M. ERTUĞRUL İNCEKUL
Bilgi çağında bilginin işlenmesi çok öne çıkıyor. Bilginin sentezlerle insanın anlam arayışına katkıda bulunması, hakikat arayışında yanıltmaz bir rehber olması gerekmez mi? Kuru, ham bilgi ne işe yarar ki? Toplumun inşasında bilginin toplumsal rolü inkar edilebilir mi? Oppenheimer filminde izlediğimiz teknolojinin bir canavara dönüşmesinin sorumlusu insanın kendinden başkası olabilir mi? Teknoloji ve dijital dünya bizi mutlu mu ediyor? Yoksa mutsuzluğumuz katlanıyor mu?
Üretken Yapay Zekâ
Haftasonu katıldığım ECPS Cafe'nin “Yapay Zekâ Devrimi: Tehdit mi, Fırsat mı?” başlığıyla hayatımızın her alanına hızlı bir giriş yapan yapay zekanın (AI) ütopik mi yoksa distopik bir dünyaya mı yol açacağını konuştuk.
Yapay zekâ hızla hayatlarımızı değiştirmeye devam ediyor. Özellikle devrim niteliğindeki Üretken Yapay Zekâ (Generative Artificial Intelligence) beraberinde hem dev fırsatları getiriyor hem de insanlığın karşısına yine insan patentli bir tehdit olarak çıkıyor.
Devrim niteliğinde çünkü üretken yapay zeka, yenilikçi içerikler üretme yeteneğiyle yeni ufuklar açabilir. Özellikle sanat, müzik, edebiyat ve tasarım gibi alanlarda insan zihnine benzer eserler üretebilme kabiliyeti, yeni bir inovasyon dalgası oluşturabilir. Bu, sanat ve kültür alanlarında yeni trendlerle çığır açabilir ve insanlar için yeni fırsatlar sunabilir. Örneğin Sora AI, metin tabanlı içerikleri otomatik olarak videoya dönüştüren bir yapay zeka platformudur. Kullanıcılar, metin içeriğini Sora'ya yükler ve Sora, bu metni video formatında görseller, animasyonlar ve hatta konuşmacılarla birleştirerek bir video oluşturur. Zamanla birçok uzun belgesel ve filmler bu şekilde çekilebilecektir. Ayrıca, iş süreçlerini otomatikleştirmek ve verimliliği artırmak için kullanılabilir, bu da endüstriyel ve ticari alanlarda devrim niteliğinde değişikliklere yol açabilir.
Tehdit niteliği taşıyor çünkü üretken yapay zekanın aktif rolü, insanların işlerini ve gelirlerini etkileyebilir. Özellikle sanatçılar, yazarlar, müzisyenler ve diğer içerik üretimi ile hayatını kazanan profesyoneller, yapay zeka tarafından üretilen içeriklerin rekabetçi baskısı altında kalabilirler. Ayrıca, deepfake gibi manipülatif veya yanıltıcı içeriklerin üretilmesi konusundaki endişeler de mevcuttur. Bu tür yapay zeka uygulamaları, bilgi manipülasyonu veya propaganda gibi amaçlarla kötüye kullanılabilir.
Dev bütçeler ve dev veri depolama sistemleri
Üretken yapay zekâ Chat GPT-5 için öngörülen ekonomiye katkısı 2 trilyon $ ile 4 trilyon $ arasında değişiyor. Open AI CEO'su Sam Altman yıllık proje maliyeti için 5 trilyon ila 7 trilyon dolar arasında bir kaynak bulmak için görüşmeler yapıyor. Global Artificial Intelligence Study (Küresel Yapay Zeka Çalışması) raporuna göre 2030’a kadar yapay zekanın GSYH’ye yüzde 26 ile 15,7 trilyon dolarlık katkı sağlaması bekleniyor.
Dev kelimesi ile anlatmaya çalıştığım bütçe ve veri saklama alanları dudak uçuklatıyor.Her 60 saniyede 231,4 milyon e-mail atılıyor, her 60 saniyede Google'da 5,9 milyon arama yapılıyor, 443,000 $ Amazon’ da harcama yapılıyor. Instagram'da 66,000 fotoğraf paylaşılıyor. YouTube ‘da 500 saat video izleniyor, 347,200 tweet atılıyor.
2010 da başlayan bilgi üretimi artık zettabayt olarak ifade ediliyor, akıl almaz büyüklükte hacimli bilgiler yani 1 zettabayt 1 trilyon gigabayt'a eşit. 2015’ de 15,5 zettabyte ulaşan işlem hacmi 2020 yılında 64,2 zettabyte yükseldi. Yapay zeka ile teknolojik dalgalanmalar dev boyutlara ulaşmış durumda.
