Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, yıllık izne hak ediş için gerekli bekleme süresinin hesabında aralıklı geçen hizmet sürelerinin de dikkate alınacağına, yıllık izinin hesabında aralıklı çalışmalarda önceki dönemin zaman aşımına uğramayacağına hükmetti.
Antalya'da bir işyerinde 1 Temmuz 1998 tarihinden 23 Temmuz 2010'a kadar davalı işyerinde çalışan kişi, iş akdinin işveren tarafından haksız şekilde feshedildiğini iddia ederek Antalya 4. İş Mahkemesi'ne dava açarak kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret, fazla mesai ile ulusal bayram genel tatili ücreti ile yıllık izin ücretlerinden oluşan işçilik alacaklarının ödetilmesini talep etti. Mahkemede savunma yapan davalı işveren avukatı ise zaman aşımı definde bulunarak davacının 1 Temmuz 1998'de işe başlayıp 1 Kasım 2005 tarihine kadar çalıştığını, tekrar 1 Eylül 2006 tarihinde işe başlayıp 8 Ocak 2011 tarihine kadar çalıştığını söyledi. İşveren avukatı, davacının işyerinde kesintisiz çalışmada bulunmadığı, iki dönem halinde çalışma yapıldığını belirterek, her iki dönemde de iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini dile getirdi. Avukat, "Fazla çalışma genel tatilde yapılmamıştır. 1998 - 2005 hizmet dönemine ilişkin yıllık izin alacağı; ilk fesih tarihi 1 Kasım 2005'den itibaren beş yıl içinde talep edilmediğinden zaman aşımına uğramıştır. 1 Eylül 2006 tarihinden sonraki çalışma dönemlerinde ise yıllık izinlerini kullandığı ortadadır. Dava reddedilmelidir." dedi.
MAHKEME: İLK DÖNEMDEKİ YILLIK İZİN HAKKI ZAMANAŞIMINA UĞRAMIŞ, İKİNCİ DÖNEMDEKİ İZNİ ZATEN FAZLASIYLA KULLANMIŞ
Davacının her iki dönem çalışmasının kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdiğinin işverence ispatlanamadığına kanaat getiren mahkeme, bilirkişi raporu kapsamında 11 yıl 2 ay 22 gün üzerinden hesaplanan kıdem tazminatı ile ihbar tazminatlarına ve dava tarihinden geriye doğru beş yıllık zaman aşımı süresi gözetilerek hesaplanan fazla mesai ve ulusal bayram genel tatili ücret alacaklarının işçiye ödenmesine hükmetti. Yıllık izin ücreti yönünden davacının çalışmasının iki döneme ayrıldığına dikkat çeken Antalya 4. İş Mahkemesi, ilk dönem çalışma için yıllık izin ücreti alacağının zaman aşımına uğradığına, ikinci dönem çalışma sırasında ise yıllık izinlerini fazlasıyla kullandığı gerekçesiyle yıllık izin ücreti isteminin reddine karar verdi. Kararı taraf avukatları temyiz etti.
YILLIK İZİN HAKKI İÇİN FESHİN HAKLI SEBEBE DAYANIP DAYANMADIĞININ ÖNEMİ YOKMUŞ
Dava dosyasını inceleyen Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, emsal bir karara imza attı. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshinin şart olduğuna dikkat çekilen kararda, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmadığına vurgu yapıldı. İşçinin işe iade davası açması durumunda, izin ücretinin talep edilip edilemeyeceği davanın sonucuna göre belirlenmesi gerektiğine işaret edilen kararda, "Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir. Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalışmalarda önceki dönem zaman aşımına uğramaz."
Davacının aralıklı dahi olsa çalıştığı işyerinde yıllık izni hak ettiğine vurgu yapılan Yargıtay kararında, "Somut olayda, davacının çalışması aralıklı dahi olsa yıllık izin özde bir dinlenme hakkı olduğundan ve önceki çalışma dönemindeki yıllık izin zaman aşımına uğramaz ki, ilk dönem çalışması kıdem tazminatı hesabında da gözetilmiştir. Bu haliyle beş yıllık zaman aşımı süresinin ikinci dönem çalışmasının son bulduğu tarihten başlatılması gerekeceğinden zaman aşımına uğrayan yıllık izin ücreti alacağı bulunmamaktadır.
O halde, davacının davalı işyerindeki tüm çalışmaları birleştirilerek toplam hizmet süresi üzerinden hak ettiği yıllık izin süresinin belirlenmesi ve kullandığı miktar varsa mahsup edilip sonucuna göre yıllık izin ücret alacağının belirlenmesi gerekir. Anılan yön gözetilmeksizin verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir." denildi. CİHAN