duygusuyla fedakârca gayretleri vesilesiyle bir semâ programı organize edilmişti. Basri Doğan bunu haberleştirdi.
Hollanda’nın Başkenti Amsterdam Ouderkerk-Amstel Kilisesi’nde Rumi ve Kardeşlik Günü düzenlendi.
Hollanda’nın tarihî 750 yıllık Ouderkerk-Amstel, Katolik ve Protestanların ortak ayinlerinin yapıldığı Amstelstroom’da “Kunst van Het Samenleven ve Burgerhart Amsterdam Vakfı” gönüllüleri, organizesi ile Amstel-Ouderkerk kilisesinde “Özgürlüğe Özlem sergisi” ile hapisteki çocuk ve kadınların bir an önce salıverilmesine dikkat çektiler.
Rumi ve Kardeşlik Günü Programının moderatörlüğünü Amsterdam Eyalet Eski Meclis Üyesi Köksal Gör’ün yaptığı program öncesinde, Amstelstroom’da insanlığın kurtuluşu için dualar edildi. Allah’tan belâ ve musibetlerin defi için af ve mağfiret istenildi.
Burgerhart Amsterdam Vakfı ve Kunst van het Samenleven Platformu organizasyonu ile Singelkerk Kilisesinde gerçekleşen, 150’yi aşkın misafirin katıldığı Rumi ve Kardeşlik gününde İlahi sevginin yanı sıra özgürlüğün önemine dikkat çekildi.
İLAHÎ AŞK VE HÜRRİYET
Amstel-Oduderk Pastörü Eugene Brussen, Franciscus ve Mevlana Celaleddin Rûmî’nin aynı yüzyılda yaşadıklarını fakat, şahsen hiç tanışmadıklarına dikkat çekerek, bugünün buna bir vesile olduğunu söyledi. Brussen “Ancak ikisi de Fransiscus ve Rumi Allah sevgisine kapılmışlar ve karşılaşmışlar ve İlahi sevgide bir araya gelmişlerdir. Ve biz bugün burada, aynı aşkta onların izinde buluşuyoruz. İkisi de aynı zamanda insanların özgür düşüncelerine saygı göstermişler ve özgürlükten yana tavır almışlardır. Bugün özgürlüğe susamış vakıf gönüllüleri, daha doğrusu kilisemize gelen Burgerhart ve Kunst van het Samenleven gönüllüleri, bizlere önemli mesajlar verdiler. Bunun başında özgürlüğe özlem sergisi ile hapisteki çocukların özgür kalmaları için çağrıda bulunmak için buradalar. Sema Ustası sayın Abdülkadir Dikici ilahi aşkı bize göstermek için bugün burada bulunuyordu. Muhteşem bir sema sunumu gerçekleştirdi. İlham verici bir gün için burada olmanın mutluluğu için toplandık. İlk defa kilisemizde böyle güzel bir etkinlik oldu. Tüm vakıf gönüllülerine teşekkür ediyorum..”
SEMA SUNUMU BEĞENİLDİ
Singelkerk Kilisesi’nde düzenlenen Franciscus ve Rumi kardeşlik akşamı etkinliği okunan ezanın ardından, Sema ustası Mevlevi Abdulkadir Dikici katılımcılara unutulmaz bir sema gösterisi sergiledi. Ardından soruları cevapladı. Daha sonra sema sunumunun ardından salonda okunan İsra Suresi, katılımcılar için Hollandaca olarak tercüme edildi. Katılımcılar Stichting Burgerhart Amsterdam birer buket gül ve Kunst van het Samenleven çantaları hediye etti.
