Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Haziran seçimlerinden önce, yanına Kuran'la alay eden Egemen Bağış'ı da alıp, AKP'ye oy toplamak için miting meydanlarında Kuran-ı Kerim'i sallamıştı.
Aynı taktiği 30 Mart seçimlerinde de uygulamıştı Erdoğan.
Hizmet Hareketi'ni vurmak için o dönem de Bediüzzaman Said Nursi'nin Risale-i Nur Kulliyatı'ndan İşaratü'l İ'caz adlı eserini sallamıştı seçim meydanlarında.
Erdoğan 30 Mart'ta istediğini aldı. Sonrası ile malum.
Seçimlerden sonra AKP'li vekil Fuat Bol gibileri Bediüzzaman'a hakaret ederken; AKP'nin baştacı ettiği bazıları da Nursi'yi ve Nurcuları tekfir etmeye kadar vardırdı işi.
İşte o hakaret furyasının bir örneği de Ethem Sancak'ın Star'ının Açık Görüş sayfalarında göründü bugün.
Şaban Bıyıklı, "Mesihler Mehdiler ve Risaleler" başlıklı yazısında, Said Nursi'ye ve Nurculara ağır hakaretler etti.
Kısa süre önce yine Star'ın Açık Görüş sayfasında Nursi'ye hakaret eden Bedri Gencer'in "Sünnilik ile İslamcılık arasında Haşşaşilik" başlıklı yazısındaki sözlerine atıf yapan Bıyıklı, "Burada Gencer’in “Nurculuğun temel problemi, ‘paralel’ hareketleri besleyebilecek... gnostik felsefesidir,” tespiti ile bazı “...ehl-i sünnet büyükleri... Said Nursî’nin... eserlerindeki apokaliptik-mesiyanik iddiaların ehl-i sünnete aykırı olduğunu bildirmişlerdir” cümlesinin altını çizmek istiyorum" ifadelerini kullandı.
Bıyıklı, Hizmet Hareketi'ne yönelik ağır hakaret ve ithamlarını sıralarken tıpkı Bedri Gencer gibi, 'sorun'un kaynağı olarak Bediüzzaman Said Nursi'yi ve Risale-i Nur'u gösteriyor.
Nurculuğun temel problemi imiş 'Paralel' hareketleri beslemek...
Bıyıklı, adı AKP'yi kollamak için söylediği "Sadece yüzde 20 çaldılar" sözü ile tarihe geçen Ahmet Akgündüz'e de çok sert çakıyor Nursi ile ilgili çalışmaları için.
Ve şu ifadeleri kullanıyor devamında: "Said Nursi de gerek kutsal metinleri batıni veya kuralsız yorumlamasıyla, gerekse bu hususta cifre başvurması bakımından kolaylıkla kendisinden önce gelen benzer iddialara sahip ‘Niyazi Mısri’ ve ‘Muhiddin Arabi’ gibi şahıslarla karşılaştırılabilir. Bu iki şahsın da tıpkı Said Nursi gibi kendilerinin ‘seçilmiş’ olduğu iddiasında bulundukları biliniyor. Şu farkla ki gerek Arabi gerekse Mısri belirli bir dinî tahsil görmelerine rağmen, Bedri Gencer’in de vurguladığı gibi, Nursi, ancak seçilmiş olmakla izah edilebilecek bir tarzda on beş yıllık medrese eğitimini on beş günde aldığını iddia etmektedir."
Hakaretlerin detaylarını merak edenler, Bedri Gencer'in ve Şaban Bıyıklı'nın "yazılarına" bakabilirler.
Meseleyi sadece oy-menfaat ilişkisi bağlamında değerlendirenler de rutin hayatlarına devam edebilirler...
Kaynak: Postmedya
