Gazeteci Barış Pehlivan, 3 yıl önce yaptığı bir haber sebebiyle hapis cezasına çarptırılmış, ayrıca denetimli serbestlik hakkı elinden alınmıştı.

Gerçek Gündem'de yer alan habere göre Pehlivan, haberinde 'Libya'da hayatını kaybeden bir MİT mensubunun kimliğini açığa çıkardığı' iddiasıyla 3 yıl 9 ay hapis cezası almıştı.

30 Mart 2023'te Pehlivan hakkında, yaptığı bir haber yüzünden yeni bir dava daha açıldı, bu yüzden mahkeme bu yeni davanın denetimli serbestliğini bozduğuna hükmederek Pehlivan’ın tekrar cezaevine girmesine karar verdi.

Gazeteci Pehlivan, bu sebeple 17 Mayıs 2023’te de cezaevine çağrılmış, açık cezaevinde birkaç saat kaldıktan sonra Covid-19 izni nedeniyle dışarı çıkmıştı.

Bu yılın 16 Ağustos'unda 5. kez cezaevine giren Pehlivan, 9 Kasım'da hakim karşısına çıkmıştı ve davası düşmüştü.

TAHLİYE EDİLDİ

Yaklaşık 3 ayıdır Maltepe Açık Cezaevi’nde tutulan ve denetimli serbestlik hakkından da yararlandırılmayan gazeteci Barış Pehlivan hakkında, "kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret"ten açılan davanın düşmesiyle tahliye yolu açılmıştı.

Pehlivan'ın avukatı Hüseyin Ersöz, İstanbul Anadolu 4. İnfaz Hakimliği, gazeteci Barış Pehlivan hakkında Denetimli Serbestlik Kararı verdiğini duyurmuştu. Ayrıca kararın Maltepe Açık Ceza İnfaz Kurumu’na gönderildiği de eklemişti.

Denetimli serbestlik dilekçesi sabah saatlerinde, Maltepe Açık Ceza İnfaz Kurumu’na teslim edilen Pehlivan, 3 ay sonunda özgürlüğüne kavuştu.
BARIŞ PEHLİVAN: ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞMASI GEREKEN ÇOK SAYIDA İNSAN VAR

Geçtiğimiz dakikalarda tahliye olan Barış Pehlivan, basın mensuplarına yaptığı açıklamalarda şunları söyledi:

"Maalesef bu iktidar, bu yargı sistemi, beni 3 aylığına açık cezaevine soktu. Hak ettiğim bir denetimli serbestlik hakkını, Meclis'te çıkan bir yasadaki bir madde hakkını bana çok gördüler. Biliyorsunuz ki bu hakkımı savunmak için ciddi bir mücadele verdik. Avukatlarımızla birlikte ve en sonunda bir davanın düşmesiyle birlikte denetimli serbestliğe ayrıldım. Ancak benim yaşadığım bu adaletsizlik Türkiye'deki yargıdaki çürümüşlüğün yanında açıkçası okyanusta bir kum tanesi gibi kalıyor. Benim özgürlüğüm benim şu an denetimli serbestliğe ayrılmam, Türkiye'deki hiçbir sorunu çözmüyor. Türkiye'de gazetecilere olan baskıları Türkiye'de adaletsizce bir şekilde içerde yatan insanların yaşadığı zulmü çözmüyor. Benimki sadece bir küçük simge benimki sadece okyanusta bir kum tanesi umarım umarım umarım böyle süreçleri daha az yaşadığımız bir Türkiye'ye kavuşuruz. Ben dün nasıl gazetecilik yaptıysam yine aynı gazeteciliği yapmaya devam edeceğim. Yine bu adalet sistemindeki, Türkiye'deki yanlışları yazmaya devam edeceğim. Tıpkı içerideki gibi. Bu süreçte bana destek olan herkes çok teşekkür ediyorum."

Tutukluluğu hakkında konuşan Pehlivan ayrıca şunları aktardı:

"Saymadım aslında ama herhalde 93 94 gün açık cezaevinde kaldım. Normalde bu davanın yani benim denetimliliğimi yakan davanın beraat ile sonuçlanması gerekiyordu. Hiç olmaması, hiç açılmaması gereken bir davaydı. Çünkü sizlerin de yaptığı gibi ben sadece yasal belgelere dayanarak bir köşeye yazdım. Yasal belgelere dayanarak bir dava yazısı yazdım. Bunu gerekçe sunarak beni cezaevine attılar. Şikayet geri çekilmeseydi bile aslında bu davanın hiç açılmaması gerekiyordu. Beraat etmem gerekiyordu. Ancak hakim takdirini düşme yönünde kullandı. Diyebileceğim bir şey yok. Çünkü yaşa ilk kez yaşamıyorum. Böylesi bir hukuksuzluğu sadece ben de yaşamıyorum. Şu an hapiste olan, özgür olması gereken onlarca insan var. Özgürlüğüne kavuşması gereken çok sayıda insan var. Dediğim gibi benimkisi okyanusta sadece bir kum tanesi."