TBMM Adalet Komisyonu’nun CHP’li üyeleri tarafından hazırlanan muhalefet şerhinde, Dokuzuncu Yargı Paketi’ndeki Anayasa’ya aykırılıklar ayrıntılı şekilde incelendi. Şerhte CHP’nin maddeler üzerindeki değişiklik taleplerine de yer verildi.
Muhalefet şerhinde, teklifin Anayasa’nın 2, 7, 10, 11, 13, 35, 38, 40, 41, 88, 90, 124, 153 ve 169’uncu maddelerine açıkça ve doğrudan aykırı olduğu vurgulandı. AKP’nin, “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile öngörülen düzenlemelerin komisyon görüşmelerinin, “Katılımcılık ilkesi yok sayılarak” tamamlandığı da belirtildi.
Muhalefet şerhinde, AKP döneminde Türkiye'de demokrasi ve özgürlükler adına hukuk devleti olma özelliğine karşı çok sayıda karara imza atıldığı kaydedilerek şu ifadeler kullanıldı:
“AKP iktidarının hukuk tanımaz anlayışı, ülkenin her bir kurumuna sirayet etmiştir. Adalet alanında da uyarılarımıza rağmen yargıya güvenin azalmasına neden olan pek çok hamle yapılmıştır. Yargıya güvenin azalmasında, Anayasa Mahkemesi kararlarına uymama, yargı kararlarının belirli bir zümrenin çıkarına göre düzenlenmesi ve siyasi baskılar sonucunda şekillenmesi, atanan yargı mensuplarındaki liyakat sorunu, üst düzey yargı mensuplarına dahi siyasi baskı ve mobbing uygulanması sıralanabilir. Ayrıcalıklı bir zümrenin ihtiyaçlarına ve kişisel bakış açılarına göre şekillenen yargı kararları, ülkenin her anlamda darboğaza sürüklenmesine neden olmuştur. Yargının siyasallaşmasında, siyasi kayırmacılık ile şekillenen devlet kurumlarında kadrolaşmanın hatırı sayılır bir etkisi vardır.”
AKP’nin Yargı Reformu kapsamında daha önce TBMM’den sekiz yargı paketi geçirdiğini anımsatan CHP, paketlerin tamamının toplumun istek ve beklentilerini karşılamadığının altını çizdi. Şerhte, komisyon görüşmelerinde dikkate alınmayan ve Anayasa’ya aykırı olduğu savunulan bazı maddeler ve gerekçeleri ise şöyle sıralandı:
• Madde 3: Avukatlık Kanunu’nun 180’inci maddesinde yapılmak istenen değişiklik ile aynı ilde bulunan farklı barolara ödenecek adli yardım ödeneğinin baro sayısına göre paylaştırılmasına ilişkin olarak Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesini karşılamayan bir düzenleme tesis edilmek istenmektedir.
• Madde 15: Kadının soyadına ilişkin olarak teklif edilen söz konusu düzenleme, insan haklarına aykırı olması yönüyle ve modern yaşamın gerekliliklerini gözetmemesi sebebiyle kabul edilemez niteliktedir. Bu gerekçeyle Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvurular ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurular aynı nedenle kabul edilmiş, her iki yargı merciinden de ihlal kararı çıkmıştır.