Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Murat Arslan, yargının şuanda tarihinde olmadığı kadar ciddi bir baskı altında olduğunu söyledi. Arslan, "Siyasi iktidarın yargıya çökmesi söz konusu. Yargı tek adam iradesine teslim olmuş vaziyette." dedi.
Adana Barosu tarafından düzenlenen 'Yargının Kurucu Unsurları Yargıyı Değerlendiriyor' konulu panele katılmak için Adana'ya gelen YARSAV Başkanı Murat Arslan, yargının içerisinde bulunduğu durumla ilgili açıklamalarda bulundu. Yargının şu anda tarihinde olmadığı kadar ciddi bir baskı altında olduğunun altını çizen Arslan, "Hatta şöyle baskılar demek çok uygun olmaz, artık o boyutu da aşmış bir durumda. Siyasi iktidarın yargıya çökmesi söz konusu. Yani yargı tek adam iradesine teslim olmuş vaziyette, bu çok net ortaya çıkıyor. Maalesef bunun dışında bir karar verme imkanı yok." dedi.
İktidarın HSYK'yı ele geçirdikten sonra hakim ve savcıları baskı altına aldığının altını çizen Arslan, iktidarın artık avukatları bile baskı altına almaya başladığını vurguladı. Son dönemde artık avukatların da ciddi anlamda baskılandığı, burnunun sürtülmeye çalışıldığı ve muhalif bir ses olarak haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı çıkmasının engellenmeye çalışıldığı bir süreç yaşandığına vurgu yapan Arslan, "Umarım avukatlar buna teslim olmayacaktır, barolarımızın burada çok büyük bir görev düşüyor, baroların kendi temsilcilerine, mensuplarına sahip çıkması gerekiyor." diye konuştu.
Avukatların son dönemde tutuklanmaya başladığını ve bunun hiçbir şekilde kabul edilebilecek bir durum olmadığının altını çizen YARSAV Başkanı Arslan, "Çünkü sadece avukatlık görevini yaptıklarından dolayı, müvekkillerini savunduklarından dolayı. Savunma görevi kutsaldır, dolayısıyla gerçek anlamda 'terörist' diye nitelenen insanları da avukatlar savunabilir, çünkü onların da savunmaya hakkı var. Meslek zaten bunu gerektirir. O yüzden kimi savunduğunun önemi yoktur. Müvekkillerinden dolayı avukatları da cezalandırma yoluna giderseniz artık bu bırakın hukuk devletini, bir polis devletinde, kanun devletinde daha olmayacak Türkiye'nin ciddi anlamda bir kabile devleti olduğunu göstermektedir. Ve hiçbir kuralın, nizamın, düzenin olmadığını göstermektedir. Ama bu şekilde mücadele edilebilir mi, avukatlar susabilir mi, zannetmiyorum." ifadelerini kullandı.
AVUKATI TUTUKLAMAK, HALKIN HAK ARAMA HAKKINI KISITLAMAKTIR
Avukatlara yönelik tutuklamalara tepki gösteren Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Başar Yaltı da avukatların her dönemde siyasal iktidarların hedefinde olduğunu hatırlattı. Avukatların halkın yargıdaki tek temsilcisi olduğunu ifade eden Yaltı, "Avukatı tutuklamak, halka hak arama konusunda bir tehdit yöneltmek demektir. Halkın hak arama hakkını kısıtlamak demektir. Benimsenecek, kabul edilebilecek bir durum değildir. Ama siyasal amaçlı davalar bakımından olsun, diğer herhangi bir nedenle olsun baroların avukatların o tutumlarına karşı gösterilen bu tepkiler, zaten siyasallaşan bir yargı sistemimiz var, tabii hiç kimsenin arzu etmediği bir durum olmasına rağmen, özellikle bu sulh ceza hakimliklerinin kurulmasıyla birlikte, daha önceki özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin yaptığı içi bu hakimlikler aracılığıyla siyasal iktidar yapıyor. Dolayısıyla siyasal davaların avukatlarına da tehdit anlamında, amacıyla bazı tutuklama kararları çıkıyor. Bunlara karşı bütün hukuk camiasının tepki göstermesi gerekiyor." dedi.
Son dönemde avukatlara yönelik vergi incelemelerinin de arttığını söyleyen Yaltı şöyle dedi: "Vergi incelemesi aslında bütün avukatların sorumluluğu altındaki bir konudur. Tabii ki her vergi mükellefi vergi incelemesine tabi tutulabilir. Bu çerçevede avukatların bir özelliği yok. Ancak bunu bir siyasal bastırma aracı olarak kullanıldığı zaman önem taşır, anlam taşır. Yaygın şekilde bu kullanılan bir yöntem haline geldi siyasal iktidar tarafından. Tabii bunlar avukatları yıldırmaya dönük, yönelik olsa da sonuçta avukatların tarzı, tavrı ve tutumları değişmez."
CİHAN