Yargıtay; eski CHP Kayseri İl Başkanı Mustafa Ayan hakkında “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla açılan davada verilen beraat kararını onadı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, beraat kararını; “Demokratik bir toplumda siyasetçilere; diğer siyasetçileri, hükümet mensuplarını ve kamu görevlilerini eleştirme hakkı tanınmış olduğu, seçmenlerini temsil eden, onların taleplerini, endişelerini ve düşüncelerini politik alana aktaran ve çıkarlarını savunan seçilmiş kimseler için ifade özgürlüğünün özellikle değerli olduğu, bu sebeple müdahale eğer bir siyasetçinin ifade özgürlüğüne yönelik ise başvuruların çok daha sıkı bir denetimden geçirilmesi gerektiği” gerekçesine dayandırdı.
Mustafa Ayan hakkında, CHP Kayseri İl Başkanı olduğu dönemde, 2015 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik açıklaması gerekçe gösterilerek, “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla dava açılmıştı. Yargılamayı yürüten mahkeme, Ayan’ın beraatine oybirliği ile karar vermişti. Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı, beraat kararına itiraz etmişti.
Yargılama süreci içinde dosya, Yargıtay’a taşındı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Ayan hakkında verilen beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. Ancak Yargıtay, başsavcılığın tebliğnamesi yönünde karar vermedi, yerel mahkemenin verdiği beraat kararını onadı.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun gerekçeli kararında ise şu değerlendirme yapıldı:
“... Devletin birliğini temsil eden Cumhurbaşkanlığı makamının da diğer anayasal ve yasal kurumlar gibi eleştiriye açık olması doğaldır.
Uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; CHP Kayseri İl Başkanlığınca terör olaylarının artması ve ülkemizin çeşitli yerlerinden şehit haberleri gelmesi üzerine, 09.09.2015 tarihinde terör olaylarını protesto etmek amacıyla düzenlenen toplantıda CHP Kayseri İl Başkanı olarak görev yapan sanık Recep Mustafa Ayan'ın, 'Öldüremezsin benim Mehmetçiğimi, öldüremezsin benim polisimi, bize düşmanlık tohumu atamazsın’, ‘400 vekile 400 şehit hesabımı yaptın’, ‘Allah'ın kitabında mı var Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin başına bela olacak diye’, ‘Hangi projesin sen, nesin, git kardeşim, otur çoluğunun çocuğunun yanında, ayakkabı kutularındaki parayı say’, şeklinde sözleri söylediği olayda;
“SEÇİLMİŞ KİŞİLER İÇİN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN DEĞERLİ OLDUĞU…”
Demokratik bir toplumda siyasetçilere; diğer siyasetçileri, hükümet mensuplarını ve kamu görevlilerini eleştirme ve onlar hakkında yorum yapma hakkı tanınmış olduğu, seçmenlerini temsil eden, onların taleplerini, endişelerini ve düşüncelerini politik alana aktaran ve çıkarlarını savunan, seçilmiş kimseler için ifade özgürlüğünün özellikle değerli olduğu, bu sebeple müdahale eğer bir siyasetçinin ifade özgürlüğüne yönelik ise başvuruların çok daha sıkı bir denetimden geçirilmesi gerektiği göz önüne alındığında ve sanığın konuşma içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde; sözlerinin ağır eleştiri niteliğinde olup mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyuta ulaşmadığı, bu nedenle sanığa atılı Cumhurbaşkanına hakaret suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı kabul edilmelidir. Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın haklı nedene dayanmayan itirazının reddine karar verilmelidir."