SEMA USTASI DİKİCİ: ALLAH EN ÇOK KENDİSİNE DUA EDENİ SEVER
Sema Programı katılımcılardan büyük ilgi gördü. Sema programı sonunda Mevlâna Celalettin Rumi ve sema hakkında katılımcıların sorularını cevaplayan sema ustası Mevlevi Abdülkadir Dikici, Singelkerk yönetimine ev sahipliği ve güzel bir organize yapmalarından dolayı teşekkür etti. Dikici, “Bizler sema ile ilahi aşkın yolcusuyuz. Aynı zamanda hizmetkarıyız. Allah en çok kendisine dua edeni sever. Hizmetkârca sadece Rabbimize şükranlarımızı sunuyoruz. Böyle bir hizmet kapısı açtığı için. Bu programımıza vesilen olan herkese teşekkür ediyoruz. Aynı zamanda programımıza gelenlere de dua ediyoruz. Aslında bizler muhteşem bir kültürün içerisindeyiz. Yani Anadolu böyle bir kültür kaynıyor. Bütün dünya ya yetecek manevi bir depo var. Hazreti Mevlâna, Bediüzzaman ve Fethullah Gülen. Yani Anadolu’nun bütün dünyaya yetecek bir maya içerisinde var. Biz sema ile bu mayanın bir reşhasını, bir sızıntısını dünyanın farklı coğrafyalarına sunmaya çalışıyoruz. Aslında bu maya insanların muhtaç olduğu bir maya bu. Yani dünyevileşen bir dünyada insanın kendini keşfetme, insanlığın kendi değerlerine yeniden dönmesi gayreti bu. Allah bu hususta bizlere hizmet kapıları açsın. Allah’ın razı olacağı hizmetler olsun diye dua ediyoruz. Aslınsa Sema bir aşhane ve tabiri caiz ise Nuh’un gemisi gibi… Rabbimizin ihsanı ve lütfu ile bizler bu semayı yapıyoruz. Rabbimize hamdolsun sizler gibi bize güzel kardeşler verdiği için. Sizlere kardeşim diyoruz. Sizleri çok seviyoruz. Allah böyle güzel kardeşler verdi. Allah beraberce güzel hizmet kapıları açtı. Bu durum Allah’ın lütfu ihsanı.”
AMSTERDAM SİNGELKERK’TE HAPİSTEKİ TUTSAK ÇOCUKLARIN ÖZGÜRLÜĞE ÖZLEM RESİM SERGİSİ
Amsterdam Singelkerk Kilisesi’nde düzenlenen Franciscus ve Rumi kardeşlik günü etkinliğinin özel bir unsuru, Türkiye’den Batı’ya mülteci olarak gelen çocukların sanatının sergilenmesiydi. Çizimlerin çoğu, bir noktada yaklaşık 600 bebeğin anneleriyle birlikte tutulduğu hapishanedeki hayatın yanı sıra kaçak yaşamın izlenimlerini de gösteriyor. Aslında hapisteki çocukların özgürlüğe özlem resim sergisi, Hollanda’da kaçmak zorunda olmadığımız ve başımızın üstünde bir çatı ile güvenli bir durumda arkadaşlarımızla birlikte yemek yiyebildiğimiz zaman, sahip olduğumuz zenginlik üzerine bir düşünme anını göstermesi açısından ibret verici.
Amsterdam Sloterkerk Kilisesinde. Özgürlüğe Özlem Sergisi altında sergilenen 40 yakın yağlı boya ve kara kalem çalışması Hollandalılar tarafından ilgiyle incelendi. Bazen bir resmin yüzlerce kitaptan daha etkili olduğuna vurgu yapan Johan van der Heijden; “Resimlerde acı, ıstırap, kavuşma ve hapishaneden dramların olması içimizi acıttı. Umarız bu çocuklar bir an önce aileleri ile özgür bir hayata kavuşurlar. Onların resimlerdeki duygularını içimizde hissettik.” dedi.
Program sonunda Fethullah Gülen Hocaefendi’nin Katoliklerin Ruhani Lideri Papa 2. Jan Paul ile görüşmesi sinevizyonda anlatıldı. Ayrıca Muhterem Fethullah Gülen’in kaleme aldığı Mevlâna Celalettin Rumi makalesi Hollandaca kitap olarak katılımcılara dağıtıldı.
Ayrıca programda Amsterdam’daki Burgerhart Amsterdam Vakfı gönüllülerinin hazırladığı açık büfe yemekleri ikramı karşılıklı diyalogların pekişmesine vesile oldu.
Bu güzelliklerin büyük bir gayretle devamlarını diliyor, Abdülkadir Dikici ve Basri Doğan’a teşekkür ediyoruz.