Birçok sosyal medya platformunun on yılda ulaşabildiği takipçiye UBS araştırmasına göre, OpenAI'nin popüler chatbot'u ChatGPT'nin, piyasaya sürüldükten sadece iki ay sonra, 100 milyon aktif kullanıcıya ulaşarak tarihin en hızlı büyüyen tüketici uygulaması olduğu tahmin ediliyor.
İnsan zekası ve yapay zeka
İnsan zekası ile yapay zeka arasındaki karşılaştırmalarda, insanların duygusal zeka, üretkenlik ve nazari değerlendirme gibi alanlarda üstün olduğu vurgulanırken, yapay zekanın veri analizi, hesaplama ve tekrarlayıcı görevlerde daha etkili olduğu belirtilmektedir. Ancak insan zekasının adaptasyon yeteneği ve karmaşık konuları ele alma kabiliyeti gibi alanlarda öne çıktığı kabul edilmektedir. Biyoloji, matematik, ve ekonomi gibi konularda insan zekası genellikle %30 ile %50 arasında bir başarı sağlarken, yapay zeka bu alanlarda genellikle %70 ile %99 arasında bir performans sergiliyor. Ancak, kuantum alanında ise insan zekası hala yapay zekânın önünde yer alıyor ve daha iyi sonuçlar elde ediyor. Daha fazla detay için LifeArchitect.ai/iq-testing-ai adresine göz atılabilir.
Yapay zekânın değer üretimleri yapması, evrensel kabul gören normlar seviyesinde bir şuur ve bilince ulaşması önemlidir. 20 saat direksiyon kursu alan bir sürücünün ulaştığı beceriye yapay zekâ algoritmaları yönüyle ulaşamıyor. Metin analizi veya çevresi ile etkileşimde henüz 4-5 yaşlarındaki bir çocuk kadar hayata adapte olabiliyor. Davranış psikolojisi ve beynimizin sosyal hayata karşı oluşturduğu tepkiler ve davranışlar olağanüstü bir adaptasyon gücüne sahip.
İşlerimizi elimizden alacak mı?
Birçok endüstride otomasyon ve yapay zeka kullanımının işgücü piyasasını nasıl etkilediğini analiz eden raporlar mevcuttur. Bazı tahminlere göre, önümüzdeki yıllarda işlerin yaklaşık %40'ı otomasyon ve yapay zeka tarafından yerine getirilebilir hale gelebilir. 1,7 milyon iş yapay zekâ yüzünden yok olacak. Bunlar taşıma, finans, çağrı merkezi gibi işler. Ama 97 milyon yeni iş alanı açılacak. Yani yapay zekâ işlerimizi elimizden almayacak ama yapay zekâyı kullanmayı bilenler işlerimizi elimizden alabilirler. Bir de dünya nüfusunun her geçen gün azaldığı düşünülürse çok da telaşa gerek yok aslında! Ama aylaklığa çare üretilmedi henüz.
Sonuç olarak,her teknolojik gelişmede olduğu gibi üretken yapay zeka, hem fırsatlar sunan bir devrim hem de potansiyel riskler taşıyan bir tehdittir. Önemli olan, bu teknolojinin gelişimini yönlendirmek ve kullanımını düzenlemek için etik ve yasal çerçeveler oluşturarak, olumlu yönlerini güçlendirmek ve olumsuz etkilerini en aza indirmektir. Yasa yapıcılar ise daha bu konuda çok gerideler ve bu teknolojik devrimin boyutlarını anlamadan sağlıklı
yasalar çıkarmaları, veri güvenliği ve mahremiyetlerimizi korumaları çok zor görünüyor.
Ayrıca sormamız gereken önemli soru şu olsa gerek; Yapay zekâya bir bilinç, vicdan kazandırabilir miyiz? Çünkü kendi başına yapay zeka çekiç kimin elinde ise ona göre şekillenecektir. İnsan hakları konusunda bir dualist tavır da sergileyebilir, ya da ırkçı bir yapay zeka ile karşı karşıya kalabiliriz. Çevre, açlık problemi, eğitim ve fırsat eşitliği, temiz enerji kullanımı konusunda ahlaklı bir tavır takınabilecek mi? Yoksa onu yöneten sermayenin istediği gibi bir şekle mi bürünecek? Tekno feodalizme teslim olmadan yeni bir dünya inşası kolay olmayacağı kesin ama insan gayretleri ve idealleri ile varoluyor.
Okuyucuyu not: 22-23 Haziran'da iki günlük R&H Divan “Yapay Zekâ Etiği” üzerine bir programı düzenlenecek. Medyadan detaylı bilgi paylaşımı yapılacaktır.
Sesli versiyonu için: