Birgün'de yer alan habere göre, Manisa'nın Soma ilçesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği katliamla ilgili İş Mahkemesi'nin ailelere ödenmesine karar verdiği manevi tazminatlar için, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 'emsal' sayılabilecek bir karara imza attı.
Yargıtay, hayatını kaybeden işçilerden Murat Avcı'nın kızı Merve Ceylan'a 125 bin TL tazminat ödenmesi kararını oy birliğiyle onadı.
Aile tazminat miktarlarını mahkemenin üst yüklenici olarak kabul ettiği Türkiye Kömür İşletmeleri'nden tahsil etti.
"Aslolan insan yaşamıdır"
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi onama kararının gerekçesinde çarpıcı tespitlerde de bulundu. Yargıtay'ın gerekçesinde şu ifadelere yer verildi:
"Manevi tazminat davalarında, gelişmiş ülkelerde artık eski kalıplardan çıkılarak caydırıcılık unsuruna da ağırlık verilmektedir. Gelişen hukukta bu yaklaşım, kişilerin bedenine ve ruhuna karşı yöneltilen haksız eylemlerde veya taksirli davranışlarda tatmin duygusu yanında, caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gereğini ortaya koymakta; kişi haklarının her şeyin önünde geldiğini önemle vurgulamaktadır. Bu ilkeler gözetildiğinde, aslolan insan yaşamıdır ve bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı derin ızdırabı hiçbir değerin telafi etmesi olanaklı değildir. Burada amaçlanan sadece bir nebze olsun rahatlama duygusu vermek, öte yandan da zarar veren yanı da dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek bir yaptırımla, caydırıcı olabilmektir. Soma'da, yeraltı maden ocağında 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen yargılamaya konu iş kazasının 301 kişinin ölümüne ve 486 kişinin yaralanmasına yol açtığı, son yüz yılın en büyük iş kazalarından birisi olan bu iş kazasının yalnızca iş kazasına uğrayanlarda veya kazalıların yakınlarında değil, toplumun tamamında derin bir üzüntü meydana getirdiği, bu kapsamda Soma maden kazası gibi toplumu derinden etkileyen facialarda hüküm altına alınan manevi tazminat tutarları değerlendirilirken, manevi tazminatın caydırıcılık unsurunun öne çıkması gerektiği kabul edilmelidir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, temyiz kapsam ve nedenlerine göre taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına oy birliğiyle karar verildi."
Adli yargılama sürüyor
Manisa Soma'da 13 Mayıs 2014'teki maden kazasında 301 madenci yaşamını yitirmişti.
Katliamdan sonra başlatılan adli süreçte, aralarında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ile İşletme Müdürü Akın Çelik'in de aralarında bulunduğu 8 kişi tutuklanmıştı.
Katliamın birinci yıldönümüne 2 ay kala 2 Mart 2015 tarihinde iddianame Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilmişti. İddianamede, tutuklu 8 kişi için, 'olası kastla öldürme' suçundan 301 kez 20- 25 yıl, 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçundan 162 kez 2- 6 yıl hapis cezası istenmişti. Tutuksuz 38sanık için de, 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma' suçundan 2-15 yıl hapis istenmişti. Ancak bu kişilerden 25'inin cezalarının, kusur durumu nedeniyle 3'te 1 oranında artırılması talep edilmişti.
25 Aralık 2015 tarihindeki duruşmada, tutuklu sanıklardan maden mühendisleri Hilmi Kazık ve Yasin Kurnaz tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Son bilirkişi raporundaki suçlamalar nedeniyle Alp Gürkan, Hayri Kebapçılar, Mustafa Yiğit, Murat Bodur, Haluk Sevinç, hakkında bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermekten 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.
Katliamdan sonra kurulan iş mahkemesi, tazminat kararları verdi
Adlı soruşturma sonrasında Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde adli yargılama sürdüğü sırada, katliamdan sonra Soma'da da İş Mahkemesi kurulmuştu. 301 madencinin annesi, babası, evliyse eşi ve çocukları adına İş Mahkemesi'ne tazminat davaları açılmıştı. Yerel mahkeme, kendilerine yapılan taleplere göre ailelere tazminat ödenmesine karar vermişti. İş Mahkemesi, ayrıca Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'nin yanı sıra, maden ocağının ruhsat sahibi olan Türkiye Kömür İşletmeleri'ni (TKİ) de sorumlu bulmuştu. Soma İş Mahkemesi'nin verdiği tazminat kararlarına hem şirket, hem de TKİ itirazda bulunmuştu.
Bölge Adliye Mahkemesi de kararı onadıktan sonra son olarak karar Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'ne gitti. Burada Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'nin avukatları savunmalarında, olayla ilgili bilirkişi raporlarının çelişkili olduğunu öne sürdü. Davayı açanların, harç yatırmaması nedeniyle hayallerinin bile üstünde bir rakamın tazminat olarak istendiğini, mahkemenin de bu rakamlara hükmettiğini, kararların bozulması gerektiğini savundu. TKİ avukatları da, Soma Kömür İşletmeleri'nin alt işveren olarak göründüğünü, işçilerle ilgili herhangi bir organik bağı ve sorumluluklarının bulunmadığını, tazminatların zenginleşme aracı olarak kullanılmaması gerektiğini, bu tarz sorunların bu şekilde çözülemeyeceği için kararının bozulmasını istedi.